Bölüm 34

12.4K 501 406
                                    

Sevgili acımasız severler.. Bölüme geçmeden önce kısa bir duyuru yapmak istiyorum. İlk bölümleri düzenlemeye alacağımı duyurmuştum. Bu bölümün yayımladığı zamana dek 6. bölüme kadar (6.bölüm de dahil) düzenlemiş bulunmaktayım.

Çok tartışmalı olan gelecekten bir kesit bölümü de güncellendi. Hataları ve yazım yanlışlarını düzeltmeye ek olarak ufak tefek değişiklikler de yaptım. Yeniden okumak istemeyebilirsiniz diye haber vermek istedim.

Çok uzatmadan sizi yeni bölüm ile baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar canlarım. ♥️♥️

Üstümdeki elbiseden kurtulup hızla duşa girdiğimde yaşananların ağırlığı üzerime çökmeye başlamıştı. Olanları düşünmek bile nefesimi sıkıştırıyorken yaptığım şeyin farkına varmak omuzlarımda dayanılmaz bir ağırlık olarak kendini belli etmeye başlıyordu.

Bedenimden aşağı akan soğuk su sayesinde yavaş yavaş ayılmaya başladığımda başım hala dönüyor midem deli gibi bulanıyordu. Hissettiğim ruhsal rahatsızlığın yanında fiziksel sıkıntılarımın lafı bile olmazdı.

Ellerim hala deli gibi titrerken ayakta durmak git gide zorlaşmaya başlamıştı. Sırtımı soğuk mermere yasladığımda bedenimi yavaşça aşağı kaydırmış duşun zeminine oturmuştum. Başımı duvara dayadığımda bedenime ulaşıp gidere doğru akan suya odaklandım. Sanki akıp giden su yaşanan her şeyi de beraberinde götürüyor bütün anılar beynimden silinip gidiyordu. Öyle olmasını çok isterdim.

Gözlerimi sıkıca yumduğunda düşüncelerim beynimde yankılanırken az önce yaşanan an saniye saniye gözümün önüne geliyordu. Yılmaz'ın boynumdan aşağı inen öpücüklerini düşündükçe nefesimi düzene sokamıyordum. Teni tenime değerken hissettiğim o heyecanı, o tuhaf duyguyu anımsamak istemiyordum.

Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki yaptığım şeyin farkına bile varamamıştım. Tanımlayamadığım o duyguya kapıldığımda mantıklı tarafımı tamamen kaybetmiş gibiydim. Böyle bir bilinçsizliği yapmamı haklı çıkarabilecek hiçbir şey yoktu. Tek mantıklı açıklamam kanımda dolanan yüksek alkolün etkisi olmalıydı.

Öyle pervasızca içmiştim ki beynim ve bedenim uyuşmuş mantıklı tarafımı tamamen susturmuştum. Bu sorumsuz davranışta bulunurken tamamen öfkeme kapılmış düşüncesizce davranmıştım. Alkolün etkisiyle yaptığım şeyler, söylediğim sözler akıl alır gibi değildi. Kesinlikle içmek bana yaramıyordu.

Başımı iyice geriye verdiğimde kollarımı bedenime dolamıştım. İçsel hesaplaşmam git gide zorlaşıyordu. Yılmaz'a karşılık verirken ne düşünüyordum ki? Onun istediği şeyi ona vermek Yılmaz ve Eliz'i haklı çıkartmak demekti.

Eliz ile yaptığım konuşma yeniden aklıma geldiğinde hissettiğim rahatsızlığa engel olamamıştım. Resmen onu haklı çıkartmıştım. Yılmaz'a olan öfkeme rağmen ona karşılık vermiş durumu daha kötü bir hale getirmiştim.

Onu durdurmasaydım eğer geri dönüşü olmayan bir yola girebilirdim. Bunu düşündükçe kendime daha çok kızıyor yaptığımdan deli gibi utanıyordum. Bu yaşananların mantıklı hiçbir tarafı yoktu.

Duşu olabildiğince uzun tutup ayılana kadar suyun altında kaldım. Sonunda derim buruşmaya başladığında duştan çıkmaya karar verip bornoza sarıldım. Aynanın önünde duraksadığımda yansımama bakacak yüzüm dahi yoktu. Aynadaki yansımamla yüzleşmek şu an için çok zordu.

Hızlı adımlarla banyodan çıktım. Üstüme yumuşak pijamalarımı geçirip üstünkörü kuruttuğum saçlarımı geriye verip yatağın içine gömüldüm. Soğuk duş beni biraz olsun uyandırsa da hala başım dönüyor, midem bulanıyordu. En iyisi düşüncelerimden koparak kendimi uykunun kollarına bırakmak olacaktı.

Acımasız - Ara verildi- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin