Michelle, Eren'e baktığında Eren'in gözlerinin kızardığını görmüştü.
Muhtemelen ağlamamak için kendisini zor tutuyordu.
"Bunu sahiden unutmayacağım, Michelle."Dudakları aralandığında, başını eğdi.
"Üzgünüm anne..."
Eli dolu shot bardağına gittiğinde, Eren elini ittirmişti.
Başını kaldırıp Eren'e baktığında, Eren başını iki yana salladı.
"Çoktan başlatmadın mı zaten? Şimdi bana üzülüyormuşsun gibi yapma da yap şunu."Michelle, titreyen dudağını ısırdı.
"Bana acıyayım deme, bu masaya oturduğumuzda ne yaşanacağını düşünüyordun? Çocuk gibi hiç sümüğünü yedin mi gibi sorular sormayacaklardı herhalde! O yüzden yap şunu! Netice de beni kaydedebilirsin, ancak annenden kalan tek şeyi kaybetmeni istemiyorum."
"Eren-"
"Yapacak mısın artık?" Diye sordu Abigail, sıkılmıştı.
"Beyaz altındır belki? Kuyumcuya götürüp fiyat alırız, sonra da parayı aramızda bölüşürüz." Dedi Pieck, Porco'ya.
Michelle, başını Porco'ya çevirdiğinde, Porco'nun beklentiyle ona baktığını gördü.
İlk defa çaresiz hissediyordu.Shot bardağından geri çekildiğinde, bir elini Porco'nun omzuna koydu. Porco'ya yaklaştığında, Porco yavaşça gözlerini kapattı.
Eren, başını hızlıca çevirip elini gözüne siper etti.
Ancak gözyaşlarını engelleyememişti."Ciddi misin?!" Dedi Pieck, şaşkınlığı sesine yansımıştı.
"Yok artık." Dedi Abigail, aynı şekilde o da şaşkın gözüküyordu.
Eren, elini gözlerinden çektiğinde Michelle'i yerinde görmemişti. Etrafa bakındığında onu giderken görmüştü.
"Shot bile atmadı..." diye mırıldandı Abigail." Bu...oyundan çıktığı anlamına mı geliyor?"
Eren, şaşkınlıktan yerinde dona kalmıştı.
"Kolyeyi bu kadar kolayca bırakacak mısın yani?"Porco, sinirle Eren'e döndü.
"Bu senin yüzünden oldu.""Ne?"
Şaşkınlıkla dudaklarının arasından bu çıkmıştı.
Kaşlarını çattı.
"Ne saçmalıyorsun sen?!""Ona kendisini berbat hissettirdin!"
"Sadece doğruları söyledim! Gözlerimin önünde sevgilimi öptün ve bu lanet kolye yüzünden sesimi bile çıkaramadım!"
"Sakin olun." Dedi Pieck, masadaki kolyeye bakarak." Sonuç olarak oyun bitti."
"Kolyeyi ne yapacağız."
"Satarız." Dedi Abigail.
"Hayır." Dedi Eren, başını eğerek." Michelle'le aramızda birbirimize bir söz verdik."
İç çekti.
"Sahiden kolyeyi umursadığin falan yok, tek istediğin onun sana geri gelmesi değil mi?" Diye sordu Porco'ya." Seni dövmek ve hatta gebertmek istiyorum, ancak bu çoktan biten ilişkimizi eski hâline geri getirmeyecek.""Ne düşünüyorsun?" Diye sordu Porco, herkes ciddi bir ifadeye bürünmüştü.
Çünkü Michelle Langton'ın birisi için en değer verdiği şeyi bırakması asla olmayacak türden bir şeydi.
Ve Michelle tabusunu Eren için iki kere yıkmıştı.Michelle, Eren'in saçlarındaki elini yanağına indirip okşadı.
"Bize bir şey olmayacak."Eren, yanağındaki eli tuttu.
"Bana bunun sözünü verebilir misin? Ve eğer sözünü tutmazsan, üniversite için yurtdışını düşüneceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.