Merhaba arkadaşlar söz verdiğim gibi bölümü erken yazmak için çok uğraştım ama başardım. Bölüme geçmeden önce kısa bir şey söylemek istiyorum. Haftada iki bölüm isteyen pek çok okuyucu var. Öncelikle sizlerin düşünceleri ve fikirleri benim için çok önemli. Her fikri ayrı ayrı değerlendirdiğimi ve düşündüğümü bilmenizi isterim. Ancak benim mezuniyetimle beraber sorumluluklarım azalacağına artmaya başladı ve gerçekten bulduğum her boş vaktimi kitaba ayırıyorum. Üstelik artık eski bölümleri düzenelemeye başlamam gerektiğini de düşünüyorum. Bir bölümü yaklaşık 7- 8 bin kelime olarak ve uzun uzun düşünerek ve kontrol ederek yazıyorum. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda haftada iki bölüm yazmak benim için şimdilik mümkün görünmüyor. Böyle bir çabaya girersem bölümlerin kalitesinin düşeceğinden endişeleniyorum. Yine de elimden geldiğince bölümleri hızlı yazmaya çalışacağımdan emin olabilirsiniz. Sizi daha fazla tutmadan bölümle baş başa bırakıyor iyi okumalar diliyorum...Hayatta bazı anlar vardır, yaptığınız hataları yanlışları son ana kadar fark etmezsiniz. O son ana kadar yaptığınız şeyden eminsinizdir. Yaptıklarınızın arkasındasınızdır. Ancak öyle bir an gelir ki o ana kadar yapılan her şeyin hata silsilesi olduğunu fark edersiniz. Böyle anlarda hayat size karşı inanılmaz derecede acımasız davranır. Lehinize olduğunu düşündüğünüz her şey bir anda aleyhinize döner. İşte ben de tam olarak böyle bir andaydım. Yaptığım her şeyin kocaman bir hata yığını olduğunu anladığım o yıkıcı anın tam ortasındaydım. Oysa kendimden nasıl da emindim. Şimdi kafamı taşlara vurasım vardı. Yapabilsem iki gün önceye dönüp kendimi şöyle bir silkelerdim. Aptal olma Ada derdim kendime. Aptal olma.. Yılmaz Ünal'dan bu kadar kolay kurtulabileceğini nasıl düşündün. Hani derler ya ölümü gösterip sıtmaya razı etmek diye. Benim meselem de tam olarak böyleydi aslında. Şimdi sıtmaya razıydım. Yılmaz'a gitmemek için çırpındığımda aksi yöne koşmanın benim kurtuluşum olacağını düşünmüştüm. Oysa kendi ellerimle kendimi daha büyük bir çıkmaza sokmuş adeta kendi ellerimle kendi sonumu hazırlamıştım.
Şimdi o arabaya bindiğimden bu yana düşünebildiğim tek şey yaptığım aptallığın beni nasıl bir sona sürüklediğiydi. Girdiğim çıkmazda kendi ellerimle yolları kapatmıştım. Beni bulmuştu. Kaçamamıştım bile. Beni bulduysa ailemin yerini de biliyordu. Yılmaz Ünal'ı hafife almıştım. Hayatımda yaptığım en büyük hata onu hafife almaktı.
Yol boyunca aklımda dolanıp beynimi yiyip bitiren bu düşüncelerden bir an olsun kurtulamazken yanımda oturan ve arabayı kullanan Murat'a bir saniyeliğine dahi dönüp bakmadım. Dediğini yapıp arabaya binmiş başka hiçbir şey yapmamıştım. Bu aşamadan sonra yapabileceğim ya da kaçabileceğim bir konumda değildim. Ailemin yerini biliyorlardı. Onları geride bırakamazdım. Zaten kaçsam dahi benim için artık çok geçti. Murat da benim gibi sessizce otururken gecenin karanlığında orman yoluna girmişti. Boş bakışlarım ağaçların ve karanlık yolun üzerinde gezinirken yavaş yavaş sonuma doğru yaklaştığımı biliyordum. Bu sessizlik adeta fırtına öncesi sessizlikti. Biraz sonra olacakların haberciydi.
Virajlı yollardan geçip yukarıya doğru çıktığımızda gittiğimiz yol tanıdık gelmeye başlamıştı. İstanbul'un dışında bu orman yolunda yukarıya doğru tırmanırken tepede beliren ışıkları seçebilmiştim. Devasa bir evin ışıkları geceyi aydınlatırken hafızamı yoklamaya başladım. Bu ev tanıdığım daha önce bulunduğum bir evdi. Yine böyle bir gece vakti bu yolu çıktığımı bizzat hatırlıyordum. O an geçmiş anılar zihnimde anlık olarak canlanmıştı. Burcu ve ben yine Murat tarafından bu dağ evine getirilmiştik. Cahit hocanın bize verdiği çantayı teslim etmek üzere giriştiğimiz gereksiz maceramızın sonucunda kendimizi burada, Yılmaz Ünal'ın yanında bulmuştuk. O zaman anlamalıydım bu adamın nasıl bir adam olduğunu. O zamandan bu yana hiç mi akıllanmamıştım? Hala böyle bir adamın yapabileceklerini göremeyecek kadar aptal mıydım? Yoksa sadece küçük bir umuda mı tutunmuştum? Belkilere mi sığınmıştım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız - Ara verildi-
Teen FictionO acımasız bir mafya, nitelikli bir sosyopat... Şimdiyse aşık ve yapacaklarının sınırı yok! Mafyanın istekleriyle sıkışmış zavallı bir kız. Onun aksine merhametli ve iyi biri. Ondan kurtululabilecek mi ? yoksa gerçekten ondan kaçış yok mu? Kapak ta...