Jung Hoseok İle kavga (zoraki) +19

524 17 8
                                    


İyi okumalar canlar ❣️

Ah şu imtihan. Cok zorluyor beni. Hayatım cok zor dönemler geciriyor.

Hoseok'tan :

O an kendimi kaybetmiştim. Sinirden gözüm hicbir şeyi görmüyordu. Canı yansın istedim. Canı yanarsa belki de benim içimde dinmeyen fırtına diner. Belki onu affederim. Ama olmuyor işte. O adama dokunması aklıma geldikçe deliriyorum. Nasıl, nasıl beni aldatır. Seni seviyorum demesi bile yalan. Olmaz ben onu affedemiyorum. Bana ne kadar o adamla yatmadım desede inanmiyorum, inanamıyorum. Sonuc ne olursa olsun cok yıprattım onu. Ben o kadar acı cektiğini bilmiyordum. Nasıl olurda onu cok zorladım.

Altımda baygın halde bulunan kadınıma bakarken yüzünde oluşan morlukları görünce bunu yapmış olduğuma inanamadım.
Üstünden hızlıca kalkıp pantolomu giyerek doktoru aradım.
Ben onu kaybedemem.

Senden:

Ah bedenimin üstünde koca bir fil varmış gibi kıpırdayamıyorum. Ne oldu bana. Bilincim yerine geldikçe dün gece olanlar aklımı kapladı. Bunum rüya olmasını diledim.
Yavaş yavaş gözlerimi actığımda bulunduğum yeri inceledim. Rüya değildi onun evinde, onun odasında, onun yatağındayım.
Etrafı incelediğimde kimsenin olmadığını gördüm.
Odanın kapısı acılınca iceriye dün gördüğüm kadınlardan biri girdi.

"Hanımefendi size yemek getirdim. Bitkin düşmüşsünüz biraz yemek yemelisiniz."

"Olur. Teşekkür ederim."  actım bunu inkar edemem. Ama üzerimde daha çok 'yemesem Hoseok yine bana zarar verir' düşüncesiyle yemeği yemeği karar kıldım. Önüme koyulan tepside gördüklerimle iştahım daha bi arttı.
Yataktan doğrulup önüme koyulan yemekleri yiyebildiğim kadar yemeye calıştım.

Artık yiyemediğimi anlayınca yataktan doğrulup tepsiyi mutfağa bırakıp oğlumun yanına gidicektim.
Yavaş adımlarla merdivenlerden inip mutfakta gördüğüm kadınlara tepsiyi uzatıp oradan ayrıldım. Kasıklarımda oluşan sızıyı umursamadan ilerledim.
Buradan kurtulmam lazımdı. Oğlumu alıp buradan gidicektim. Ama gidemiyorum. O beni bulur bundan eminim. Gidemiyorum lanet olasıca yerden...

Dün gösterilen odaya yürüyüp içeriye girdim. Yatağında uyanık bir şekilde uzanan oğlumu görünce bütün acılarımı unuttum.

"Oğluşum, nasılsın bakalım." oğlumun yanağına sulu bir öpücük bırakıp onu kucağıma aldım.

"Bak annen seni cok özledi. Cok korkuyorum seni benden alıcak diye.  Ben yaşadığım sürece sana kimsenin zarar vermesine asla izin vermem.
Baban da bir gün seni sevecek inanıyorum. Bir gün senin onun oğlu olduğuna inanacak." odanın içinde gezinerek kısa bir süre olsada acılarımı unutmak istedim.

" Adın?" duyduğum sesle yerimde sıcradım. Arkamı döndüğümde Hoseok kapıya yaslanmıştı.

" Çık burdan"  Ne diyor bu adam.

"Hayır. Oğlumla olmak istiyorum. Sen cık"

"Adın sınırlarını zorlama. Onu sonrada görebilirsin. Cık!"

"HAYIR. NAPICAKSIN OĞLUMA" yüksek cıkan ses tonumla geri dönüşün olmayacağını anladım.

"LAN KADIN CUK DİYORUM. YA KENDİ İSTEĞİNLE CIKARSIN YADA BEN CIKARIRIM." Cıkmam, cıkamam.

"Hoseok oğlumu sana vermem."
Dediğim gibi yanımda bitmesi bir oldu.

"Odamıza cıkalım biz karıcığım." dedi kolumu sıkıp dişleri arasında konuşarak.

"HAYIR!..  DUR! HOPE YAPMA" kapı dışarı cıktığımız vakit karşımdaki doktoru görünce daha bir tedirgin oldum.

"Doktor sen işini yap." deyince doktor oğlumun yanına girip kağıyı örttü.

Bts İle Hayal Et Tepkiler SMUT(DÜZENLENİYOR.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin