13•

631 72 44
                                    

"Michelle." Diye seslenen adama dönüp gülümsedi.

"Bay Houston."

"Doğum günün kutlu olsun, güzel bir partiydi."

"Teşekkür ederim."

Michelle'e doğru bir adım atıp, eğilerek kulağına fısıldadı;" Bana düzenlediğin oyun çok akıllıcaydı." Uzaklaşıp, ona baktığında sırıtmaya devam etti.
"Sanırım annenin intikamını almak istiyorsun."

"Biliyor muydunuz?" Diye sordu şaşkınca Michelle, onu şaşırtan nadir şeyler olurdu ve bu o nadir olan şeylerden biriydi.

"Senin gibi bir kızın benim gibi bir adama aşık olmayacağını bilecek ve Eren'le olan ilişkini anlayacak kadar zekiyim, küçük hanım."

"İlkinde haklı olabilirsiniz, ancak ikincisinde kesinlikle yanılıyorsunuz." Kollarını göğsünde birleştirip ona baktı." Madem biliyordunuz, neden bana inanmış gibi yaptınız ve beni öptünüz?"

"Sana hayır diyebilecek kimseyi tanımıyorum." Dedikten sonra güldü adam." Annen hiçbir zaman tam anlamıyla masum olmadı. Yanlış kişinin intikamını almaya çalışıyorsun."

Michelle, gözlerini kısıp gülümsemeye devam etti.
"Onun hakkında tek kelime bile etmeye cüretiniz olmamalı. Özellikle de benim karşımda."

"Bilmiyor muydun?" Diye sordu Michelle'in etrafında dolanıp, arkasından yanaştı ve kulağına eğilip fısıldadı;" Uyuşturucu çetesinin başındaydı."

Şaşkınlıkla irileşmişti gözleri, hızlıca arkasını dönerek adama baktı.
"Benim karşımda ona iftira atabilecek kadar cesur musun sahiden." Dişlerini sıkarak konuşmuştu.

"Senin için zor tabi." Dedi adam gülerek, başını gökyüzüne kaldırdı." Sonuçta sana yarattığı imaj bambaşkaydı." Başını eğip tekrar Michelle'e baktı." İyi bir anne, iyi bir eş. Seni pembe hayallerle büyüttü."

Kaşlarını çattı.
"Hâla yalan söylemeye devam edeceksin demek?"

"Annen, baban onu aldattı diye ölmedi." Eğilerek kulağına fısıldadı;" öldü çünkü ona altın vuruş yaptım."

Michelle, olduğu yerde kalarak titredi. Adam ondan uzaklaştığında, yapabileceği tek şey ona bakmaktı.

"Ben, o ve Kate oldukça uzun zamandır bu işin içerisindeyiz. Ancak bir gün bu işi bırakacağını söyledi, bırakması pek işime gelmezdi. Ne zaman beni ispitleyeceğini bilmediğim için bu benim için tehlike arz eder."

"S-s-sarhoştu!" Dedi Michelle, dişlerini sıksa da gözleri dolmuştu.
"Adli tıp dosyasında böyle yazıyor, sarhoştu!"

"Otopsiyi yapan doktor kimdi?" Diye sordu adam, ellerini göğsünde birleştirip ona bakarak. "Sence kimdi?"

Bir ân dengesini kaybedecek gibi olduğunda, Bay Houston onu sertçe tuttu.
"Kimle oynadığını bilmiyorsun."

Yutkunmaya çalıştı.

"Ama şimdi ufak sırrımı sen de biliyorsun."

Başını kaldırıp adama baktı.

"Sonunu merak ediyor olmalısın."
Michelle'in kolunu bırakıp güldü.
"Merak etme, seni öldürmeyeceğim." Michelle'i süzdükten sonra yüzünden gülümsemesini silmemişti." Çünkü görüyorum ki zaten pek yaşıyor gibi de değilsin."

"Sen gördüğüm en âdi yalancısın."

"Bir ortak noktamız var, ne harika."

"Ailecek hayatımı mahvetmek için dünyaya gelmişsiniz!" Diye bağırdı Michelle. "Biriniz yalancı, biriniz kaltak diğeriniz ise gerizekalının önde gideni!"

"Biraz da senin ailenden bahsedelim." Dedi adam gözlerini devirerek." Vasıfsız ve başkasının eşine konan bir baba, uyuşturucu çetesinin başı bir anne ve onların biricik sürtük kızı."

Michelle, ona tokat atmaya çalıştığında elini sertçe tuttu ve sıktı. Ancak Michelle, acısa bile inlemedi.

Bay Houston, Michelle'in yanaklarından akan yaşı görünce sırıtarak izlemeye devam etti ve kaşlarını kaldırdı.
"İtiraf edelim; bu sefer sahiden kaybettin, Michelle."

"Daha başlamadım."

"Başlayabileceğin bir nokta yok."

"Sen ve senin çürük ailen..." dedi dişlerini sıkarak." Hepinizi bu dünyadan kazıyacağım, döndüğünüze birer birer pişman olacaksınız."

"Sen sahiden annenin kızısın." Elini sertçe bıraktı." İzlemek için sabırsızlanıyorum..."

"... geberteceğim, hepinizi geberteceğim!"

"Michelle...Michelle...Michelle!"

Gözlerini açtığında, hızlıca doğruldu ve derin derin nefes alıp vermeye başladı.

"İyi misin? Ne gördün, anlatmak ister misin?" Dedi endişeyle ona bakan Eren.

Başını Eren'in omzuna koyup soluklanmaya devam etti.

"Kabus mu gördün?"

"Her şey senin yüzünden." Dedi ağlayarak Michelle, başını kaldırmamıştı.
"Ayrıl dediğimde ayrılsaydın bunlar olmayacaktı, hepsi senin yüzünden!"

Eren, yutkunarak Michelle'in sarı saçlarını okşamaya devam etti.
"Haklısın...üzgünüm."

"Senden nefret ediyorum!"

"Biliyorum..." dedi zorlukla nefes alarak Eren." Haklısın da."

"Ama yine de seni yanımda buluyorum ve seni yanımda istiyorum. Yine sana inanıyorum." Derken hıçkırmıştı.

Acıyla tebessüm etti.
"Evet, sanırım birbirimizin en hassas noktasıyız."

"O yüzden..." başını kaldırıp yaşlı gri gözlerini Eren'in gözlerine dikti.
"Annem iyi biriydi, değil mi Eren?"

Terden yüzüne yapışan saçlarını eliyle ittirip tebessümünü yüzünden silmedi.
"Dünyada ki en iyi annelerden birisiydi."

Eren'i ittirip, yatırdıktan sonra ağırlık çökmüş gibi başını Eren'in göğsüne tekrar koydu ve sıkıca sarıldı.
"Teşekkür ederim..."

Offf Michelle, sen harika bir karaktersin be kadin *-*

Eren ve Michelle'in ilişkisi cok guzel degil mi ya?

Bu arada rüyayla nasıl fake attım ama ahdhwjzwjjs

Game.||Yeager.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin