"Neden sizinle iş birliği yapmalıyım?" Diye sordu Abigail, gözlerini devirerek.
"Bu ânı ne kadar uzun süredir beklediğimi biliyor musunuz siz?""Ben olmadan Michelle'i yenmenin imkanı yok." Dedi Porco, Abigail'in alnına fiske atarak." Bensiz seni çiğ çiğ yer."
"Pardon ama," dedi Abigail, alnını ovuşturarak." Sen kim oluyorsun da onu yenebileceğini düşünüyorsun peki? Eski sevgilisi falan mısın?"
"Onun gibi bir şey diyebiliriz." Demişti Porco, kollarını göğsünde birleştirerek.
"Üstelik mezun birisi olarak ödevinize katkıda bulunacağım, daha ne istiyorsun?""İyi de Sensei onları rakip yapmak için farklı kişilerle partner oldular!"
Porco, bıkkınlıkla derin bir nefes alıp verdi.
"Sence o ikisi birbirine rakip olurlar mı? Eren, Michelle ile olmayacağından muhtemelen projenizin işleyişini şimdiden ince ince Michelle'e anlatmıştır.""Şu çocuk..." dedi dişlerini sıkarak Abigail." Onda ne buluyor sahiden?!"
"Michelle, her yönden ilgi çeken bir kız." Dedi Porco, dilini dudağında gezdirerek." Ona rakip olabilecek bir kız daha tanımıyorum."
"Sen az evvel benim tarafımda durmuyor muydun?!"
"Sadece gerçekleri söylüyorum."
"Peki senin bu işten çıkarın ne olacak?" Diye sordu Abigail, kaşlarını kaldırarak.
"Sen Eren'i ben ise Michelle'i geri alacağım, hepsi bu."
"Argh! Sen de mi ona aşık olan erkeklerden birisisin?"
"Aşık mı?" Dedi Porco, gülerek." Bizim aramızdaki ilişki aşk kelimesine sığdırılamayacak kadar geniş."
"O yüzden Eren onun yanında zaten sen değil, haklısın." Diyerek iğnelemişti Abigail.
"Bu geçici bir durum, daha döneli 3 gün oluyor. Şimdiden kafa karıştırmaya başladım bile ancak sen aylardır buradasın ve kudurmaya devam ediyorsun?"
Abigail, sinirle dişlerini ve yumruklarını sıktı.
"Sadece yeni alışıyorum!""Tabii..." demişti Porco, gözlerini kaçırarak.
"Pekâla, bir sorum var." Dedi işaret parmağını Porco'ya uzatarak.
"Sizin aranızdaki ilişkiyi merak ediyorum, anlat bana."Porco, gülerek başını iki yana salladı.
"Onun en büyük sırlarından birini yaydın, yani sence bunu sana söyler miyim?""Michelle'i yenmek istediğini zannediyordum." Dedi Abigail, gözlerini kısarak." Bu isteğinin tam tersi."
"Michelle'i yenmek değil, onu kazanmak istiyorum ufaklık." Dedi Porco, işaret parmağını Abigail'in alnına koyup ittirerek." Onu yıkan da, toparlayan da tek ben olmalıyım. Bu yüzden burnunu bu işe sokma." Boynunu kaşıdı." Tamam mısın yoksa kendini rezil etmeni gülerek izleyeyim mi?"
"Uff..." dedi Abigail, gözlerini devirerek." Tamamım."
* * *
"Sen kafayı yemişsin." Dedi Eren, saçının ıslaklığı makyaj aynasının karşısında havluyla alan Michelle'e bakarak.
"Bizi kurtlar sofrasına düşürdün."Michelle, ona bakmadan saçlarını havluyla kurutmaya devam etti.
"Korkuyor musun?""Hayır tabi ki," dedi Eren, gözlerini devirerek." Bu bizim işimiz, her zaman oyun oynarız. Sadece karşımızdaki rakiplerimiz bu sefer güçlü insanlar."
"Sence bizim kadar güçlüler mi?"
"Dalga mı geçiyorsun?" Dedi Eren, dudağının bir yanı kıvrılmıştı." Bizden güçlü kimse yok."
Michelle, derin bir nefes alıp verdi ve ona doğru dönerek bacağını bacağının üstüne attı.
"Peki o hâlde problem ne?"Eren, hızlıca onun yanına gelip eğildi ve ellerini bornuzum çıplak bıraktığı dizlerine koydu.
"Porco'yu görmeye dayanamıyorum, o kadar.""Eren, o o zamanda kaldı. Biz ise bu ânı yaşamalıyız. Ânda kal."
"Demesi kolay."
Michelle, istemsizce gülmüştü.
"Bence travması olan sensin, ben değil.""Ne diyorsun?" Diye homurdandı Eren.
"Onunla beraber olan bendim, ancak sanki sen yaşamışsın gibi hissettiriyorsun."
Eren, dilini çıkartıp yüzünü ekşitti.
"Midemi bulandırdın!"Michelle, kıkırdayarak elini Eren'in saçlarına götürüp okşadı.
"Bir problem olmayacak, bana güveniyor musun?""Sana güveniyorum elbette!" Dedi Eren, homurdanarak." Ama Porco'ya hiç güvenmiyorum, bir de işin içerisine Abigail'de girdi. Çifte bela."
Michelle, Eren'in saçlarındaki elini yanağına indirip okşadı.
"Bize bir şey olmayacak."Eren, yanağındaki eli tuttu.
"Bana bunun sözünü verebilir misin? Ve eğer sözünü tutmazsan, üniversite için yurtdışını düşüneceğim.""Beni, kendini benden uzak tutmakla mı tehdit ediyorsun?" Diye sordu Michelle, kaşlarını kaldırarak.
"Evet çünkü şuan da tek korkun beni kaybetmek, öyle değil mi?"
Eren, yanağındaki tuttuğu eli dudaklarına götürüp avcunun içerisine bir öpücük kondurdu.
"Tıpkı benim gibi.""Sen de beni kaybetmiş olmuyor musun?"
"Evet ve bu çok sıkıcı olur, bu yüzden sözünü kesinlikle tutmalısın."
Michelle, eğilerek diğer elini Eren'in yanağına koydu, diğer yanağına ise bir öpücük kondurup fazla uzaklaşmadan gözlerinin içine baktı.
"Söz veriyorum."Eren, başını eğip iç çekti.
"Yine n'oldu?" Diye sordu Michelle, bıkkınlıkla.
"Yeni yıkandın, bu yüzden kendimi tutmam gerektiğini düşünüyordum."
Michelle, gülmekle yetinmişti.
"Seni cidden çok seviyorum..." diye fısıldadı Eren, daha sonra başını kaldırıp Michelle'e baktı.
Michelle, sıcak bir tebessümle ona bakmıştı.
"Saçmalıyorsun demeyecek misin?" Diye sordu Eren, kaşlarını kaldırıp beklentiyle ona bakarak.
Michelle, tebessümünü yüzünden silmeden başını iki yana salladı.
"Hayır.""Neden?"
"Çünkü nedense bu sefer ki yüreğime dokundu."
AGLİCAM COK TATLİSİNİZ KAHRETSİİİİNNN
Peki, aklımda zaten kurgu var yani fikir değiştirmek gibi bir niyetim yok. Ancak sizce kim haklı çıkacak
Michelle mi?
Eren mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.