Bölüm 42

11.2K 515 490
                                    

Tüm o kaos geride kaldığında arabaya yerleşmişti. Az önce yaşananlar zihninde tazeliğini korurken sanki yaşananları uzaktan izleyen bir seyirci gibi tepkisizdi. Hayatını değiştiren bu kararı veren kendisi değildi sanki. Öylece dışarıyı izlerken arabanın hareketlendiğini işitti.

Motorun sesi kulağına dolduğunda gözleri kendiliğinden kapanmıştı. O anı hayatı boyunca unutamayacağını biliyordu Ada. Geride kalan İnan ailesinin yüzlerini aklına kazımak ister gibi geçmişi deşti usulca.

Onlarla bir aile gibi olduğu zamanları anımsadı. Burcu onun kız kardeşiydi. Orhan için Ada onun kızından farksızdı. Selim hem en yakın dostu hem de ağabeyiydi. Sanki Meltem bile daha az nefret ederdi ondan. Ne zaman beni gözden çıkarttılar diye düşünmeden edemedi.

Elbette bir baba olarak kendi ailesini korumak Orhan'ın önceliğiydi. Ama hiç düşünmeden Ada'yı geride bırakması akıl alır gibi değildi. Yıllardır tanıdığı, babası gibi gördüğü bu adamdan böyle bir ihaneti hiç beklememişti.

Canının yandığını hissetti Ada. Canı düşündüğünden de çok yanıyordu. Bu hayatta, daha önce hiç bu kadar yalnız ve çaresiz hissetmemişti. Yılmaz'a teslim olacak kadar bitkindi. Kendini onun kollarına bırakacak kadar yorgun.

Yılmaz Ünal ile yaptığı bu anlaşmadan geri dönüşünün olmadığını biliyordu. Artık bitmişti. Dudaklarımdan dökülen o cümleleri geri alamazdı. Geri almak için şansı olsa da bunu yapmayacağını biliyordu Ada. İnan'ların hayatını kurtarmanın tek yolu buydu.

Yılmaz öyle bir yola girmişti ki, onu o karanlıktan döndürecek, yüzünü ışığa çevirtecek tek şey Ada'nın aşkına karşılık vereceğini düşünmesi olurdu. Yaşanan bütün olaylar teker teker birikmiş ve Yılmaz'ı bu yola itmişti. Bildiği tek yola. Karanlığa..

Hayatımda İnan'lar için atacağım son adım dedi Ada. Tüm yapılan iyiliklerin karşılığıydı. Ve artık o aileyle olan bağlantısı da kopmuştu. Şimdi düşünmesi gereken tek şey kendi ailesiydi. Ve yanındaki adama verdiği o söz..

Koltukta duran elinde hissettiği sıcaklıkla başını yavaşça sağa çevirdi. Elini kavrayan büyük eli görebilmişti. Dokunuşuyla dahi hissettiklerini yansıtan Yılmaz bakışlarını Ada'nın hüzünlü yüzünde gezdirdiğinde derin ve sesli bir nefes çekmişti.

"Her şey değişecek Ada. Söz veriyorum.." Ada başını yeniden pencereye dayadı. Gözleri yolu izlerken yavaş yavaş kapanıyordu. İşittiği son cümle beyninde yankılanırken bu değişimin onu nereye sürükleyeceğini bilmiyordu. Ama savrulduğu bu yolun onun sonu olmasından korkuyordu.

*********

Gözlerimi araladığımda yeni bir güne uyanmış gibi hissetmiyordum. Belki de daha kötüsü sanki aynı günün sabahına uyanıp duruyordum. Dün geceyi tekrar tekrar yaşarken düşünmeden edemememiştim. Kendimi soktuğum bu yolda nelerden vazgeçebilirdim? Benliğimden? Ruhumdan ve en kötüsü belki de vicdanımdan.

Ettiğim yemini düşündüm. Gerçek bir Ünal olmak.. En büyük korkuma kendi isteğimle evet demiştim. Evet.. Bu soyadının beni yok edeceğini bile bile evet demiştim. Başkaları yaşasın diye.

Kapım çalındığında yataktan çoktan çıkmıştım. Her zamanki gibi Çiçek yüzünde kocaman bir gülümsemeyle içeri girdi. "Kahvaltı mı?" Dedim konuşmasını beklemeden.

"Aslında aşağıda bir misafiriniz var Ada hanım." Çiçek araya girdiğinde banyo kapısını kavrayan elim yavaşça çözülmüştü. "Misafirim mi?" Dedim emin olmak ister gibi.

"Evet. Sizi bekliyorlar. Ben çıkayım." Çiçek daha fazla açıklama yapmadan odadan çıktığında öylece arkasından bakakalmıştım. Beni ziyaret edecek kimsem yoktu. Öyleyse aşağıdaki kimdi ki?

Acımasız - Ara verildi- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin