Sevgili acımasız severler bu bölümü daha erken yayımlayacaktım ama vakit bulamadım. Önceden de bahsettiğim gibi özel bir sorunum vardı. Pek uzun bir bölüm olmadı biliyorum ama değişik ve önemli bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuz.. ♥️♥️
Işıklar, müzik ve davetliler.. Haldun Ünal'ın tarzıyla hazırlanmış bu alanda verilen davetin büyüklüğü ve prestiji dillere destandı. İstanbul'dan ve yurtdışından gelen her bir misafirinin ağırlanması için özenle düşünülen bu davet Haldun Ünal için oldukça önemliydi.
Müzik yükselmeye başladığında beklenen misafirler davetin yapıldığı bu alana gelmişti. Haldun Ünal en önemli misafirlerinin gelmesini beklerken birkaç kişiyle selamlaşmış tanıdık birkaç simayla muhabbet etmişti.
Nihayetinde Ada ve Yılmaz davetin verildiği yalıya geldiklerinde Ada hissettiği stresin onu ezip geçtiğini hissediyordu. Sürekli olarak böyle davetlere ve yemeklere gidiyor olmak alışık olmadığı bir şeydi. Ancak asıl sorun bu daveti Haldun Ünal'ın veriyor oluşuydu.
Haldun Ünal ile ilgili hiçbir olayın içinde olmak istemese de bu duruma itiraz edemiyordu. Arada kaldığını hissediyordu Ada. Ailesi ve kendi özgürlüğü arasında sıkışıp kalmış gibiydi. Kaldı ki bu kapıdan çıkıp giderse bile özgür kalmayacaktı. Canına yönelik büyük bir tehdit dışarda iken pek bir seçeneği olduğunu düşünmüyordu.
Haldun oğlunun kapıdan girdiğini gördüğünde yüzüne sağlam bir gülümseme yerleştirmişti. Beklediği davetlilerin gelişini müjdeler gibi onlara doğru adımladığında kolları yanlara açıldı.
"Sizi bekliyordum.." dedi gülümsemeyerek. Ada Haldun Ünal'ı görür görmez bütün kaslarının gerildiğini hissetti. Yine de yüzüne silik bir gülümseme yerleştirdiğinde Haldun Ada'nın elini kavramış küçük bir öpücük kondurmuştu.
"Nefes kesicisin Adacığım.." dedi samimiyetten uzak bir sesle. Elini yavaşça bıraktığında Haldun'un bakışları Yılmaz'a dönmüştü. Omzuna dokunduğunda siyah gözleri buz mavisi gözlerle buluştu.
"Seninle tanıştırmak istediğim dostlarım var oğlum. Uzun yıllardır Fransa'da olan bir ahbabım sırf bu davet için geldi. Seni bekliyor." Oğlunun sırtını sıvazladığında Yılmaz'ın bakışları Ada'ya çevrilmişti.
"Şimdi sırası mı baba?" Dedi Yılmaz soğuk bir tonda. Bu davetin amacını anlayabiliyordu. Ancak Yılmaz Haldun'un bu konudaki ısrarını anlayamamıştı. Ada'yı ürkütmek istemiyordu. Onunla ilişkisinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu biliyordu.
"Evlat eminim küçük hanım birkaç dakika yalnız kalabilir.." dedi Haldun Ada'ya dönerek. Ada'nın kaşları hafifçe çatılırken Yılmaz'a kısa bir bakış atmıştı. "Bununla başa çıkabileceğime eminim Haldun bey." Dedi Ada dişlerinin arasından.
Haldun'un gülümsemesi yüzünde yayıldığında oğlunun omzuna dokunmuştu. "O halde gidelim.." dedi sadece. Yılmaz ile beraber yanlarından ayrıldıklarında Ada salonu taradı gözleriyle. Birbirinden zarif misafirler ve hafif müzikle ortam son derece şıktı.
Yine bir Ünal davetinin içinde olduğunun bilinciyle Ada sıkıntılı bir nefes verdiğinde tek ayaklı kokteyl masalarından birine doğru adımladı. Masaya vardığında garsonlardan birinin uzattığı tepsiden rastgele bir bardağı kavramış sakince dudaklarına götürmüştü.
Aldığı küçük yudum boğazından aşağı inerken bakışları Yılmaz ile buluştu. Birkaç metre ötesindeki masada, şık giyimli orta yaşlı birkaç adam ve kadınla konuşuyordu. Buz mavisi gözleri ara ara Ada'ya çevriliyor ardından yeniden dikkatlerini ona veren adamlarla konuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız - Ara verildi-
Teen FictionO acımasız bir mafya, nitelikli bir sosyopat... Şimdiyse aşık ve yapacaklarının sınırı yok! Mafyanın istekleriyle sıkışmış zavallı bir kız. Onun aksine merhametli ve iyi biri. Ondan kurtululabilecek mi ? yoksa gerçekten ondan kaçış yok mu? Kapak ta...