Sabah Eda ve Serkan kahvaltısını yapmıştır.
Serkan:Eda..Hadi hazırlan.
Eda:Nereye?
Serkan:Seni anneme bırakıcam.
Eda:Neden?
Serkan:Evde tek başına durmanı istemiyorum.Sen kendi kendine kaldıkça kafanda bir şeyler kurup duruyorsun.Hem evde de sıkılıyorum diyorsun.
Eda:Ama..
Serkan:İtiraz istemiyorum.Annemle, Seyfi'yle vakit geçirirsin işte.
Eda:Peki..Serkan, Eda'yı Aydan'ın evine bırakıp şirkete geçer.Eda'nın orda da canı sıkılıyordur.Aydan fark eder.
Aydan:Hadi Eda..Gidiyoruz.
Eda:Nasıl yani? Çıkıyor muyuz evden?
Aydan:Tabi ki çıkıyoruz.Evde oturup ne yapıcaz dimi? Çıkıyoruz..
Eda:Ay o kadar sevindim ki..Ne yapıyoruz? Nereye gidiyoruz?
Aydan:Var benim aklımda bir şeyler.Aydan, Eda'yı atölyeye götürür.Eda elinde meyve sepetiyle mankenlik yaparken Aydan onu çizer.Ama Eda oturmaktan sıkılmıştır ve tuvaleti gelmiştir.
Eda:Aydan Hanım ne zaman bitecek bu?
Aydan:Tamam canım.Biraz dayan.Vallahi çok az kaldı.
Eda:Aydan Hanım son bir saattir çok az kaldı diyorsunuz.Ben daha fazla dayanamıcam.İnanın o kadar çişim geldi ki!
Aydan:Eda sen bu aktiviteyi beğenmedin mi?
Eda:Hiç kusura bakmayın ama nefret ettim.Nolur alınmayın Aydan Hanım.
Aydan:Yok canım ben niye alınıyım? Tamam.Hadi kalk.Seninle başka bir aktivite yapıcaz.Hadi kalk.
Eda:İyi..Güzel..Yani böyle hareket edebileceğimiz bir şey olsun.Bol bol hareket edelim.Ben daha fazla sabit duramıcam çünkü.
Aydan:Ay yok..Öyle dış aksiyonu fazla bir aktivite deği bu.Sonuçta sen hamilesin.Ama bayılacaksın.
Eda:Yaa..Peki bir ipucu falan verseniz.
Aydan:Müzik desem?
Eda:Şahane! Bayılırım! Hadi gideliim..Aydan, Eda'yı operaya götürür.
Eda:(iç ses) Allahım benim burda ne işim var? O evden hiç çıkmayacaktım.Hiç değilse atlarla oyalanırdım.Bu nedir ya? Aşırı kültür yüklemesinden zehirlenicem şimdi.
Aydan:Kız noldu? Bunu da mı beğenmedin?
Eda:Hayır..
Aydan:Nesini beğenmedin? Kadın ne güzel bağırıyor.
Eda:Aydan Hanım galiba siz beni hiç tanımamışsınız.Yani bu benim aktivite mantığıma uymuyor.Ayrıca müzik anlayışım hiç bu değil.Arkadaki adam onları uyarır.
Adam:Hanımefendi lütfen sessiz olur musunuz?
Aydan:A aa ne diyorsunuz siz ya? Şurda iki laf konuşuyoruz.Niye rahatsız ediyorsunuz?
Adam:Biz de bir şey dinliyoruz.Konuşacaksanız lütfen dışarı çıkın.Burası kafe değil.Opera..!
Eda:Tamam Aydan Hanım.Tamam..
Aydan:Bir dakika Eda! (adama döner) Bana bak! Operanın ne olduğunu senden öğrenecek değilim.
Eda:Aydan Hanım tamam..Gerginlik yaratmayalım.Boşverin..
Aydan:Bana bak! Sen gelinime dua et.Vallahi yoksa ben seni paralardım burda.Sinirim bozuldu yani.Bir kültürel aktiviteyi rahatlıkla izlememe izin vermiyorlar.
Eda:Evet evet..Hadi o zaman biz en iyisi çıkalım.Gidelim hadi..
Aydan:Edacım ya..Seni de bir mutlu edemedim ben.Ne yapacağımı bilemiyorum yani.
Eda:Böyle sosyalleşebileceğimiz, daha az elit bir şeyler var mı?
Aydan:Kız daha önce niye söylemedin? Var tabi var.Olmaz olur mu?
Eda:Hadi..Hadi gidelim o zaman.
Aydan:Dur dur.Kadın çok güzel bağırıyor.Operadan çıkınca Aydan, Eda'yı arkadaşlarıyla konken oynamaya götürür.
Kadınlardan biri:Nihayet gelininle tanıştırabildin bizi Aydan.
Aydan:Benim gelinim o kadar yoğun ki..Yani sizin gibi boş gezenin boş kalfası değil sonuçta.Ancak..Dimi Edacım?
Eda:Yok canım.Estağfirullah..Ne demek..
K1:Neyse canım..Geç olsun da güç olmasın.Biz severiz gelinlerle takılmayı.Enerjimiz yükseliyor.
Aydan:Benim gelinim bir tanedir.Bundan sonra da hep benimle takılacak.
K2:Sahi..Senin eküriden ne haber?
Aydan:Kimmiş benim eküri?
K2:Canım..Selin yok muydu? Ne çabuk unuttun?
Eda:(bozulur)
Aydan:Evet unuttum.Unuttum.Hanımlar..Ne kadar dedikoducusunuz siz ya? Bunları mı konuşuyorsunuz Allah aşkına? Ayrıca Selin kadar da taş tüşsün başınıza.Ayrıca bugün Edacığımı eğlendirmeye geldik buraya.Hadi bakalım oynuyoruz.
K3:Vallahi Edacığın da pek eğleniyor gibi görünmüyor.
Eda:Yok yok.Ondan değil..Yani..Bence şu anda dünyada bundan daha güzel bir eğlence yok.
Eda:(iç ses) Allah benim cezamı versin.
K2:E sen de katıl o zaman.
Eda:Çok isterdim ama ben konken oynamayı bilmiyorum.
K1:A aa sen gelinine öğretmedin mi konken oynamayı?
K2:Duy da inanma.
Aydan:Ne var canım konken öğretmekte.Zaten benim gelinim o kadar cin gibidir ki hemen öğreniverir.
Eda:Yok yok Aydan Hanım.Hiç gerek yok.Ben şimdi keyfinizi, oyununuzu bozmayım.Siz lütfen keyfinize bakın.
Aydan:Öyle biri bakar biri oynar olmaz.Bak şimdi şöyle yapıyoruz..
Eda:Yok Aydan Hanım..Vallahi gerek yok.
Aydan:O zaman bir dakika hanımlar..Benim gelinimin bildiği bir oyun oynuyoruz tamam mı?
Eda:Hıı..Tamam.Bakın o olur.Alayım kağıtları.Ver ver ver..Eda kağıtları toplar ve batak oynarlar.
Eda:Heeh..Bunu da ben aldım hanımlaar..Kusura bakmayın.
Aydan:Ne güzel..Yine yendi benim gelinim sizi vallahi.Oohh..Aferin Eda.
Eda:Valla konken falan bilmem ama batakta kimseyi üstüme tanımam.Kusura bakmayın.
K1:Ben batağı sevmedim.
K2:Ben de..
K3:Anlamadım nasıl bir oyun..
K2:Anlasan ne olacak ayol? Bize göre bir oyun değil ki.Avam..
Eda:Avam mı? Batağın neresi avam ya? Ayrıca siz konken oynayarak dünya barışı falan mı sağlıyorsunuz burda?
Aydan:Eda bak bak..Yenildiler ya nasıl çirkefleştiler..Ay ben çok sevdim bu oyunu.Hadi dağıt.
K1:Siz gelininizi alın da evde oynayın.Biz konkene dönüyoruz.
K3:Bence de.Burası kahvehane mi?
Aydan:Eda bakma sen onlara.Boşverr..Eda ordan çıkınca Serkan'ın yanına gider.Öğle yemeği yerler.
Eda:Serkan..
Serkan:Hı?
Eda:Beni annenden kurtarmak zorundasın.
Serkan:Niye hayatım? Ne güzel takılıyorsunuz işte.
Eda:Şaka mı yapıyorsun sen? Sıkıntıdan patlamak üzereyim.
Serkan:Eda..Hani sıkılmak yoktu?
Eda:Serkaann!!
Serkan:Tamam ya niye sinirleniyorsun?
Eda:Ne demek niye sinirleniyorsun? Beni bugün konken partisine götürdü.Oturup bir sürü yaşlı kokoş teyzeyle, ağır parfüm kokuları içerisinde Selin dedikodusu yaptım.Düşünebiliyor musun?!
Serkan:Düşünemedim bi..
Eda:Yok valla ben dayanamıcam.Olmayacak yani.Ben yine evde durayım diyorum.
Serkan:Eda saçmalama.Tek başına kalamıyorsun sen.Hem annem kırılır.
Eda:Serkancım annen benim neler çektiğimi bilmiyor çünkü.
Serkan:Ya tamam da bak annem seninle vakit geçirmeye çalışıyor.Sen de..
Eda:Tamam Serkan! Tamam tamam..Sen işe git gel.Ben annenin çilesini çekerim.Ama bebeğimiz için aynı şeyi söyleyemicem.
Serkan:Nolmuş bebeğimize?
Eda:Ne demek nolmuş bebeğimize Serkan.Benim yaşadığım gerginliğin, sıkıntının, stresin bebeğimizi nasıl etkilediğini biliyor musun?
Serkan:Hıı..Tamam o zaman annemi kırmadan ondan kurtulmanın bir yolunu buluruz.Tamam?
Eda:Tamam..
Serkan:Da nasıl olacak? Yani bir ay sonrasının bile planını yapmıştır seninle.
Eda:Yani..Tabi..Aslında benim bir fikrim var.Ben diyorum ki eğer ben çalışmaya başlars...
Serkan:Yok! O konu kapanmıştır o zaman.Çalışmak yok Eda.
Eda:Serkancım daha nerede çalışacağımı söylemedim bile.
Serkan:Eda..Bebeğe çalışmak, annemden daha zararlı.
Eda:Hayatım Pırılların yanında takılıcam.Pasta falan yapıcam.Bebeğe nasıl bir zararı olabilir bunun?
Serkan:Abur cubur yicen.
Eda:Vallahi yemicem.
Serkan:Eda..Yani sen pasta atölyesinde başını belaya sokacak bir şeyler bulursun illa ki.
Eda:Aşkım..Un, şeker, yumurta, süt, vanilya, kakao..Bunlardan bahsediyoruz.Bunların bana veya bebeğimize nasıl bir zararı olabilir ki?Eda ve Serkan pastaneye giderler.Engin de oradadır.Pırıl söyleniyordur.
Eda:Merhabaa..
Serkan:Hayatım stresliler zaten.Hadi gidelim biz.
Eda:Serkaan!
Pırıl:Merhaba tatlım.
Eda:Naber? Nabıyorsunuz?
Pırıl:Ay nabalım Eda ya..? Çok sipariş birikti.Valla yetiştiremiyoruz işte.
Engin:Naber abi?
Serkan:Valla nolsun işte? Eda Hanım'ın sıkıntısıyla uğraşıyoruz.
Pırıl:A aa..Edacım noldu?
Eda:Yok canım.Bir şey olduğu yok ya.Öyle evde oturmaktan sıkıldım.
Serkan:Yani evde oturmak da demeyelim de..Annemden sıkılmış.
Engin:E haklı abi.
Pırıl:Eda..Aşkım..Ben seninle oturup sabaha kadar Aydan Hanım dedikodusu yapmak için can atıyorum ama o kadar iş var ki yetiştirmemiz lazım.Yapamam..
Eda:Ama ben zaten buraya dedikodu yapmaya gelmedim ki.Size yardım etmeye geldim.
Engin:Ciddi misin?
Eda:Evet.
Serkan:Maalesef..
Pırıl:Ya niye maalesef? Süper! Eda..Harikasın! Bizim de yardıma ihtiyacımız var.
Engin:Valla seni Allah gönderdi.Hemen bir önlük ayarlayım ben sana, başla.
Eda:Ya Serkan bak görüyor musun ne güzel..Hem arkadaşlarımıza yardım edicem hem de can sıkıntımdan kurtulmuş olucam.
Serkan:Bir saniye bir saniye..Yani işçi buldunuz diye öyle ağır, tehlikeli işlerde çalıştırmayacaksınız benim karımı.
Pırıl:Aşk olsun eniştecim.Hiç öyle şey yapar mıyız biz?
Eda:Serkancım buradaki bir iş nasıl ağır ve tehlikeli olabilir ki?
Serkan:Ben söyleyeceğimi söyliyim de..Karımı burdan bıraktım burdan alıcam.Yok öyle eline delici, kesici aletler vermekmiş, kasaya falan geçirmekmiş yok! Bozuk paralarda mikrop var.Virüs falan kapar.Önüne atın hamuru, oynasın.
Engin:Böyle eleman mı olur? Al götür o zaman.
Serkan:Bence de.Hadi..
Eda:Yaa!! Bir dakika..A aa..Çocuk değilim ben.
Serkan:Hayatım ben senin iyiliğin için..
Eda:Serkancım ben de iyiliğimi düşünüyorum.Abartma bu kadar lütfen.Başıma bir iş gelmeyecek.Hadi ben önlüğümü giyip geliyorum.
Engin:Asılı orda hemen.Eda önlüğü almaya gittiğinde bir şeylerin devrilme sesi gelir.Eda hemen geri gelir.
Eda:İyiyim iyiyim iyiyim..Hiçbir şey yok.Önlüğe takıldım.
Eda pasta atölyesinde başına bir iş açmayı becerir mi sizce? 😂
DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM 🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk
FanfictionEda'nın babasından gizli İstanbul'da bir üniversite kazanmasıyla İzmir'den İstanbul'a uzanan bir özgürlük yolculuğunun hikayesi... Babasını karşısına aldığı gün tanıştığı Serkan sayesinde mutluluğu aramak için İstanbul'a gitme kararı veren Eda; tıpk...