18•

505 55 57
                                    

"Dün nasıldı? Eğlendin mi?" Diye sordu Eren, kitaplıktaki kitaplara bakarak.

"Her zamanki gibi. Tayfaya girmek isteyen bir kaç...kız işte."

Eren, ona döndü.
"Bugün erken gideceğim."

"Neden?"

"Mina ile takılacağım."

"Mina?" Diye sordu Michelle, hafifçe kaşlarını çatarak."Mina Carolina?"

"Evet, o."
Titreyen telefonunu cebinden çıkarıp gelen mesaja tıkladı. Daha sonra ise seslice gülmüştü.

Michelle, kaşlarını daha çok çattı.
"Komik bir şey mi var?"

"Ha?" Eren, yüzünden gülümsemesini silmeden başını kaldırıp Michelle'e baktı. Daha sonra cıklayıp tekrar telefonuna döndü ve cevap yazmaya başladı.
"Hayır, mesaj sadece."

"Kimden?"

"Mina." Diye yanıtladı Eren.
Mesajını gönderdikten sonra telefonunun ekranını kilitleyip tekrar cebine soktu.
"Gitmeliyim, evin önüne geldiğini söylüyor."

"Bugün bir şeyler yaparız diye düşünüyordum."

"Üzgünüm, daha sonra yapalım, olur mu?"
Eren, ona yaklaşıp alnına bir öpücük kondurdu.
"Abigail meselesine dönmeyecek, söz veriyorum."

Michelle, çatık kaşlarıyla ona bakmaya devam etti.

"Söz veriyorum." Diye tekrarladı kendini Eren." Şimdi gitmem gerekiyor."

Uzaklaşacakken, bir eliyle Eren'in bileğini tuttu diğerini ise Eren'in ensesine koyarak kendisine çekti ve dudaklarını birleştirdi.

Beklemediği öpücük karşısında şaşkınlığa uğrayan Eren, bir kaç saniye donuk kaldıktan sonra elini Michelle'in yanağına koyarak öpücüğünü derinleştirdi.
Dizini yatağa koyup, Michelle'e hafifçe ağırlığını verdi ve Michelle'in sırtının çarşafla buluşmasını sağladı.
Kendisini kaybetmeden geri çekildi ve hızlı bir öpücük kondurup dikildi.
"Daha sonra..."

Michelle, doğrulup elini yatağın iki yanına koydu ve somurttu.

"2 saate geleceğim."

Michelle, gözlerini devirmekle yetindi.

"Kıskanıyor musun?"

"Saçmalama." Dedi Michelle, sessizliğini bozup ayağa kalkarak." Sadece şuan yapmak istedim ve beni reddediyorsun."

"Geçerli sebebim var, bunu biliyorsun." Dedi Eren, tebessüm ederek." Artık çıkmalıyım, tekrar geleceğim."

"Tamam."

Eren, odadan çıktıktan sonra Michelle, penceresinin önüne geçti.
Yani muhtemelen uzaktan görecekti mesafe sebebiyle ama sonuçta görecekti.

Siyah saçlı kız, etrafa bakınıp Eren'i bekliyordu.

"Siyah saç zevki mi var acaba?" Diye mırıldandı kendi kendine. Daha sonra eli saçına gitti.
Ne yaptığının farkına varınca hızlıca saçlarından elini çekti.
"Hep şu Armin yüzünden!"

Evden çıkan Eren'i görünce, cama biraz daha yaklaştı. Eren, güvenliğe selam verdikyen sonra bahçeden çıktı ve kıza gülümseyerek selam verdi.
"Bu Prens gülüşü değil." Diye söylendi kendi kendisine Michelle.
Eren, başını çevirip Michelle'in odasına baktığında, Michelle'i camda görmeyi beklemiyordu.
Elini kaldırıp salladıktan sonra, Michelle karşılık olarak perdeyi hızlıca çekmişti.

"Sanırım sevgilin kızgın." Dedi Mina, pencereye bakarak.
"Yüzüne o hızla perdeyi çektiğine göre."

"Aslında pek böyle değildir." Diye mırıldandı Eren. Daha sonra Mina'ya döndü.
"Neyse, Bertholdt'u bulsak iyi ederiz."

"Evet, Bertholdt." Dedi Mina, gözlerini devirerek." Aptal çocuk." Diye homurdandı.

"Bu kadar kızma." Dedi ilerlemeye başlayarak." Eminim öyle yapmak istememiştir."

"Arkadaşlarımın önünde beni rezil etti, Eren." Dedi Mina, gözlerini devirerek." Saçma sapan kıskançlık krizine girerek beni küçük düşürdü."

"Eminim niyeti kötü değildi, sadece seni kaybetmekten korktu."

"Ama her zaman ona ait olduğumu bilmiyor mu?" Dedi omuzlarını düşürerek Mina." Ondan başka kimseye bakmıyorum bile."

"Bana birini hatırlattı." Dedi tebessüm ederek." Bertholdt senin için yetersiz hissediyor olmalı. Belki de hislerini daha çok belli etmelisin. Gizlilik sadece acı verecektir."

"Daha ne kadar belli edebilirim!" Diye isyan etti Mina." Ben böyleyim, bir ânda kollarına atılamam ki!"

Eren, gözlerini yere indirdi.
"Bu, bu kadar zor mu?"

"Hisleri belli etmek çok zor, Eren. Gerçekten." Dedi Mina, nefesini üfleyerek." Onu çok seviyorum, bunu kendime itiraf etmem bile bu kadar uzun sürmüşken ona nasıl itiraf edebilirim? Ve korkuyorum da! Ya bırakıp giderse? Sevgi yanında kaybetme korkusunu da getiriyor ve ben çok ürküyorum!"

Eren, başını ona çevirdi.
Dudağının bir kenarı kıvrılmıştı.
"Zor gözüküyor."

"Hayatı boyunca gerçekten sevilmemiş bir kızın sevgiye olan inancını tazelemek cidden zor."

"Mina?"

Mina, gözlerini Eren'den çekip karşısına baktı.
"Bertholdt?" Dedi şaşkınca.

"Biz de sana geliyorduk." Dedi Eren gülümseyerek." Ancak görüyorum ki buna gerek kalmamış."

"Evet..." dedi kızararak, Bertholdt.
Onlara yakınlaşıp, Mina'ya baktıktan sonra kendisine çekip sıkıca sarıldı.
"Çok üzgünüm, seni öyle kıskanmamalıydım ama kendime hâkim olamadım! Sana gerçekten güveniyorum, sadece seni o kadar çok seviyorum ki...bazen kafayı yiyecek gibi hissediyorum!"

"B-b-ben de..." dedi Mina, kollarını Bertholdt'un boynuna sararak." B-ben de...seni seviyorum."

Eren, kaşlarını kaldırarak çifte baktı.

"Gerçekten mi?!" Dedi neşeyle Bertholdt.
Ondan ayrılıp, gülümseyerek ona baktı.
"Bunu ilk kez söylüyorsun!"

"Sana güveniyorum..." dedi Mina, gözlerini kaçırarak.

"Böyle bir şey yani..."
iç çekip gülümsedi.
"Ben sizi yalnız bırakayım."

"Üzgünüm, seni de sevgilinin yanından aldım."

"Teşekkür ederim, ona destek olduğun için." Dedi Bertholdt gülümseyerek.

"Rica ederim." Dedi başını sallayarak Eren. Mina'ya dönüp elini başına koyarak karıştırdı.
"Endişe etme. Muhtemelen erken geldiğim için sevinecektir."

"Şans seninle olsun!"

"Ben de öyle umuyorum."

Mina, ilk sezonda ölen bu arkadaş ahdnwjxjs

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mina, ilk sezonda ölen bu arkadaş ahdnwjxjs

Game.||Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin