Odasına girdikten sonra, ışığı açıp arkasına dönmüştü.
"Sonunda geldin demek.""Ananı si-"
Eren, korkuyla yerinde sıçradıktan sonra derin derin soluklandı ve kaşlarını çatarak Zeke'ya baktı.
"Ne halt yemeye karanlıkta oturuyorsun?!""Ayıp oluyor ama..." diye homurdandıktan sonra, Zeke, oturduğu koltuğa daha da yayıldı.
"Kardeşimi sadece sabah okula giderken gördüğüm için pusuya yatmayı tercih etmek zorunda kaldım."Gözlerini devirip, kapısını kapattı Eren. Yürüyerek onun yanına geldi ve yatağına ona dönük bir şekilde oturdu.
"Şimdi de Michelle'i kıskanmaya mı başladın?""Ha ha! Baya komiksin sen."
"O hâlde bir çıkarın falan mı var?"
"Hayır, bir şey söylemeye geldim." Dedi Zeke, burun kemerini sıkıp iç çekti." Aslında vereceğin tepkiyi bildiğimden bunu söylerken biraz ürküyorum da."
"Gevelemeyip anlatsan artık? Çok yorgunumda."
"Azıcık bekle, kendimi toparlamam gerekiyor! Sabaha kadar seviş diyen ben değildim!"
"Hey sen-"
"Tamam...hazırım." Dedi Zeke, başını kaldırıp Eren'in gözlerine gözlerini dikti.
"Eren.""Ha?"
"Sinirleneceğini biliyorum, ancak aptal olmayıp elindekini kaybedecek bir hareket yapmanı istemiyorum. Bu yüzden söyleyeceğim şeyden önce sözünü almam gerekiyor."
"Bunu dersen daha çok sinirlenirim." Dedi Eren, kaşlarını çatarak." Ne halt dönüyor?"
"Önce söz ver."
"Söz vermesem de bu sakladığın şeyi öğrenirim, abi. Yani, söyle. Ben daha çok sinirlenmeden."
Zeke, yenilmişlikle omuzlarını devirdi.
"Sana karşı kazanamayacağımı biliyordum..."
"Bugün üniversiteden bir arkadaşımla karşılaştım.""Vee?"
"Ve bu kişi senin pekte sevdiğin birisi değil."
"Çok genel konuşuyorsun, ben Michelle, ailem ve arkadaşlarım dışında kimseyi sevmiyorum zaten."
Zeke, ellerini dizlerine koyup nefesini verdi.
"Eren.""Söyle artık!"
"Porco, geri dönmüş."
Eren, bir süre boş boş abisine baktıktan sonra, cümleyi yeni idrak etmeye başlamıştı. Göz bebekleri sinirinden ötürü büyümeye başlarken, gözleri de irice açılmıştı ve sanki abisine değil de, düşmanına bakıyor gibiydi.
"Galliard?" Diye sordu, aslında sorudan daha çok duyduğuna emin olmak istiyordu."Evet...o." Dedi Zeke, hafiften terlemeye başlamıştı bile.
Kardeşinden değil, yapacaklarından korkuyordu.Eren, gözlerini sıkıca kapatıp yumruğunu sıktı ve derin bir nefes alıp verdi. Gözlerini yavaşça açıp sinirle sırıttı.
"Hayır...sinirlenmeyeceğim. Sonuçta bu 15 yaşında kaldı, değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.