"Bununla daha iyi olacak mısın?" Diye sordu Anna, Abigail'e. Gözleri Michelle ve Eren'in üzerindeydi.
"Hâla koz sen de, istersen mahvedebilirsin.""Yapamam." Diye homurdandı kız." O, okul başkanı. Elimden geleni yaptım zaten dahası disipline gitmemle sonuçlanır ve babamın sanmıyorum bunu hoş karşılayacağını."
"Madem korkuyorsun, baştan kaşınmasaydın bu çok hoş olurdu." Dedi Sasha, arkadan gelip Abigail'in yanından geçip gitti.
"Sanırım onu sana dedi."
"Farkındayım!" Dedi Abigail sinirle.
"Jean ve Sasha'nın nişanlanacağını biliyor muydun?"diye sordu Michelle, ters oturduğu bankta ayaklarını serbest bırakıp sallamıştı.
"Tamamen çıkar ilişkisi olarak başlayan ilişki, evliliğe doğru ilerliyor.""Zaten küçüklükten beri birbirlerinden hoşlanıyorlardı." Dedi Eren, çubuk krakerini dudağına bastırarak.
"Şaşırtıcı bir haber olmadı bu yüzden.""Evet ama... henüz çok gençler. Liseyi bitirmemize daha bir sene var. Reşit bile değiller."
"Jean, çoktan 18'ine girdi. Sasha'nın girmesine de birkaç ay kaldı, muhtemelen hemen tören yapmazlar."
Dudağına bastırdığı krakerini ısırdı.
"Benim asıl korkum, Jean mutfak alışverişine para yetiştirebilecek mi acaba?"Michelle, kıkırdamıştı.
"Ne diyorsun? Onun şirketin varisi olduğunu unuttun herhalde.""Sasha ile evlenseydim iflas ederdim." Dedi Eren, sonra güldü." Jean'ın karşısına geçip haykıran bir Armin hayal ediyorum şuan."
"Armin kesinlikle onunla dalga geçecek." Demişti gülerek Michelle.
"Peki ya Armin demişken, Annie ve ona ne demeli?" Dedi Eren, dudağının kenarındaki kraker kırıntısını diliyle temizledi." Onlar da oldukça ciddi düşünüyorlardı."
"Birlikte yaşamaya başlamışlar bile zaten. Yani muhtemelen evli hayatı yaşıyorlar. Okul bittikten sonra onların da haberini alırız." Dedi Michelle, gözü Eren'in dudağının kenarına kayarak.
"Mikasa, şimdiden evlilik görüşmelerine gidiyor." Dedi Eren." O da bu işi ciddiye alıyor, herkes bir yol çizmiş bile."
"Geçmedi."
"Ne?" Diye sordu Eren, merakla ona bakarak.
Baş parmağı ile Eren'in dudağının kenarını silip baş parmağını dudağına götürüp parmağını emdi ve gülerek çekti.
"Okuldayız..." diye mırıldandı Eren.
"Kötü bir şey yapmadım."
"İnan bana, yaptın..." dedi Eren, omuzlarını devirerek.
Dikkatini dağıtmak için konu değiştirdi.
"Annie nasıl hamile kalmadı, merak ediyorum." Dedi düşünceli bir şekilde Eren." Kaç senedir birlikteler, illâ ki-""Hey hey! Neden onların yatak ilişkisini konuşuyoruz şimdi?"
"Doğru, bence bizimkisi en iyisi." Dedi Eren sırıtarak, sırtını banka yaslamıştı.
Michelle, kaşlarını kaldırıp ona baktı.
"Ne? Yatakta kötü olduğumu iddia edemezsin."
"Bu doğru." Dedi Michelle, omuz silkip gülerek." Haklının hakkını haklıya vereceksin."
"Peki sen nasıl hamile kalmadın?" Diye sordu Eren, düşünceli bir şekilde.
"Bu işte sahiden iyiyim, şimdiye kırk kere hamile kalman gerekiyordu."Michelle, homurdanarak Eren'in başına hafifçe vurdu.
"Kondom kullanıyoruz, aptal.""Her zaman kullanmıyoruz."
"Ertesi gün hapı denilen bir şey var."
"Çocuğumu öldürmüş olabilirsin yani..." dedi dudak büzerek Eren.
Michelle, ona şaşkınlıkla baktı.
"Şaka yapıyorsun, değil mi?"Eren, gülmeye başladı.
"Tabi ki şaka yapıyorum, aaah biliyorum bir çocuğumuz olsun çok istiyorsun ama 25'e kadar hayır, uzgunum hayatım.""25 iyimser bir sayı." Dedi Michelle, gözlerini Eren'den çekerek." Ayrıca hayalperestsin."
Eren'in gülümsemesi yüzünden kaybolmuştu ve dilini dudağını ıslatmak için kullanıp burnunu çekti.
"Eninde sonunda olmayacak gibi konuşuyorsun.""Sen de evlenecekmişiz gibi konuşuyorsun."
"Çünkü bu gerçekleşecek."
Michelle, kaşlarını hafifçe çatarak ona baktı.
"Ben böyle bir iddiada hiçbir zaman bulunmadım.""Ama ben bulunuyorum, seni buna kesinlikle ikna edeceğim."
"Bu sevgili olayına yeni alışmaya başlıyorum hâla daha zorlandığım oluyor, başıma evlilik çıkarma da sus." Dedi Michelle, ciddi ve otoriter bir sesle.
Eren, yaslandığı banktan ayrılıp onun karşısına geçti.
"Sonuç olarak alışıyorsun, ona da alıştıracağım.""Aile kurmak istiyorsan başka birini bulmalısın, beni değil."
"Evli olmadığımız hâlde benim için aile sensin." Dedi Eren, ciddiyetle yeşil gözlerini onun gri gözlerinde gezdiriyordu." Ben sadece resmiyet istiyorum, ilerisi için tabi."
"Eren-" gözlerini kaçırmasıyla, Eren onun lafını kesmişti.
"Lütfen! En azından şimdilik hayallerimin içinden geçme de biraz umudum olsun!"
Michelle, tekrar ona baktıktan sonra sustu.
"Sanırım sakuralar açacak."
Eren, gülümsemişti.
"Şimdiden yavaş yavaş bana kaybediyorsun."
"Öyle gözüküyor. Bahar geldi.""Evet..." diye mırıldandı Michelle.
Etrafta gözlerini gezdirdiğinde, onlara bakan Abigail'i görmüştü.Başını iki yana sallayarak 'ne var?' diye sordu bakışlarıyla.
Ancak Abigail, buna yanıt olarak sinirle dişlerini sıkmıştı.
"Sana çok öfkeli gözüküyor." Dedi Eren, Michelle'in yanağından öperek.
"Ne de olsa erkeğini çaldın."
"Babasını da çalacaktın...kafayı mı yedin sen kızım?!"Michelle, elini Eren'in ensesine koyup ensesindeki saçlarıyla oynadı.
"Ne zaman onun erkeği olmuştun ki?"Eren, sırıtıp Michelle'in dudağına yaklaştığında, Michelle elini dudağına koyup hafifçe ittirdi.
"Kafayı mı yedin? Okuldayız.""Bazen öyle bir konuşuyorsun ki..." dedi başını Michelle'in omzuna koyup iç çekerek." Kendimi tutmakta çok zorlanıyorum o zaman."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.