Yeni yıla birkaç saat kala, eğlenceye erken saatte başlayıp alkol kullanımında dozu kaçıran ve yakınları tarafından getirilen hastalara çalışma arkadaşlarıyla beraber ilgilenen kadının tek temennisi nöbete kalacak olsa da yarın izinli olacak olmasıydı. Bu yorgunlukla dışarı adım atacağını düşünmüyordu ama yataktan da çıkmamaya kararlıydı.
Yoğun ve tempolu saatlere girmiş olsa da gelen hastaların büyük bir çoğunluğu aynı ve benzer şikâyetlerden mustarip olduğundan çabucak halledilmiş kalması gereken hastaların yatışı gerçekleşirken ayakta tedavi edilen hastaların çıkışı verilmişti. Ara ara gelen hastaların azlığı gözle görülmeyecek dereceye vardığında on iki olmasına yarım saat vardı ve gözleri bilgisayarın ekranında ki dijital saatteydi, bir gözü ise uzun süredir baktığı yerde acil kapısındaydı.
Baktığı kapıdan iki çalışma arkadaşının pastane kutularıyla ve market poşetleriyle girdiğini gördüğünde gözleriyle arkasında bulunan dinleme odasına kadar takip etti.
"Ne onlar."
İçlerinden erkek olan "Yeni yıl atıştırmalıklarımız" deyip yanında ki kadın arkadaşıyla beraber başka birinin kapıyı açması ile içeri giriş yaptı.
Rehnüma ise başını çevirdiği yerde yavaşça ayağa kalkmış bir arkadaşına yerini devrettikten sonra anlam veremeyerek dinlenme odasına geçmişti. Baktığı kişiler ise odada bulunan masanın üzerini hızla hazırlamaya başlamışlardı.
Kimisi "Bu sefer neler gelmiş" deyip poşetleri araştırırken kimisi de geçen yıl aynı zaman diliminde neler yaşadıklarını gülerek anlatmaya başlamıştı. Genç kadın da anlam veremeyerek arkadaşlarına bakıyordu ki anlatılanlara karşılık her yılın belirli ve özel yani kamuya açık özel günlerinde bu tür şeylerin yaşandığını anladı.
"Siz her yıl böyle kutlar mısınız" diyen kadın arkadaşlarına hafif bir şaşkınlıkla bakarken içlerinden bir kadın çalışan kuru pastalardan bir tane eline alıp ısırarak konuşmaya başladı.
"Evet. Diğer şubelerde ki çalışanlara da aynılarından gitti. Her şubeye belirli bir miktar atıştırmalıklar, içecekler, pastalar vs. gider bölüm bölüm paylaşılır" deyip gülümseyerek yutkundu. "Geçen sene hasta çoktu ama bu sene şansına bu saatlerde pek yok. İşimizi aksatmadığımız sürece toleranslıyız."
Rehnüma iki kaşı havadayken tabaklara konulan pastalardan bir tane alıp açıklama yapan arkadaşına gözlerini çevirdi.
"Hastane sahipleri yapıyor yani" derken ülkenin dört bir yanında zincir olan hastanenin tek bir an için harcadığı maliyeti yuvarlak olarak hesapladı. Fazlaydı.
Diğer erkek çalışma arkadaşı yutkunup gülümseyerek "Sağlık sektörünü oldukça sevdikleri ve değer verdikleri ortada" derken girişte hissedilen hareketlilikle herkes o yöne baktı.
Rehnüma arkadaşlarıyla beraber gözlerini eşiğe çevirdiğinde gözüne ilk çarpan nöbetçi uzman doktordu ki baktığı adam tebessümle "Şimdiden iyi seneler arkadaşlar" dedi, personelin iyi temennilerini birkaç saniye dinledikten sonra içeri adımını atarak yana çekildi.
Görüş alanına giren iki kişiyle siyah gözleri parlarken dudakları da yukarı kıvrılmıştı. Anne ve babasını görmek iyi gelmişti keza kenardan içeri giren eşini de ama gözlerini genç adama çevirmedi. İstemese de gelmesi hoşuna gitmişti göstermek istemiyordu ki en büyük mutluluğu anne ve babasını getirmesiydi. Anlamıştı eli uzun olan eşi anne ve babasını almış ve getirmişti.
Uzman doktorun yorgun gözleri gözleriyle birleştiğinde hocası "İhsan hoca aradı, boş vakitlerde ailenle dinlenme odasında olabileceğini söyledi" dediğinde neşeyle gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahire'nin İncisi
General FictionNormalde biten bir kitaptır ama baştan yazarak yayımlıyorum. Rehnüma abisinin terörist ele başı olduğunu ve sevdiği adamın da gönüllü, gizli asker olduğunu bilmeden Mısır da Mahir ile dini nikâhını gerçekleştirip Türkiye'ye, sevdiği adamla evlenmeye...