"Peşinden geldim..." diye mırıldandı Michelle, daha sonra sinirle kaşlarını çattı.
"Havalimanına kadar geldim ve bas bas bağrınıp durdum! Çok aciz gözüküyordum ve herkes bana acıyarak bakıyordu!"
Sesi yükseltmişti."Ki sen sana acıyarak bakılmasından nefret edersin..."
"Bunu bilmiyordum eğer o zaman öğrenseydim o uçaktan ne pahasına olursa olsun inerdim.""Peşinden koşturman mı gerekiyordu yani?!" Dedi Michelle, öfkesi konuştukça kat ve kat artıyordu.
"Ne kadar acınılası duruma düştüğümü mü görmeliydin lanet uçaktan inmek için!""Hayır!" Dedi Eren hızlıca." Sadece beni ne kadar sevdiğini bilmem gerekiyordu!"
"Seni sevmek bana hiç bir şey sağlamadı!"
Yutkunmuş ve sakinleşmeye çalışmıştı.
"Sadece acı çektim..."Eren, hızlıca Michelle'i kendisine çekerek sıkıca sarılmış ve sarı saçları arasına başını gömerek sıkıca gözlerini yummuştu.
"Ben de çok acı çektim. Ben de çok özledim, her şeyini çok özledim. Gereksiz yere yaptığın atarları,afra ve tafralarını, işve ve cilvelerini...her şeyinle özledim seni. Öleceğimi sandım.""O zaman gitmemeliydin, aptal..." diye söylendi güçsüz sesiyle Michelle, başını Eren'in göğsüne yaslayıp, tişörtünü sıkıca sıkarak.
"Beni arkada bırakmamalıydın...""Özür dilerim..."
"Başkasını buldun mu, yemeğini yedin mi, mutlu musun diye çok düşündüm..." dedi, gözlerini kapatıp, kendisine ağlamak için izin vererek.
"Aynı zaman da çokta korktum!" Demişti hıçkırarak.Eren, Michelle'in saçlarını okşayıp derin bir nefes alarak kızarmış yeşil gözlerini açtı ve o ağlarken ona sessizce eşlik etti.
"Bunların hepsiyle ben de savaştım. Çünkü sevmekten o kadar korkuyorsun ki; bir başkasını bulup beni aşmak isteyeceğini düşündüm.""Böyle bir şey aklımdan bile geçmedi seni salak!" Dedi Michelle, Eren'in göğsüne vurarak.
"Deli gibi acı çekiyordum, birini tavlayacak hâlim mi vardı sanki?!""Biliyorum, üzgünüm..." dedi, Michelle'in saçları arasına bir öpücük kondurarak.
"Çok üzgünüm, bu bir daha olmayacak.""Evet olacak, yine gideceksin çünkü lanet üniversiteye orada gidiyorsun!"
"Buraya nakil isteyebilirim." Dedi Eren, fısıldarcasına." Bunu senin için yaparım."
"Benim için gidip benim için tekrar geri mi geleceğini söylüyorsun yani?"
"Elbette bunu söylüyorum, senden değerli değil."
"Hayır...gitmeni istiyorum." Dedi Michelle, yutkunarak." Düzenini bozmamalısın."
Eren, gülümsemesine engel olamadı ve Michelle'i kendisinden uzaklaştırıp ellerini onun yanaklarına koyup yaşlı gözlerini sildi. Ancak kendi gözyaşlarına engel olamadı.
"Beni gerçekten çok seviyor olmalısın, kendinden önce beni düşündüğüne göre.""A-aptal..." dedi Michelle, üzgünce ona bakarak." Sen bir aptalsın..."
Michelle'in alnına bir öpücük kondurup, alnını alnına yasladı.
"Seni çok özledim.""F..." susmuştu, dudağını ısırıp sorup sormamak arasında gidip geldi ama sormayı seçti.
"Ne ayak...Freya yani?""Benden hoşlanıyor, Amerika'dayken itiraf etti."
"Ve sen ne dedin?"
Eren, tebessüm ederek Michelle'in korku, şüphe, endişe ve merakla titreyen gözlerine baktı. Kızarmış burnuna bir öpücük kondurdu.
"Elbette onu reddettim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.