"Michelle!"
Mikasa, güçlü eliyle Michelle'in ince bileğini tutup onu durdurdu."Ne yapıyorsun?" Diye sordu kaşlarını çatarak. Bileğini kurtarmak için çekmeye çalıştı." Rahat bırak beni."
"Hayır, benimle geliyorsun." Diyerek tuttuğu bileğinden Michelle'i çekiştirerek, insanların az olduğu yere çekti.
Michelle, bileğini sonunda kurtararak kızgınlıkla Mikasa'ya baktı.
"Ne yapıyorsun?!""Annesi o mu?"
"N-ne?"
Şaşırmıştı, öfkesi bir ânda sönmüştü.
"Neden bahsediyorsun?""Annesi diyorum Michelle, o kadın mı?"
Titreyen dudağını ısırıp gülmeye başladı.
"Hangi kadın, neden bahsediyorsun?""Michelle!"
Michelle, göz temasını keserek etrafına bakındı.
"Çevrede insanlar varken bana bağırma."Mikasa, etrafta onları izleyen kişilere baktı.
"Ne duruyorsunuz? Hepinizi döverek mi kovmam gerekiyor?""Hadi gidelim..." diye mırıldandı çocuğun birisi arkadaşlarına, hepsi birden kalkıp ürkerek onları yalnız bıraktı.
Mikasa, hızlıca tekrar Michelle'e döndü.
"Şimdi söyle."Alayla gülerek, sırtını ağaca verdi.
"Aaah..." başını sallamıştı." Evet, doğru tahmin ettin. Zeki kız.""Biz bizeyiz, rol yapma." Dedi Mikasa homurdanarak." Nerede gördün? Evlerine yemeğe gittiğiniz de hiç bundan bahsetmedin."
"Kadına dair fotoğraf, evinde yoktu çünkü." Dedi Michelle, kollarını göğsünde birleştirip yere bakarak.
"Rol icabı onunla biraz daha samimi olmalıyım diye düşündüm ve fazla ısrarı yüzünden evine gittim..."Babamı tanısan çok seversin." Dedi Abigail, gülerek." O çok harika bir insan!"
"Babanı zaten tanıyorum, babamla çalışıyorlar. Yemeğe gelmiştik."
"Ah, doğru! Yemeğe katılamamıştım, üzgünüm."
"Evet, neden o gün ev de yoktun?" Diye sordu Michelle." Böyle önemli şeyleri kaçıracak kadar sorumsuzmusundur?"
"Hayır tabi ki! Annemle birlikteydim."
"Ayrılar mı?" Diye sordu Michelle, koltuğa oturarak.
"Hayır, ancak araları bir nedenden ötürü bozuk."
Michelle, başını sallamakla yetinmişti.
"Peki ya seninkiler?" Diye sordu Abigail.
"Benim annem yok." Dedi Michelle, acısını belli etmeyerek." Öleli bir kaç sene oluyor."
"Oh...çok üzgünüm, bu nasıl oldu?" Diye sordu Abigail.
"Yüksek alkol ve trafik kazası."
"Ne diyebilirim, inan bilmiyorum..." dedi Abigail." Senin adına üzüldüm."
"Problem değil, neyse." Dedi Michelle, eve bakınarak." Güzel bir ev de oturuyorsunuz."
"Öyle mi dersin? Teşekkür ederim." Dedi tebessüm ederek.
"Agatha, babam nerede?" Diye sordu, Abigail hizmetlisine."Bayan, babanız hastaneye gitti. Unuttunuz mu?"
"Aaah, doğru!" Dedi Abigail, eliyle alnına vurarak. Michelle'e döndü." Çok üzgünüm, bugün hastanede olacağını unutmuşum."
"Problem değil." Dedi Michelle, saatine bakarak." Oh, köpeğimi yürüyüşe çıkarmalıyım." ayağa kalkarak." Başka bir zamana artık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.