"Hey Eren, buraya kıçın iyice yapıştı he."
"Git başımdan Armin... seni Almanyadayken daha çok seviyordum, başıma bela olmaya mı geldin?" diye mırıldandı, Eren.
Kendisini yatağına geri atıp, eline telefonunu almıştı.
Instagram'a girerek Michelle'in profilini yokladı.
Son üç buçuk haftadır olduğu gibi yine bir şey atmamıştı."Madem onu bu kadar merak ediyorsun, neden gerçeğini görmeyi tercih etmiyorsun?"
Connie, telefona bakarken Eren telefonunu hızlıca sakladı.
"Bahsettiğin kadar kolay bir şey değil bu.""Gayette kolay aslında, sadece sen aptalsın." Dedi Armin, gözlerini devirerek.
"Öpücük mevzusunda tamamen sana hak versem de, bu ülke değiştirmen için bir sebek değil. Üstelik aslında Michelle'in oyun oynamayı kabul etmekten başka bir hatası da yoktu.""Evet." Dedi Connie, Armin'e destek çıkarak." İstese kolyesini almak için yiyişmeyi tercih ederdi, ancak seni tercih etti."
"Sen ise buraya gelmeyi." Dedi Armin, gözlerini devirerek.
"Michelle yerinde olmak istemezdim." Dedi Annie, tırnağını törpülerken.
"Neden öyle söyledin?" Diye sordu Eren, merakla.
Erkekler neyse de, kızların tavsiyesi işe yarıyordu sahiden.
Kızı en iyi bir kız anladığındanmıdır nedir?"Muhtemelen kahrolmuştur ve senin yüzünden okuldaki tüm popüleritesini yitirmesine az kalmıştır. Hüngür hüngür ağladığına yemin edebilirim."
"O benim için böyle şeyler yapmaz." Diye mırıldandı Eren, başını eğmişti.
"O...birini sevmeyi kendisine engel olarak görüyor. Belki rahatlamış bile olabilir.""O yüzden mi havalimanına seni durdurmaya geldi?" Diye sordu Connie." Aptal olma, gitmeni istemediğinden geldi. Çünkü seni seviyordu."
"Onun geldiğini nereden biliyorsunuz? Sanki Michelle böyle bir şey yapar. O, gururunu ezemez."
İç çekmişti.
"Ancak gelenin o olduğunu bilseydim eğer...paraşütle bile atlayabilirdim o uçaktan.""Ya senin için başka kim gelecek sanki?" Diye homurdandı Armin." Tamam popüler ve herkesin aşık olduğu bir erkeksin ama o kadar yani, kimse gitme diye peşinden gelmezdi."
"Gerçekten yokluğunu hissetmeyecek birisi dışında." Demişti Connie, yan gözle Eren'e bakarak.
"Bu bana hayal gibi geliyor."
yatağında pozisyon değiştirdi.
"Çünkü beni sevdiğini ne kadar bilsem de, onun bu sevgiyi sevdiğini zannetmiyorum. Bu yüzden bir yükten kurtulmuş olabilir.""Sen aptalsın, gerçekten..." Demişti Annie, başını iki yana sallayarak.
"Ne düşünmemi bekliyorsunuz ki?"
Doğrulup arkadaşlarına baktı.
"Onu gerçekten çok seviyorum ve düşündüğümde bile ağlayacak gibi oluyorum ancak o bana karşı böyle değil, hiç olmayacakta. Benden kaçtı, benden hep kaçıyordu! Bir kez olsun beni sevdiğini söylemedi ve o kadar çok fırsatı vardı ki... yani siz ne biliyorsunuz ki? Onu terk etmişim... onu terk falan etmedim! Sadece onu özgür bıraktım Çünkü olmak istediği şey buydu, özgür olmak.""Özgür olmak isteseydi senden ayrılırdı, onu tutan neydi?" Diye sordu Armin." Hiçbir şey. Birbirinize karşı gardınızı alarak seviyorsunuz birbirinizi, böyle bir ilişki çok sürmezdi zaten."
Eren, susmakla yetinmişti.
Annie, iç çekip törpüsünü kenara koyup ayağa kalktı.
"Eğer böyle iyiysen tamam, ancak değilsen...bu sadece kendine bir eziyet. Hiç değilse arkadaş kalabilirsiniz.""Olur mu ki..."
"Neden olmasın?" Diye sordu Connie." Yani daha evvel yatak arkadaşı olduğunuza bakılırsa..."
"Hn..."
Telefonunun ekranını açıp, tekrar Michelle'in profiline girdi ve ekranı yineledi. Bir süre sonra story düşmüştü."Hemen bakma!" Dedi Armin hızlıca." Aptal mısın? Bir halt yiyorsan tam ye beri, anında bakarsan onu stalkaldığını anlayacaktır."
"Of, çok zor be bu!" Dedi Eren mızmızlanarak." Dört buçuk hafta sonra ilk kez story attı ve ben bakamıyorum!"
"Ben bakarım." Demişti Annie, gözlerini devirerek.
Telefonunun kilidini açıp instagrama girdi.Eren, hızlıca yatağından kalkıp Annie'nin yanına geldi.
"Evet evet, teşekkürler."Annie, Michelle'in profiline girdi ve storysine tıkladı.
"Zeke ile birlikte."Eren, Annie'nin telefonunu kapıp fotoğrafa basılı tutarak bekletti.
Bir süre fotoğrafı inceledikten sonra, kaşlarını çatmıştı.
"Zayıflamış...yemek yemiyor mu acaba?" İç çekti." Ayrıca mutluymuş gibi gülmüş ama gerçekten mutlu olduğu zaman şey oluyor, gözleri kısılıyor."
Yutkundu.
"Saçı biraz kısalmış gibi...kestirdi mi acaba?"Annie, telefonunu Eren'in elinden hızlıca çekti.
"Çok merak ediyorsan kendin sor.""Sacmalama o zaman ne diye geldim buraya?"
"O zaman kızı niye hâla daha stalklıyorsun sen?" Diye homurdandı Connie." Sal gitsin."
"O zaman nasıl haberim olacak ondan?"
"Bana baksana sen!" Dedi Annie, homurdanarak." Sen ne olsun istiyorsun acaba?"
"Ondan haberim olsun."
"Ee?" Diye sordu Armin." Başka?"
"Mümkünse başkalarıyla birlikte olmasın."
"Bak sen şu işe, ee?"
"Ve beni düşünsün, aaah biraz çaba istiyorum sadece neden beni anlamıyorsunuz?"
"Çabaymış..." dedi Armin, gözlerini devirerek." Çocuksun çocuk."
"Değilim!" Dedi Eren, gözlerini devirdi." Üstelik o Porco şerefsizine yemin ettim gideceğime dair yani şimdi geri dönemem."
"İyi de yeminini tuttun." Dedi Connie, dolaptan aldığı elmayı yıkayarak." Sonuç olarak şuan Amerika'dasın, Japonya'da değil."
"Evet ama-"
"Stratejik olarak bakarsak Connie doğru söylüyor, gitmekle kalmayıp onu terk bile ettin."
"Terk ettin diyip durma" dedi Armin'e Eren." Onu tek bırakmışım gibi hissettiriyor."
"Öyle olmadı mı zaten?"
"Mikasa, Sasha ve Jean var be bir de Abim!"
"Peki hangisi senin kadar yakın?" Diye sordu Armin.
Connie, elmasından bir ısırık alıp elini kaldırdı.
"Cevap veriyorum, hiç kimse.""Sadece bir mesaj..." dedi Eren, gözlerini arkadaşlarında gezdirdi." Yeterli mi?"
"Makul gözüküyor." Demişti Annie." Umarım tekrar sana duvar örmemiştir."
"Umarım..."
Telefonunu alıp, whatsapp'a girdi.
Arşiv sohbetlere baktığında, Michelle'le olan ilk baştaydı zaten.
Silmeye kıyamamış ama görmeye de dayanamamıştı.
Bu yüzden arşive atmıştı.Parmağını telefonunun klavyesinde gezdirirken, yutkundu.
"Çok heyecanlandım..." diye mırıldandı kendi kendine.Eren : Hey, seni özledim ve sensiz kendimi eksik hissediyorum
Yazdığını yollamadan geri silmiş, telefonunun ekranını kapatıp kendisine olan siniriyle odadan çıkmıştı.
Annie, iç çekerek Armin ve Connie'ye baktı.
"Gerçekten...işimiz çok zor."Tm ben artik uyuyorem
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.