"Michelle, hadi topu at!"
Michelle, parmak uçlarıyla topu yönlendirip Mikasa'ya fırlattı. Mikasa, topu hava da karşılayarak, Sasha'ya yönlendirdi. Sasha'da Jean'a pas atarak, toptan kurtuldu.
Jean, elindeki topu Eren'e fırlatırken, Eren ise Armin'e yönlendirmiş ancak Armin düşürmüştü.
"Yine düşürdün!" Dedi Eren, kaşlarını çatarak." Biliyordum, voleybol berbat bir fikirdi!"
"Size ayak uydurmaya çalışıyorum!"
"Başka şeyler de bulabiliriz, hepimizin başarılı olabileceği bir sey mesela!"
"Ona bağırma." Dedi Michelle, kaşlarını çatarak." Sadece bizi düşünüyor!"
"Hmph!" Eren, yanaklarını şişirerek başını çevirdi." Bana onu savunduğuna inanamıyorum."
"Eren, çok büyütüyorsun." Dedi Mikasa, gözlerini devirerek.
"Bence de hepimizin ilgisini çekecek bir şeyler yapmalıyız." Dedi Jean." Bu şekilde tek eğlenen biziz."
"Evet, Armin'i dışlıyor gibi hissediyorum..." diyerek Jean'a destek çıktı Sasha.
Michelle, somurtan Eren'in yanına gelip kıkırdadı.
"Hadi ama bu kadar surat asma, insanları hatasıyla yargılayamayız."Eren, ona bakıp iç çekti.
"Sen melek falan mısın?"Michelle, ona gülümsemişti.
"Evet, seni doğru yola sokmak üzere Tanrı tarafından yollandım."Eren, tebessüm etmişti.
"Senin kadar iyi birini tanıdığım için çok mutluyum.""Michelle!"
Michelle, arkasından ona seslenen annesine dönüp baktı.
"Efendim?!"
Tekrar Eren'e döndü.
"Hemen geleceğim."
Arkadaşlarına baktı.
"Siz devam edin, muhtemelen alışverişten geldiği için yardım isteyecek.""Çabuk gel!" Dedi Sasha, gülerek." Sensiz tadı çıkmıyor."
"Evet evet! Ayrıca bu Eren beni çiğ çiğ yiyebilir de." Dedi Armin, Eren'e hafif ürkerek bakarak.
Eren, onu ısırırmış gibi dişlerini birbirine vurdu ve Armin, korkuyla bir anlığına titredi.
"Hadi çabuk git gel." Dedi Jean.
"Hemen geleceğim." Diye tekrarladı Michelle, koşarak annesinin yanına gidip arabanın arkasındaki alışveriş poşetlerini topladı.
"Michelle Hanım, lütfen onları bana verin!" Dedi Hizmetli, yanlarında belirerek.
Michelle, iç ısıtan gülümsemesiyle başını iki yana salladı.
"Hayır, lütfen! Bunları bile taşıyamayacaksam ölsem iyi olur, çok çalışıyorsunuz zaten.""Michelle Hanım..." dedi hizmetli duygulanmış bir şekilde.
Michelle, poşetleri annesinin arkasından götürüp eve girdi.
Annesi, poşetleri bir kenara bıraktıktan sonra gülümseyerek kızına baktı ve yaklaşık onun sarı saçları arasına bir öpücük kondurdu.
"Beğeneceğin şeyler aldım.""Yine mi sadece bana bir şeyler aldın?" Diye sordu Michelle." Kendini de düşünmelisin anneciğim, biraz kendine odaklansan iyi olurdu."
"Bu küçük hanım ne kadar düşünceli böyle." Demişti, kızının yanaklarına ellerini koyup, yanağında ki boş yere öpücük kondurarak.
"Ancak tüm servetimizi sana yatırsam bile asla gocunmam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.