Onun etrafında olması fikrini bile seviyordu Yılmaz. Bedenini, kokusunu,saçlarını.. Her şeyi ile tutkundu küçük kadınına. Hissettikleri dipsiz bir kuyu gibiydi. Sonu görünmeyen karanlık bir aşktı. Tutku ve şehvetle bezenmiş derin bir aşk..Bedeni kollarının arasındayken korkuyla inip kalkan göğüsü onun bedenine değiyordu. Küçük bir serçeyi avuçlarının arasında tutmak gibiydi bedenini kollarının arasında hapsetmek. Sıkça alıp verdiği nefesleri ve titrek bedeni onun korkusunu Yılmaz'ın gözlerinin önüne seriyordu. Ada'nın korkusu ve çaresizliği Yılmaz'ı daha da besliyordu. Ada zayıfladıkça Yılmaz güçleniyordu. Bir meleğin korkusuyla beslenen bir şeytan gibi..
Tenini hissetmek paha biçilmezdi onun için. Ellerinin arasındaki bedeni içinde yükselen ateşi arttırmıştı. Ada'nın yüzünü kavrayıp kendinkine yaklaştırdı. Mavilerinde yakıcı bir şehvet vardı. Belini daha sıkı kavradı.
"Ne kadar kaçarsan kaç geleceğin yer yine benim kollarım olacak. Benim uçurumumdan düşmeye mahkûmsun küçük kadınım. Benden asla kaçamayacaksın. Benden gitmene asla izin vermeyeceğim."
Sıcak nefesi Ada'nın dudaklarına değiyordu. En sonunda dudakları küçük kadınının dudaklarıyla buluştuğunda yıllardır kavuşmayı beklediği dudaklara kavuşmuş gibiydi. Çölde susuz kalmış gibi.. Tutkuyla öptü yumuşak dudaklarını. Aidiyetini taçlandırıyordu adeta dudaklarının her hareketinde.
Ada bedeninin kontrolünü eline almaya başladığında korkuyla titreyen ellerini Yılmaz'ın omuzlarına yerleştirdi. Ada'nın titrek elleri Yılmaz'ı omuzlarından güçlükle geriye ittiğinde dudakları ayrılmıştı. Nefesini düzene sokmaya çalışırken bakışları Yılmaz'ın şehvet dolu gözleriyle buluştu.
Titrek nefeslerinin arasında öfkeyle baktı Yılmaz'a. Ona bu denli hükmetmesi Adayı deli ediyordu. Onu böylesine rahatça öpebilmesi. Ve her hareketinde ona ait olduğunu yüzüne vuruyordu.
İçinde yükselen öfkeyi kusmaya hazırdı Ada. Yılmaz ile arasına biraz daha mesafe koymak adına bir adım geriledi. İşaret parmağını Yılmaz'a doğrulttu öfkeyle.
"Ben.. Ben sana asla teslim olmayacağım. Sen bir canavarsın." dedi kesik nefeslerinin arasından öfkeyle. Titreyen sesine rağmen kararlı duruşundan memnundu.Sertçe yutkunup çenesini dikleştirdi. "Bana bir daha asla dokunma!" dedi olabildiğince yüksek bir tonda. Öfkeyle titreyen göz bebekleri az önce söylediklerinin ve yaşananların şokunu gözler önüne seriyordu. Ona ilk defa 'sen' diye hitap etme cesaretinde bulunmuştu.
Ada'nın bu deli cesareti karşısında Yılmaz etkilenmişti. 'Cesur ve ürkek sevgilim..' diye geçirdi içinden. Mücadele etmekten asla vazgeçmiyordu. Bir savaşçıydı Ada. Ama boşunaydı bu küçük mücadelesi. Ada bütünüyle Yılmaz'a aitti.
Yılmaz Ada'nın ona doğrulttuğu elini bileğinden kavradı. Aralarında açılmış olan mesafeyi kapatıp gözlerini Ada'nın titrek gözlerine dikti.
Birbiriyle mücadele eden iki insan vardı boğazın ortasındaki bu teknede. Aralarındaki soğuk savaşın kazananı baştan belliydi oysa ki. Bu küçük cesaret hareketleri Yılmaz'ı sadece eğlendiriyordu.
Soğuk bir gülüş yayıldı Yılmaz'ın dudaklarına. Ve koyuya dönen gözleri Ada'nın yüzünde gezindi usulca. "Sen bu canavara aitsin sevgilim. Seni benden kimse alamaz. Sen bile.." dedi fısıldayarak.
Ada'nın öfkeyle parlayan gözleri içinde yükselen çaresizlik hissiyle gölgelendi. İnkar ettiği gerçekler yüzüne tokat gibi çarperken tek istediği tüm bunların gerçek olmamasıydı. Umutları üzerine bir bir yıkılırken bu cehennemden çıkabileceğine dair inancı da yok olmak üzereydi. Yılmaz'ın cehennemine mahkum olan günahsız bir melekti o.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acımasız - Ara verildi-
Teen FictionO acımasız bir mafya, nitelikli bir sosyopat... Şimdiyse aşık ve yapacaklarının sınırı yok! Mafyanın istekleriyle sıkışmış zavallı bir kız. Onun aksine merhametli ve iyi biri. Ondan kurtululabilecek mi ? yoksa gerçekten ondan kaçış yok mu? Kapak ta...