Ben hayata 1-0 yenilmişim. Sevgi derlerdi buna, aşk derlerdi buna...
Sebebi yok. Sebepsiz yere suçlanmak, sebebini bilmeden hayata sürgün iki beden...Yıkılan hayallerimden vazgeçtim;Kaybettiğim uykularımın peşindeyim.
Hoseok'tan;
Onu hep sucladim. Cünku o beni aldatti. cünku bana ait olan elleri başka tenlerde buluyordu. O lanet gözleri başka erkeklerin bedenini görüyordu.
Bana bebeğimizin olacağini söylerken sanki bütün dünya benim olmuş gibiydi. En büyük mutluluğum olduğunu hissettim. Sonra icimi saran şüphelerle bebeğin benden olmadığini anladim. O benim bebeğim değil.
Merdivenlerden kayip düşmesi çok canimi yakti. Üzüldum . Evet hem de çok üzüldüm. O zaman anladım onu hala deli gibi sevdiğimi. Kaybetmekten korktuğumu...
Hızla kucağıma alıp onu hastaneye yetiştirmeye çalıştım. Veda eder gibi bir hali vardı. Tanrım nolur onu benden alma.
Hastaneye vardığımda hemen doktor cağırmak için var güçümle bağırmaya başladım.
"Doktor! Doktor nerede lan? Cabuk sedye getirin!"
Ardından ardı ardına gelen doktor ile küçüğümü sedyeye yatırdılar."Ne oldu? Bana olayı anlatın."
"Kendisi eşim ve hamile. Merdivenlerden düştü."
2 saattir ameliyathanenin önünde bekliyorum.
Arkadaşlar burada Emre Aydın: Beni vurup yerde bırakma şarkısını dinleyerek okumaya devam edin.
"Tanrım lütfen ikisine de bir şey olmasın."
Kapı acıdığında hemen doktorun yanına koştum.
"Eşimin ve bebeğimin durumu nasıl?"
"Hmm"
"bir şey söyle doktor."
"Bay Hoseok!"
"Ne var lan? Ne oldu? Söyle doktor. Öldürürüm lan seni."
"Eşinizi ve bebeği kurtaramadık. Başınız sağ olsun"
"Nasıl lan? Nasıl kurtaramazsın? Gir şuraya doktor. Gir lan kurtar onları."
"Sakin olun!"
"Hayır. Bu olmaz. Hayııııır. Onlar ölemez."
Arkamdan gelen sesle bunun en sağlam adamım olduğunu anladım.
"Abi! Hadi gel"
"Bırak lan beni."
"Abi sana bir şey göstermeliyim. Yenge aslında sucsuz."
" Ne dedin lan sen?"
" Abi hepsi yengeye kumpas kurmuşlar. O fotoğraflar fotomontaj."
"Ne diyorsun sen lan. Bunu seninle sonra konuşacağız."
Hızla ameliyathaneye girip solmuş küçüğüm baktım. Ne kadar da masumdu.
Yanına yaklaşıp elini avucumun içine aldım.
"Ellerin neden bu kadar soğuk? Üşüyor musun?"
Sadece sonsuz bir sessizlik vardı ortalıkta
"Uyan lan uyan birakma beni. Kalk bağır çağır, o küçük ellerinle göğsüme vur ama beni birakma.
Sonlara dogru kisilan nefesimle son kez umudumu kaybetmeyip uyan diyebildim.
Uyan güzel gözlüm."Uyan güzelim. Bana o muthiş gülüşünü sun. Özür dilerim küçüğüm."
Küçücük bedenini kollarımın arasına alıp sarıldım. Kalk be güzelim....................
"Hoseok! Hoseok uyan."
Bana dokunan küçük ellerle nerde olduğumu idrak etmeye çalıştım. Bir anda uyanıp karşımda gördügüm küçük bedene sarıldım. Ne yani hepsi rüya mıydı?.
Güzelim iyi misin sen?
kollarımın arasına alıp sarilip kokusunu içime çektim. Bir uyuşturucu gibiydi.
Uyu Hope hadi. Sabah bana anlatırsın.Adından;
uykumu bölen Hope'nin inlemeleri ve haykırışlarıydı. Sanırım kabus görüyordu. Uyandırmaya çalışıyordum am nafile .
Son kez dürtüp ;Hoseok Hoseok deyip uyandirdim.
Çok korkmuş gibiydi. Bana iyi misin demesi beni şaşırtsada üstelemedim. Bana sarilip kokumu icine çekmesi beni tuhaf hissettirdi. Yavaşça yatağa uzandırıp uyumasını istedim. Beraber uyumaya çalışırken aklımda tek bir soru vardi: ne gördü de bu kadar çok korkmuştu. Sabah uyanınca her şeyi anlatmasını isteyecektim.
Fazla duşunmeden uykunun kollarına teslim oldum.*****ARKADAŞLAR "SAVAŞ KARTALLARI" ADLI YENİ BİR KURGU YAZIYORUM. AMA KİTABIMIN KAPAĞI HAZIR DEĞİL. TANIDIĞI BİR ARKADAŞI YA DA KENİDİSİ HAZIRLAYABİLEN VARSA MESAJ GÖNDERSİN. LÜTFEN AÇİL. *****
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bts İle Hayal Et Tepkiler SMUT(DÜZENLENİYOR.)
FanfictionBölümlerin gec gelme ihtimali var. 🌼