Selim'in "yaralanmasının" ardından 1 ay geçmişti. Selim iyice toparlamış yüzündeki birkaç yara ve kırık kolu dışında görünürde gayet iyi durumdaydı.
Hastanedeki o günden sonra Burcu okula pek gelmemeye başlamıştı. Selim ile ilgilendiğini bildiğimden ona notları ben götürüyordum. Bugün için iki dersim vardı ve katılmam gereken öğleden sonraki tıp semineri dışında pek yoğun sayılmazdım. Gidip Burcu ve Selim'e bakabilir, hatta onlara güzel bir tatlı götürebilirdim.
Derslikteki ön sıralardan birine oturup profesörü beklemeye başladım. Bugün ders yoğunluğu az olduğundan bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda öğrenci gelmişti.
Ki okul genelinde inekler olarak tabir edilen- benim de içinde bulunduğum- bu kesim hiçbir dersi ve semineri kaçırmazdı. Alabileceğimiz her bilgi ve belge ilerideki doktorluk hayatımızda bize birer artı olarak yazılacaktı. Hayalimdeki mesleği yapma arzum beni 'inek' yapıyorsa kabul ediyorumdum. Ben gerçekten de bir inektim.
Dersliğin kapısı aralandığında bakışlarım oraya dönmüştü. Cahit hoca kapıdan girdiğinde diğer bakışlar da ona çevrildi.
Bakışlarım profesörün gergin bakışlarıyla buluştuğunda Cahit hoca elindeki dosyaları masaya bırakmış hızla sınıftan geri çıkmıştı. Çıkmadan tam önce bana bakarak gelmemi söylemişti. O kısa anda bana seslendiğinden emin olmak için bakışlarım sınıfta gezindi.
Etrafıma bakıp az sayıda olan öğrencilerin hiçbirinin üstüne alınmadığını görünce yerimden kalkıp çantamı omzuma attım. Kolidorda hızlıca ilerleyen profosörü takip edip odasına kadar sabırla arkasından ilerlemeye devam ettim.
Odasının önünde durduğunda cebinden anahtarları çıkartıp titreyen elleriyle deliği isabet ettirmeye çalıştı. "Yardım etmemi ister misiniz hocam?" Dedim nazikçe.
Bana dehşet dolu gözlerle bakınca geri kaçmak gelmişti içimden. Deli gibi terliyor hızla nefes alıp veriyordu."Siz iyi misiniz?" Endişe dolu bakışlarım Cahit hocanın yüzünde gezinirken merakla bir şeyler duymayı bekliyordum.
Profosörün anlından dökülen boncuk boncuk terler ve titreyen göz bebekleri iyi durumda olmadığını belli ediyordu.
"Bana yardım edemezsin. Kimse edemez. " Bir korku filmi sahnesini andıran bu konuşma buz kesilmeme neden olmuştu.Kabul etmek gerekirse Cahit hoca pek normal bir adam değildi. Bunu yıllar süren araştırmasını yapmasına borçlu olduğunu düşünürdük. Ancak şu an bunun Cahit hoca normalinden daha ciddi bir durum olduğuna ikna olmuştum.
Uzunca bir süre düşünceli gözlerle karşıya bakakaldı. Elim belli belirsiz Cahit hocaya uzanıp sakin olmasını söyleyecekken hızla geri çekildi.
"Bana yardım mı etmek istiyorsun? Pekala.. Senden bir şey istemeliyim Ada. Beni için bir şey yapar mısın?" Git gide daha karışık bir hal alan durum karşısında gözlerim ardına dek açılmıştı. Cahit hoca beni buraya çağırmıştı. Şimdi ise yardım isterken bile tuhaf davranıyordu.Gözlerindeki korku çok barizdi. Hızla inip kalkan göğüsü kuruyan dudakları ve hareketleri.. Normal olmadığını herkes anlayabilirdi. Tedirginde olsam kafamı aşağı yukarı sallayıp onu onayladım. Bu halini gördükten sonra ona yardım etmemezlik yapamazdım.
"Elimden bir şey gelirse neden olmasın. Elbette yaparım." Dedim yavaşça. Biraz da olsa rahatlayan yüz ifadesine çok geçmeden yeni bir korku dalgası yayıldı. "Sen çok iyi bir kızsın Ada. Çok güzel bir yüreğin var. Sana minnettar olacağım."
"Teşekkür ederim hocam." Dedim gergince. Ne diyeceğimi bilememiştim. Cahit hocayı çok severdim. Fakültede bir çok öğrenci bu adam için deli dese de kendine has özellikleri olan bu adam çok iyi bir öğretmendi. Aldığı iyi eğitimlerin yanı sıra öğrenci dostu olmasıyla da bilinirdi. Onu böyle görmek tuhaf hissetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız - Ara verildi-
Teen FictionO acımasız bir mafya, nitelikli bir sosyopat... Şimdiyse aşık ve yapacaklarının sınırı yok! Mafyanın istekleriyle sıkışmış zavallı bir kız. Onun aksine merhametli ve iyi biri. Ondan kurtululabilecek mi ? yoksa gerçekten ondan kaçış yok mu? Kapak ta...