Rehnüma Mahir'in arabasına binmeden kendi aracının yanından geçti ve gözüne hastaneden ayrılırken aldığı bir kaç eşyası takılıp sinirli bir nefes alsa da saniyeler sonra genç adamın sağ ön kapıyı açıp şoför tarafına geçerek ayakta beklemesi ile açık olan kapıdan içeri girip yerine oturdu.
Mahirde genç kadınla aynı anda binerek kapısını kapatıp kontağı çevirdikten sonra kısa zaman içerisinde bahçeden ayrılıp yola çıktı.
"İlk neye bakmak istersin, mobilya mı."
Rehnüma yanında ki camdan dışarı bakarak "Sence" dediğinde genç adam sol dirseğini kapalı olan camla kapı arasına yasladı ve tek eliyle yüzünü sıvazladı.
"En iyisi mobilyalara karar ver ondan sonra boya yada perde bakarız."
Genç kadın sessizliğini korumayı tercih ederken Mahir bir türlü Rehnümayı konuşturmak istiyordu ama konuştursa tekrardan da patlayacağından emin olarak istemeye istemeye sustu.
Belirli bir süre sonra Ankara'da mağazaların bulunduğu işlek caddeye geldiklerinde genç adam zorlansa da park yeri bulup aracı durduğunda Rehnüma'nın gürültülü bir şekilde arabadan inmesi ile sessizce inip genç kadının yanına geldi.
Uzun işlek caddede yürümeye başladıklarında Rehnüma çatık kaşlarla vitrinlere bakıyordu. Bir yanı isteyerek ve beğenerek almak istemese de diğer yanı kalacağı evi istediği gibi döşemek istiyordu.
Eski hayalleri, Mahirle her şeyi beraber yapma hayalleri tekrardan gün yüzüne çıktığında istemeden de olsa hüzünlendi ve saniyeler sonra kendisini herhangi mobilya mağazasına atıp iç çekerek etrafına bakınmaya başladı.
Genç adam da bir anda Rehnüma'nın değişen ruh halinin farkındaydı ve sessizliğini koruyarak bir adım gerisinde duruyordu. Ne dese, ne yapsa haklıydı ona göre. Kolay değildi iki yıl evlenmeyi, beş yılda geri dönmesini beklemişti. İlk tanıdığında on altı yaşındaydı ve Mısır kanunlarına göre on altı yaşına basan her genç kızın evlenme hakkı doğuyordu. Bunu bilerek yaşını beklemişti.
Mahir eski düşüncelerinin ve adice yaklaşmasının bedelini ödemeye hazırdı ama düşündükçe kafayı yiyordu. Kendisi bile yaptıklarına dayanamazken Rehnüma nasıl olurda usanmadan, bıkmadan ihtimal doğrultusunda beklemişti aklı almıyordu.
"Sana diyorum."
Genç adam düşüncelerinden sıyrılıp bir anda kendisine gelerek boş bakışlarla siyah gözlere baktı.
"Ne oldu."
Rehnüma hafif çatık kaşlarla "Otursana ne diye ayakta, mağazanın ortasında bekliyorsun" diyen genç kadının yanında da erkek satış personeli bekliyordu ve Mahir ikiliye bakıp kısaca öksürdü.
"Tamam. Sen bak o zaman."
Genç kadın birkaç saniye içerisinde teşhir oturma gruplarından birine oturan Mahire bakıp yanında ki adama döndü ve iç çekerek dolaşmaya başladı.
Hayaller ve hayatlar...
Üç katlı mağazanın teşhir ürünlerini yavaşça gezen Rehnüma üçüncü kata çıkmamayı isteyerek katalogları isteyip kısa zaman sonra ikinci kattan indi ve Mahirin yanına gelerek oturdu.
"Kataloglarına bakayım bi. Beğendiğim bir şey olursa alırız."
"Tamam" diyen genç adam başını yan çevirip Rehnümaya baktı. "Piyanoda alalım."
Genç kadın soğuk bir tavırla önüne bakarak "Benim piyanom var zaten. Evimde beni bekliyor" dediğinde yardımcı olan satış personeli elindeki kataloglarla gelerek Mahirin konuşmasını engellemiş oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahire'nin İncisi
General FictionNormalde biten bir kitaptır ama baştan yazarak yayımlıyorum. Rehnüma abisinin terörist ele başı olduğunu ve sevdiği adamın da gönüllü, gizli asker olduğunu bilmeden Mısır da Mahir ile dini nikâhını gerçekleştirip Türkiye'ye, sevdiği adamla evlenmeye...