Serkan kelebek dövmeli kadını yakalamak için peşinden gider ama kadın bir anda gözden kaybolur.Eda arkasından seslenen kadını(Filiz) annesini sanıp yanına doğru gider.
Filiz:Annenin dediği gibi çok güzelsin sen gerçekten.Filiz ben..Annenin yakın bir arkadaşıyım.
Eda:Biri daha vardı.Mavi kelebek dövmeli..Az önce çıktı.O annem olabilir mi acaba?
Filiz:Annen gelmedi Edacım.O kadın kimdi bilmiyorum ama ben de bu gece bir umut onu görürüm belki diye geldim.Fakat yok..Bu sene de yok
Eda:(üzülür)
Filiz:İsterseniz bize gidelim.Daha rahat konuşuruz olur mu?
Eda:Peki..Hepsi Filiz'in evine giderler.İçeri geçip otururlar.
Eda:Annem hem bu kadar yakın hem de bu kadar uzak işte.Aynı anda bir sürü duygu yaşıyorum.Heyecan, hayal kırıklığı..Bilmediğim bir yöne doğru gidiyorum.İşin kötüsü sizi de peşimde sürüklüyorum.Arkadaşlar çok teşekkür ederim.Ama ben bundan sonra yoluma yalnız devam edicem.Bunları yaşamak zorunda değilsiniz gerçekten.
Fifi:Saçmalama.
Ferit:Saçmalama Eda..
Ceren:Eda..Her ne olursa olsun biz her zaman yanındayız.
Barış:Sen istesen de istemesen de bu yolda artık birlikteyiz.Anneni bulana kadar da bu böyle devam edecek.Tamam?Serkan Barış'ın dediğine sinir olur.Eda Serkan'a bakar.Serkan Eda'ya gülümser.
Eda:İyi ki varsınız! Çok teşekkür ederim.
Filiz elinde bir kutuyla içeri gelir.
Filiz:Çocuklar hiçbir şey yemediniz, içmediniz.Olmaz ki böyle..Ben size bir şeyler hazırlıyım mı?
Eda:Hiç gerek yok.Teşekkürler..
Filiz:(kutuyu Eda'ya uzatır) Hazır mısın? Bunlar seni biraz duygulandırabilir.Ama görmek istersin diye düşündüm.Al..Aç..Annenden bana kalanlar..Eda kutuyu açar.İçinde fotoğraflar vardır.
Eda'dan
5 yaşımdan beri annemin yüzünü görmemiştim.Babam da onu unutmam için fotoğraflarını saklamıştı benden.
Yavaş yavaş unutmaya bile başlamıştım annemin neye benzediğini.
Şimdi her şey yeniden canlanıyor gözümde..Ona benziyormuşum.Hatta benden daha güzelmiş.
Ne güzel gülümsemiş..
Canım annem...Eda'nın gözleri dolar.Fifi ve Ceren yanına oturup teselli eder.Eda kutunun içinden birkaç kağıt çıkarır.
Eda:Bunlar ne peki?
Filiz:Annen yazı yazmaya adamıştı kendini.Kafasını öyle dağıtıyordu.O elindeki yarım kalmış bir şarkı sözü denemesi.
Eda:Kime yazmış peki..?
Filiz:Sence kime?
Eda:Bana mı?
Filiz:(kafasıyla onaylar)
Eda:Çok güzel..
Filiz:Bitirseydi daha güzel olcaktı.Ama gitti annen.Bir sabah bir kalktım, baktım..Yok..Gitmiş.Vedalardan hoşlanmazdı.Kimseye, hiçbir şeye bağlı kalmak istemezdi.Bir tek sana bağlı kaldı zaten.Yanında değildi belki ama..Sana bağlıydı her zaman.
Eda:Neden aramadı peki?Neden sormadı?İsteseydi bana ulaşabilirdi.
Filiz:İstedi..Çok istedi.Hatta ben de defalarca sordum.Neden kızını görmüyorsun dedim.Bilmediğin şeyler var dedi.Bilmediğin şeyler var..
Eda:Şimdi nerde peki?
Filiz:Dünyayı gezmeyi çok severdi.Belki kilometrelerce uzaktadır.Belki de dönmüştür, burdadır.Bilmiyorum ki...
Eda:Annem burda.Yakında..Hissediyorum.
Barış:Anneni bulucaz Eda.Merak etme..
Eda:Kutu bende kalabilir mi?
Filiz:Tabi senin olsun.
Eda:Teşekkür ederim..Bide..Annem bir sene burda yaşadı dediniz.Eğer sizin için de bir sakıncası yoksa odasını görebilir miyim?
Filiz:Gösteriyim..Belki döner diye öylece bıraktım odasını.Filiz Eda'yı annesinin odasına götürür.Filiz çekmeceden bir bluz çıkarır.
Filiz:Bu annenin.Burda unutmuş.Sende kalabilir.
Eda bluzu alıp koklar, ağlamaya başlar.Filiz odadan çıkar.Eda annesinin yatağına oturur.Yanına Serkan gelir ve Eda'ya sarılır.
Bir süre sonra kalkarlar, Filiz onları geçirir.Filiz:Merak etme..Annene kavuşacaksın.
Eda:Çok teşekkür ederim her şey için.Bugün çok ağladım ama çok da mutlu oldum.Yani..Yan yana olmasak da annemle biraz özlem giderdik.
Filiz:İstediğin zaman gelebilirsin.Siz de arkadaşınıza mukayyet olun.Bakın çok güzel arkadaşsınız.Böyle devam edin.Tamam mı?
Eda:Hoşçakalın..
Filiz:Güle güle..Ertesi gün sabah Fifi ve Eda okulda broşür dağıtırken Barış yanlarına gelir.
Fifi:(broşürü uzatır) Almaz mıydın?
Barış:Bende var sağ ol.Kızlar elinizde tuttuğunuz şeyin farkında mısınız siz?
Fifi:Evet.El ilanı..
Barış:Neyin el ilanı?
Eda:Müzik yarışması.
Barış:Yanii..?
Eda:Yani?
Barış:Elinizde altın değerinde bir şey tuttuğunuzun farkında mısınız?
Fifi:Ya hoca elimize tutuşturdu.Biz de bir an önce bitsin diye dağıtıyorduk.
Eda:Barış sabah sabah hiçbir şey anlamıyoruz.Nolur şifreli konuşma.
Barış:(ilanı okumaya başlar) Türkiye'nin en iyi müzik grubunu arıyoruz! Üniversiteler arası müzik yarışması başlıyor! Finali televizyonda yayınlanacak..Besteni yap, yarışmaya katıl!
Fifi:Ee bize ne bundan?
Barış:Eda kafanı çalıştır.Annenin yarım kalan bestesini tamamlamak için harika bir fırsat bu.Ceren dün sahnede sizin çok iyi bir uyum sağladığınızı söyledi.Tamam kızılcıklar çok çakma bir isim ama orjinalini bulup değiştirebiliriz.Bir düşünsene...Bütün televizyon annenin bestesini dinleyecek.Annen de dahil..
Eda:Evet..Bence bu süper bir fikir! İnanamıyorum Fifi biz bunu nasıl düşünemedik.Bu gerçekten bir mesaj.Karşımıza çıktı..Tesadüf olamaz!
Barış:Vural Hoca bize yardım eder.
Eda:E tamam süper! Niye gitmiyoruz o zaman?
Barış:Hadi!
Eda:Fificim sen bunları dağıtırsın.Seni çok seviyorum!
Fifi:Allah Allah..Valla ben burdan birini öldürürüm.Alın şunları artık be!Serkan okulun bahçesindeyken hocalardan biri okulun yeni açılan kafesinde, yanına çağırır.
Hoca:Sen bana söyle bakalım..Daha önce hiç bir yeri işlettin mi?
Serkan:İşlettim..Küçükken bakkalı işletiyordum da..Telefonla.
Hoca:Oğlum zevzek zevzek konuşma da cevap ver ya! Şöyle kafe falan işletmek ister misin?
Serkan:İsterim tabi de..
Hoca:O zaman al sana kafe.
Serkan:Bu mu?
Hoca:Bu! Noldu beğenemedin mi?
Serkan:Valla ne yalan söyliyim beğenemedim.Bide çok boş burası.
Hoca:Boş biliyoruz.Ama sen dolduracaksın.Kısıtlı bir bütçe vericez sana..Buranın dekorasyonundan, menüsüne, ismine, her şey sende.Kazandığının da %30'u sende kalır.
Serkan:40
Hoca:30
Serkan:İzmir'in plakası..35!
Hoca:30 dedik mi 30!
Serkan:Tamam tamam..
Hoca:Haftaya açılış!
Serkan:Haftaya açılış? E kısıtlı bütçe diyorsunuz.Menü yok, hiçbir şey yok ortada.Ben nasıl haftaya açıcam ki?!
Hoca:Noldu korktun mu? Veriyim mi başkasına?
Serkan:Yok yok yok..Tamam bende ya.
Hoca:Al bakalım (anahtarı verir)
Serkan:Teşekkür ettim!Hoca gider.Serkan telefonla konuşurken arkadan Balca gelir ve Serkan'ın kafeyi işleteceğini duyar.
(Bunu daha önce belirtmedim galiba ama Balca da aynı üniversitede okuyor)Balca:Helloo!!
Serkan:(sıçrar)Ya tövbe estağfurullah tövbe! İn misin cin misin?! Geldiğini söylesene!
Balca:Hayırlı olsun canım.
Serkan:Sağ ol.İşim var şimdi müsaadenle.
Balca:İşin zor..Yani rektör kafenin öğrencilere devredilmesinden memnun değil.Beceremiyorlar bu işi diyor.Profesyonellere devretmeyi düşünüyormuş burayı.
Serkan:Sen o rektöre söyle.Rahat olsun.Uçurucam ben burayı.
Balca:Valla bence kendine fazla güvenme.
Serkan:Sağ ol be çok güzel moral veriyorsun.
Balca:Ama şanslısın biliyor musun?
Serkan:Niyeymiş o?
Balca:Çünkü..Karşına ben çıktım.Ve sana yardımcı olucam!
Serkan:Teşekkür ederim ama istemiyorum yardımını.
Balca:Para, sigorta falan bunların hiçbirini istemem.Ama akbil isterim.Full akbil! Servislerimden de memnun kalmazsan kovarsın beni.Ama tazminatımı alırım hee..Şşş..(göz kırpar)
Serkan:Ya sen bir şey falan mı içiyorsun? Hep böyle kafan güzel gibi.
Balca:Bunu da iltifat olarak kabul ediyorum.Şimdi..Madde 1! Rakipleri tanımak!
Serkan:..??
Balca:Yanii rakipleri tanımaya gidiyoruz.
Serkan:Nereye?
Balda:Hadi yürü gidiyoruz.Rakipleri tanıcaz, piyasayı araştırıcaz.Kapişş?? Okey?? Hadi gel..Haydiii!! Gelsene! Neydi? Çap çap!! Wuhuu!! Haydiii!!
Serkan:Hay Allahım ya..Akıllısı beni bulmaz delisi peşimden ayrılmaz.Yürü hadi yürü..Demek piyasa araştırması...🤔
DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM 🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk
FanfictionEda'nın babasından gizli İstanbul'da bir üniversite kazanmasıyla İzmir'den İstanbul'a uzanan bir özgürlük yolculuğunun hikayesi... Babasını karşısına aldığı gün tanıştığı Serkan sayesinde mutluluğu aramak için İstanbul'a gitme kararı veren Eda; tıpk...