"Doğru mu görüyorum?"
Michelle, yutkunmuştu.
"Gerçekten burada mı yani?"
Michelle, gülümsemişti.
"Merhaba. Üzgünüm, şaşkınlığımı mazur görün. İnsan her gün ünlü bir model görmüyor sonuçta."
Elini uzattı.
"Ben Michelle, Michelle Langton."
"Boynuna atlamamı beklemiyordun, değil mi?"Eren'in dudakları şaşkınlıkla aralandı. Daha sonra yutkunup, Michelle'in uzattığı eli tuttu.
"Merhaba Michelle..." elini baş parmağı ile okşamıştı." Ben Eren...""Memnun oldum."
"Ben de öyle."
Birbirlerine bakarlarken, etrafındaki insanları unutmuş gibilerdi.
"Büyümüş... elleri hep bu kadar büyük müydü? Tanrım... gerçekten karşımda olduğuna inanamıyorum..."
"Michelle..." diye mırıldananan Felix'in sesi, Michelle'i düşüncelerinden uyandırmıştı.Michelle, elini çekecek gibi olurken Eren, onun elini bırakmadı.
"Beni hiç tanımıyor olmayı mı dilerdin yoksa seninle tekrar tanışmamı mı? Gümüş grilerin altında bir çok anlam yatıyor ve hâla seni okuyabildiğim için mutluyum."
Eren, kendisine gelerek Michelle'in elini çekmesine izin verdi."Biz artık gidelim." Dedi Felix, Michelle'in elini tutarak.
"Hayır!" Dedi Eren birden.
Herkes ona şaşkınlıkla bakarken, liseden kalma alışkanlıklarını tekrar etti.
Prens gülüşünü takındı.
"Yani hazır hep bir aradayız, neden bir şeyler yapmıyoruz?""Masa hâla toparlanmadı." Dedi Historia, baş parmağı ile geride kalan fotoğraf seti için kurulan yemek masasını işaret ederek." Bir şeyler yiyip, sohbet edebiliriz."
"Evet bu güzel bir fikir." Dedi Eren, Historia'yı onaylayarak.
"Siz ne diyorsunuz?"
"Hey, nefret ettiğin karakterini çok seviyorum. Rekabeti asla kaçırmazsın ve kazanma hırsına bazen minnet duyuyorum.""Ah üzgünüz ama-"
"Olur." Dedi Michelle, Felix'in elini ondan güç almak için sıkıp lafını keserek.
"Biz müsaitiz."
"Benimle oynamak mı istiyorsun? Peki öyleyse, oynayalım bakalım.""Of ya..." dedi iç çekerek Felix, başını eğerek Michelle'in kulağına fısıldadı;" mazoşist misin kızım sen?"
Michelle, omuz silkmekle yetindi.
"Peki öyleyse, geçelim!"
Freya, koşarak masaya geldi.
"Merhaba, bana da yer var mı?""Elbette var!" Demişti Historia, tebessüm ederek.
"Eren'in yanına geçsene.""Olur." Demişti Freya, gülümseyerek Eren'in yanına geçti.
"Sanırım birbirimizden ayırlamıyoruz."Michelle, sinirle gülümsemesine engel olamadan Eren'e kaşlarını kaldırarak baktı. Eren, gözlerini tedirgince Michelle'den çekerek Freya'ya dikti.
"Sadece çekimlerde.""Şimdilik."
Michelle, ensesini kaşıyarak başını Felix'e çevirip tebessüm etti.
"Bunun olacağını biliyordum." Diye mırıldandı Felix, sessizce Michelle'e.
"Seninle sonra konuşacağız."
"Ulu Tanrım, sen beni koru..."
"Oh, bu arada Merhaba." Dedi Freya, elini uzattı." Ben Freya Cruise, sen kimsin?"
"Michelle. Michelle Langton." Dedi uzattığı eli tutarak Michelle, daha sonra elini hızlıca çekip sahte bir tebessüm de bulundu.
"Fotoğraflarını gördüm, Felix ve sen ikiniz harika bir kimya yakalamışsınız. Aranızda bir şeyler var mı diye merak etmeden duramıyor insan." Dedi kıkırdayarak Freya.
Eren, ciddi bir şekilde Michelle'in gözlerine gözlerini dikti.
Aslında daha çok bir şahin gibi de dikkat kesilmişti.
Bu sorunun yanıtı onun için çok önemliydi çünkü kimse bu zamana kadar ona kesin konuşmamış, flörtüdür diye bahsetmişti.
Üstelik savaştığı kişi eğer Felix ise rakibi gerçekten zorluydu çünkü adamın karakteri de yüzü kadar iyiydi.Ancak cevap içini hiçte rahatlatmamıştı.
"Öyle mi?" Diye kestirip atan Michelle, onun aklındaki soruyu yanıtsız bırakmıştı.Felix, iç çekerek Michelle'in masanın üzerindeki elini tuttu.
"Aramızdaki bağa ad koymayı istemiyoruz. Bunu zamana bırakmak en iyisi."
"Ayak uyduralım bakalım, belki daha az kızar..."Michelle, ona bakıp tebessüm ettiğinde Eren, kaşlarını kaldırıp Michelle'e bakmıştı.
Michelle, başını çevirip Eren'le göz göze geldiğinde tebessüm etti.Eren, yutkunarak dilini dudağıyla ıslattı.
"Öyle mi diyorsunuz?" Demişti Freya gülümseyerek." İtiraf etmek gerekirse ben de Eren'e açıldım." Koluna girip Eren'e bakarak gülümsedi." Ve bir yanıt vermesini bekliyorum."
Felix, kollarını göğsünde birleştirip arkasına yaslandı.
"Siz ikiniz sevgili olarak birbirinize hiç yakışmıyorsunuz.""Hey, benim favori çiftime öyle deme!" Dedi Historia, Felix'e homurdanarak.
Eren'e dönüp neşeyle güldü.
"Eren'in en doğru kararı vereceğini inanıyorum.""Ben zaten kararımı vermiştim, ancak Freya için hâla düşünüyorum."
"Çünkü reddedilmekten anlamıyor, tekrar reddetmek zorunda kalacağım.""Neden öyle diyorsun?" Diye sordu Michelle, Felix'e bakarak.
Gözleriyle Freya ve Eren ikilisini işaret etti.
"Onların dergi kapaklarından inmediklerini unuttun herhalde? Birbirleriyle çok uyumlular."Eren, sinirle güldü.
"Böyle mi oynuyoruz?""Böyle mi düşünüyorsun?" Diye sordu Freya, kızararak.
"Elbette böyle düşünüyorum, siz ikiniz birbiriniz için yaratılmış gibisiniz."
"Midemi şuraya bırakacağım.""Michelle bile bize katılıyor!" Demişti Historia, gözlerini devirerek.
"Ama bu Eren ne anlar...""Anladığım için reddediyorum ya zaten! Sevdiğim kız önümde zaten benim!"
"Neyse, bunları konuşmayalım...""Bir oyun oynayalım mı?" Diye sordu Historia, kollarını masaya koyup öne eğildi.
"Oyun mu?" Diye sordu Felix.
"Bu ikisine oyun demeyi kesin artık lütfen, bu çift niye bozuldu zannediyorsunuz?!""Evet, oyunun ismi ise ben hiç."
"Nasıl oynanıyor?" Diye sordu Freya, merakla." Hiç oynamadım."
"İki elimizi de masaya koyacağız. Sırayla ben hiç diyerek yapmadığımız bir şeyi söyleyeceğiz eğer gruptan birisi yaptıysa o kişi bir parmağını kapatacak. En sona kalan kazanır."
"Pekâla, oynayalım." Dedi Michelle, Historia'dan gözlerini çekip Eren'e dikti.
"Oyunları severim.""Bu ne güzel bir haber," dedi Eren sırıtarak." Ben de oyunlara bayılırım."
Of benim bad couplem eski hâllerine dönüyorlar
Ve Felix seni harcayacagim icin affet beni cok uzgunum jsjxksxk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game.||Yeager.
Short Story"Kısa bir süreliğine onunla beraber olursan, tamamen seninim." Bu cümle dudaklarının arasından kolayca çıksa da, onu ileride bunu söylediğine pişman edecekti.