19. Bölüm

4.7K 226 6
                                    

"Ama bu çok tatlı."

Rehnüma kucağında ki minik bebeği severken Mahir de arkadaşı Tahir'le karşı koltukta oturuyor, tebrik ederek sevincini paylaşıyordu. Hülya hanım ve Nevin hanım ise iki genç kadının çaprazında bulunan ikili koltukta neşeyle bebeğe bakıyorlardı.

Zühre bebeğine aşka bakarak "Hediyeler için teşekkür ederiz" dediğinde genç kadın bebeğin yanağına işaret parmağıyla dokunuyor, gözleri kapalı miniğin meme arayışını neşeyle izliyordu.

Nevin hanım arkadaşının kulağına doğru hafifçe eğilerek "Kucağına da yakıştı Hülya" derken muhatabı olan orta yaşlı kadın sesli bir nefes alarak kısa bir an oğluna daha sonra gelinine çevirdi gözlerini. Aynı düşük ses ile de cevap verdi.

"Olanlardan sonra bebek bir yana, Mahiri affedeceğini bile düşünmüyorum Nevin. Affetmese hakkı var."

Nevin hanım aldığı nefesi sesli bir şekilde bırakıp sırtını geriye doğru yasladı. Arkadaşına hak veriyordu ama diğer bir yanı, Mahiri oğlu gibi gören yanı mutlu olmalarını istiyordu.

"Hülyanın öve öve bitiremediği kadar varmışsın Rehnüma, çok güzelsin kızım."

Rehnüma tebessümle gözlerini kucağında ki bebekten alarak Nevin hanıma çevirdi ve mütevazı bir şekilde "Abartılacak bi güzelliğim yok açıkçası ama teşekkür ederim" dediğinde Mahir sessizce iç çekti. Arkadaşı ise bıyık altından genç adama güldü.

Nevin hanım koltuk koluna bıraktığı eliyle kısa bir an sol çaprazında duran genç adamı göstererek "Ne buldun bu deli de bize de anlat bilelim" dedi, herkesin gülmesini sağlamış oldu ama genç kadının içinden geçen çok daha farklıydı. "Ne yapacağı, nereden çıkacağı pek belli olmaz."

Son cümle ile herkes gülmesini yavaşça durdurmuş, gözlerini Rehnümaya çevirmişti. Mahir de diğerleri gibi cevap bekler bir halde baksa da bir yanı Nevin hanıma kızmadan edemiyordu keza orta yaşlı kadın da pot kırmış olduğunu anlayarak havayı dağıtmayı istercesine güldü.

"Bu soruyu Zühreye sordum pek tatmin edici cevap alamadım. Mahir benimde oğlum sayılır ondan soruyorum."

Zühre eşine aşkla bakış atarken Rehnüma sessizliğini korurcasına, ne diyeceğini bilemez bir halde iki kadına bakıyordu. Mahir ise araya girme ihtiyacı duyarak konuyu başka yere, gündelik hayata çevirdi.

Havada asılı kalan ve cevabı gelmeyen soru hiç sorulmamış gibi derin bir muhabbete doğru giden altı kişide sessiz olan kişi Rehnümaydı. Gerçekten ne buldu onu düşünüyordu ama daha önceden de bu konuya fazla kafa yorduğundan cevabının olmadığı gerçeği ile kısa sürede yüzleşti.

Belirli zaman sonra içilen kahveler, sevilen bebek ve edilen muhabbetten sonra üç kişi izin isteyerek ayaklandı, daha sonra görüşmek üzere yola çıkıldı. Nevin hanım misafirleri uğurlarken mutlaka düğüne geleceğini söylerken o zamana kadar birkaç günlük olan bebekle üzülerek gelemeyeceklerini dile getiren evli çifte iki genç anlayışla yaklaştı.

Sessizlik içinde havalimanına, havalimanından da eve gidilen yolculukta üç kişi yorgun olduklarından dolayı pek konuşmadılar. Eve geldiklerinde ise hep beraber bir yorgunluk kahvesi içip odalarına çekildiler.

İkili sırayla kısa zaman içerisinde peş peşe duşlarını aldıklarında Rehnüma ikinci alan oldu ve banyoda iki parça saten kumaş pijamasını giyinerek odaya geçti, makyaj masasının önünde ki pufuna oturdu. Mahir ise yatağın bir köşesinde, sırtı yatak başlığında genç kadına sessizce, düşünceli gözlerle bakıyordu.

"Bebek çok tatlıydı, bin maşallah" diyen Rehnüma dudaklarında ki tebessümle eline krem sürerken hafifçe yan dönüp Mahire baktı. Genç adam da beklemeden aklında dolaşan şeylerden birini dile getirdi.

Kahire'nin İncisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin