"Oraya bir bebek yerleştiririm derken ciddi olmasını beklemiyordum..." diye mırıldandı Michelle, aynadaki görüntüsüne iyice bakarak.
İliskilerinin üzerinden yaklaşık 3 sene geçmiş, mezun olmuşlardı.
Michelle, evlilik konusunda hâla daha düşünceliyken Eren'in son kozuyla pekte bir çaresi kalmamış gibi hissediyordu.
Bu ona ikinci yenilişiydi, yenilmekten haz aldığı tek kişi ise Eren'di.İç çekti ve beyaz teni üzerindeki eliyle göbeğini ovdu.
"Pekala bebek, umarım annene çekersin. Kendi çocuğumun babası gibi birisine takıntılı olmasına şahit olmak istemiyorum.""Bu biraz kırıcı oluyor!"
Eren, yatağa atlayıp aynadan kendisine bakan sevgilisini izledi.
"Üstelik babasındaki bu hırs ve azim olmasaydı, dünyalar tatlısı birisiyle beraber olamazdı."
Gülümseyerek karnına bakmıştı.
"Ve böyle harika bir şey de şuan orada olamazdı."Michelle, tebessüm ederek Eren'e baktı.
"Bu iki oluyor.""Ney?"
Michelle, dizinin birini yatağa bastırıp Eren'in omuzlarını tutarak ağırlığını verdi.
"Sana olan yenilişimden bahsediyorum. Bu ikinci oluyor."Eren, Michelle'in beline elini koyarak yavaşça kendisine çekip kucağına oturttu.
"Evet, sanırım sana her zaman oraya bir bebek koyabileceğimi söylemiştim?""Bana karşı kazanmaktan zevk almadığını da söylemiştin?"
Eren, burnunu Michelle'in boynunda gezdirip aşık olduğu kokuyu soluyarak gülümsedi.
"Bazı konular hariç."Michelle, onu hafifçe kendinden uzaklaştırmıştı.
"Hıım, olaya göre muamele yapıyorsun ha?"Eren, ona hayran hayran bakarken Michelle'in yanağının birine öpücük kondurdu.
Michelle, sırıtırken bu sefer de diğer yanağına bir öpücük kondurmuştu.
"Beni gerçekten çok seviyor olmalısın.""Senelerdir değişmeyen tek şey bu, Michi...sana olan aşkım ve sevgim."
Boynuna bir öpücük kondurdu.
"Senelerdir değişmeyecek olan tek şeylerde bunlar."Michelle, Eren'in kulağını hafifçe ısırdı.
"Ben de böyle olmasını umuyorum."Eren, kesik bir şekilde inleyerek Michelle'in dudaklarına dudaklarını örtüp ondan bir öpücük aldı.
Dudaklarını ayırdıktan sonra da alnına bir öpücük kondurmuştu.
"Çok farklısın, her şeyden farklı.""Çünkü ben Michelle Langton."
"Evet...ve çok yakında Michelle Yeager."
Michelle, şaşkınlıkla Eren'i kendinden uzaklaştırdı.
"Bir dakika! Ne?"Eren, cebinden çıkardığı kadife kutuyu ona gösterdi.
"Teklifleri sevmezsin. Hiç sevmedin.""Bu..."
Bir dakika, şuan evlenme teklifi alıyor falan değildi, değil mi?!Eren, kutuyu açarak yüzüğü gün yüzüne çıkardı.
"3.hakkımıda kullanmak istiyorum.""Bu çok oldu ama."
"Evet ve bu son yenilişin olacak, o yüzden evet desen iyi olacak. Aksi takdirde...zavallı bebeğimiz, okulda, parkta, her yerde gayri meşru bir çocuk olduğu için dışlanabilir..."
"Eren!"
Eren, kısa bir kahkaha atarak kısılan gözleriyle Michelle'in gri gözlerinin içine baktı.
"Ne kadar evet demek istediğini biliyorum.""Sallama..." diye homurdandı Michelle." Evet demek istesem derim."
"Hıım?"
"Sanırım o yüzden de evet diyeceğim."
Gülümsemişti.
"Eh, bu kadar sene sadece bana aşık ve sadece beni bekleyen adama bir ödül vermeliydim.""Bu ikinci oluyor. En güzelini karnında taşıyorsun zaten."
Birden durdu.
"Bir dakika, ne? Bu...bu benimle evleneceğin anlamına geliyor!""Evet, şapşal."
"Yani sen gerçekten Michelle Yeager olacaksın, öyle mi? Aman Tanrım, söylemesi bile harika! Michelle Yeager...Michelle Yeager...benim karım Michelle Yeager!"
"Evet aptal şey!" Dedi kıkırdayarak." Ancak söylemeliyim ki bu sana son yenilişim olacak. Artık avcunu alırsın."
"Bundan başka ne isteyebilirim? Bana kendini veriyorsun!"
"Benim olan her şey senindir, tüm benliğim ve ruhumla daima senin olacağım." Demişti şefkatli bir ses tonuyla.
"Üstelik bu çokta karşılıksız bir şey değil."Eren, ona şaşkınca bakmaya devam ediyordu.
"Netice de, sen de bana kendini vereceksin. Bu çok üzücü, artık tüm hayatın boyunca bana katlanmak zorundasın."
"Dalga mı geçiyorsun?" Diye sordu Eren, homurdanarak." Bir hayatım daha olsa yine sana harcardım bunu."
"Beni aldatırsan soluğunu keserim."
"Bu da nereden çıktı be?!"
"Söyleyeyim dedim." Diyerek Eren'in boynuna kollarını doladı." Hani aklında olsunda, sonra faaliyete geçerken falan-"
Eren, Michelle'in dudaklarına bir öpücük kondurup geri çekildi.
"Saçmalıyorsun. Öleceğimi bilerek bunu asla yapmam.""Ölmesen yapacaksın ya-"
"Michelle!" Diye somurttu Eren." Bunu yapmayacağımı en iyi senin bilmen gerekiyordu! Bana güvenmiyor musun?"
"Dalga geçiyorum." Dedi eğlendiğini her hâliyle belli ederek." Bu dünyada bir tek sana güveniyorum. Tıpkı sadece seni sevdiğim gibi."
"Bu kalbim için fazlaydı şeytan kız..." diye mırıldandı Eren, yanakları kızarmıştı.
"3 senede hâla daha bana aşk sözcükleri fısıldamana alışamadım..""Belki de söylememeliyim."
"Saçmalama!" Diye isyan etti." Sen bir ilaçsın ve ben de sadece ilaç kullanarak hayattayım."
Michelle, Eren'in önüne düşen kahverengi saçını düzeltti.
"Pişman olmayacağım.""Asla olmayacaksın."
Tebessüm etti.
"Artık bir ailem var."Eren, alnını Michelle'in alnına dayadı.
"Artık bir aileyiz.""O hâlde yüzüğümü takabilir miyim?"
"Ah, evet! Elbette." Dedi panikleyerek, heyecandan neredeyse unutmuştu.
Kutunun içerisindeki yüzüğü çıkarttı.
"Elinizi rica edeyim, Bayan Langton."Michelle, kibar ince elini Eren'e yüzüğü takması için uzatmıştı.
Eren, yüzük parmağına yüzüğü geçirirken konuştu; "Bununla beraber..." yüzüğü taktı ve üstüne bir öpücük kondurdu.
"Müstakbel Bayan Yeager...yani benim müstakbel eşimsin."Çok şükür final verdim yarabbm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.