İlk danslarını gerçekleştiren çift alkışlar eşliğinde masalarına döndüklerinde Mahir parıldayan, bazılarının deli diye tabir ettiği bakışlarla eşine bakıyordu ama Rehnüma gözlerini kaçırıyordu.
Genç kadın için sonradan gelen itiraf bazı şeyleri anlamlandırsa da ki bu şeyler neden evlilik için ısrar ettiği yada sürpriz yaptığı gibi konulardı, önemli miydi bilemiyordu ama Mahirin mutlu olduğunda deli gibi baktığını anlamıştı, o yüzden hiçbir zaman ürkütücü bulmamıştı yeni yeni fark ediyordu. Bu da geçmişte bazı zamanlarda mutlu olduğunun göstergesiydi.
Rehnüma karışan aklıyla etrafına, anne ve babasına, konuklara gülümseyerek bakarken masanın köşesine bırakılan çiçeğe gözlerini çevirdi, notu görerek yeni başlayan müzik ile eline aldı.
'Mutluluğunuz daim olsun... Eftalya'
Gözlerini yanında ki adama çevirdi, biraz tedirgin olmadı da değildi.
"Eftalya kim."
Mahir kısa bir an nota bakıp her zamanki gülümsemesi ile aralık dudaklarının üzerine işaret parmağını bırakıp hafifçe eşine doğru eğildi.
"Şşş... Çok gizli."
Rehnüma gülümsemesine devam ederek geri çekilen adama iki kaşı havada birkaç saniye baktı, kendisi de sesten dolayı eğildi.
"Bunu bana niye söyledin."
Genç adam eşini ikilemde kalarak süzerken "Ne anladın" dediğinde Rehnüma kahkaha atıp gülmeye başladı. Onun gülüşü Mahirin fazlasıyla hoşuna gitse de psikolojisini bozacak derecede her kadından şüphe duyma ihtimali içini yemişti.
İkiliyi izleyen maaile ise gülen kadına gülümseyerek bakıyor, neşesini izliyorlardı.
Rehnüma birkaç saniye daha güldükten sonra gülmekten yorulmuş olacak ki gülüşünü yavaşlattı gözlerinden süzülen yaşları tek elinin tersiyle sildi.
"Ne iş yaptığını anladım, niye bana söyledin onu anlamadım."
Mahir rahatlayan bir gülüş atarken eşi gibi tekrardan eğildi.
"Güveniyorum."
Genç adam yavaşça yerinde doğruldu, onu izleyen Rehnüma ise gülmesini durdurmuş birkaç saniye izledikten sonra önüne dönerek doğrulmuştu. Yavaş yavaş piste doğru gelen insanlara karışık duygularla bakarken Mahir Süha beyle arkadaşlarının kendisine bakarak çıkışa yöneldiğini fark edip üçüncü kez eşine doğru eğildi.
"Hemen geliyorum."
Rehnümanın tebessümle "Tamam" deyişi ile masadan kalktı, hızlı adımlarla kısa zaman içerisinde dışarı çıktı. İlk gözüne çarpan Kazem olmuştu, gülümseyerek ve iki kolunu açarak beş kişiye yöneldi.
"Ooo... hoş geldin Kazem."
Arkadaşı yerinde kımıldanıp tebessümle "Hoş buldum" dediğinde çoktan yanına varmış ve kucaklamıştı.
"Geleceğinden niye haberim yok."
Genç adam saniyeler sonra kucakladığı arkadaşın ayrılırken beş kişinin gergin yüz hatlarında tek tek göz gezdirdi.
"Hem görmek istedim hem bir haber getirdim" diyen arkadaşına karşılık kaşlarını çattı.
"Düğünümde canımı sıkacak ve çok önemli olan şey ne" derken bakışlarını Süha beye çevirmişti. "Amca direkt söyle."
Orta yaşlı adam aldığı nefesi sesli bir şekilde bıraktıktan sonra "Kazem anlatsa daha iyi" dedi, genç adamın bakışları arkadaşına çevrildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahire'nin İncisi
General FictionNormalde biten bir kitaptır ama baştan yazarak yayımlıyorum. Rehnüma abisinin terörist ele başı olduğunu ve sevdiği adamın da gönüllü, gizli asker olduğunu bilmeden Mısır da Mahir ile dini nikâhını gerçekleştirip Türkiye'ye, sevdiği adamla evlenmeye...