Adını duymak haram oldu bana. Sesini duymak zehir oldu bana. Yüzünü görmek cehennem oldu bana. Her zerrenden nefret ediyorum Jung Hoseok. Seni asla affetmeyeceğim.
"Tut ki tam bu gece öldüm, bakabilecek misin bir daha gökyüzüne?"
Dışarıda soğuk bir rüzgar esiyor. Deponun penceresinden içeriye esen kücük bir sonbahar rüzgarı bu. Essin daha sert essin. Essin ki bütün dertlerimi de kendiyle birlikte götürsün.
Kafamı kaldırdığınmda havanın daha yeni yeni aydınlandığını fark ettim. Bunu bana nasıl yapabilirdi?
Deponun kapısı büyük bir gıcırtıyla acılınca yavaşca kafamı o tarafa cevirdim. Gelen kişi oydu. Elinde bir tepsi ile yanıma yaklaşıyordu.
"Aç mısın karıcığım?"
Adını duymaktan nefret ettiğim adamın yüzüne bile bakmadan pencereden gökyüzünü izlemeye devam ettim.
"Bana cevap ver. Karşında kimin olduğunu unutma"
Bu beni delirtmeye calışıyor.
"sana bana cevap ver dedim."
Yavaşca ayağa kalkıp;
"Kimsin sen? Dur ben söyliyim. Şerefsiz, adı, pislik, şeref yoksunu bir yaratıktan başka bir şey değilsin. Şimdi karşımda kimin olduğunu öğrendin."
Sözlerimin bitmesiyle Hoseok'un çeneme yapışması bir oldu.
"Bak karıcığım bu söylediklerimi iyi dinle. Aksi taktirde bundan sonra beni dinlemezsen canın çok yanacak."
Seni pislik adi herif canın cehenneme. Demek istesemde diyemedim. Elindeki tepsiyi yavaşca yere bırakarak yüzüme baktı.
"Susma kadın bana cevap ver. Bunu bana neden yaptın? neden canımı yaktın? Seni sevdiğimi bilmiyor muydun? Sevgim sana yetmedi mi? Hiç mi sevmedin? Söyle lan söyle. Elimde kalacaksın."
Bileğimi sıkmasının ardından bu sözleri sarf etmesi can yakıcıydı. Ama bu neyden bahsediyor.
Yavaşca gözlerim onun gözlerini buldu. Ağlıyordu. Benim Hope'm ağlıyordu.Elimi yüzüne değdirip gözyaşlarını sildim.
"Neyden bahsettiğini inanki bilmiyorum. Bunu bana neden yaptığını, neden canımı yaktığını söylemiyorsun ve kalkıp bana 'bana bunu nasıl yaptın' diyorsun. Lütfen ne yaptığımı söyle."
Elini elimin üstüne koyup hızla ittirdi.
"Bana yalan söylemeyi kes. Sen yalancısın. Sen ne yaptığını saklamak için neden bu kadar caba harcıyorsun? "
Yere bıraktığı tepsiyi ayağıyla vurmasıyla bütün yemeğin etrafa sacılması bir oldu.
"Sen bunu bile hak etmiyorsun" Deyip gitti.
Ben ne yaptımda bu kadar değişti. Ne yaptımda onu bu hale dönüştürdüm.
Kalktığım yere tekrar oturup düşünmeye başladım...
Ne kadardır düşünüyorum bilemiyorum. Ama havanin kararması an meselesiydi.Kapı tekrardan büyük bir gıcırtıyla acıldı. O tarafa bakmadan gökyüzünü izlemeye devam ettim. Ayak seslerinin bana doğru geldiğini duyuyordum.
"Yenge abi seni cağırıyor." Bu ses Hoseok'un yardımcısı olan kyungsoo'num sesi.
Yavasca ayağa kalkıp Kyungsoo'ya döndüm.
"Lütfen bir şey söyle bana. Ben ne yaptımda böyle yapıyor. Ya da buradan kurtulmama yardım et. Ben dayanamıyorum. Bir ölüden farkım kalmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bts İle Hayal Et Tepkiler SMUT(DÜZENLENİYOR.)
FanfictionBölümlerin gec gelme ihtimali var. 🌼