Peki Ya Sonra? 5. Bölüm

955 102 13
                                    

Her genç kız gibi,  Elif'in de evliliğe dair birçok hayali vardı. Bir gün biri çıkacak,  ona sırılsıklam âşık olacak, çok sevip sevilecek ve evlenip mutlu bir hayat sürecekti. Ama hiçte hayal ettiği gibi olmadı...

Levent, Elif'i ilk görünüşte âşık olmuş, günlerce, haftalarca Elif'le konuşmak ona duygularını anlatmak için çabalayıp durmuştu. Elif kaçmış, Levent kovalamıştı bıkıp usanmadan... "Sadece konuşmak istiyorum" diye adeta yalvarmıştı. Elif Levent'ten ne kadar kaçarsa kaçsın lakin kaderinden kaçamamıştı. En sonunda pes etmişti artık Elif. Bir akşam görüşmek için tamam demiş, Elif'in sık sık gittiği akşamları canlı müzik yapılan bir kafede buluşmak için sözleşmişlerdi. Levent, en sonunda Elif'i ikna ettiği için mutluluktan uçarak sözleştikleri yere giderken,  Elif bu işin olmayacağını anlatmak için gidiyordu ama yanıldığını çok geçmeden oda anlayacaktı.

Annesine bu konularda hiçbir zaman yalan söylemeyen Elif, zaten olanlardan haberi olan annesine akşam Levent ile buluşup bu işin olmayacağını konuşmaya gittiğini söylemişti. Annesi tanıyordu Elif'i. Bir şeye hayır diyorsa eğer, sözünden asla geri dönmez ne kendini nede karşısındakini konu ne olursa olsun ne oyalar nede kandırırdı. Neyse oydu Elif. İkiyüzlülükten, kaypak insanlardan nefret ederdi. Kendince doğruları olan ve bunlardan ödün vermeden yaşamaya çalışırdı. Kimseye sevmediği halde onu seviyormuş ya da önemsiyormuş gibi davranmazdı. Bu yüzdendir ki zaten kimse tarafından da pek sevilmezdi.

Fazla uzun bir konuşma olmayacağını düşünerek, akşam yemek yedikten sonra odasına gidip hazırlanmaya başlayan Elif bir an önce gidip gelmek istiyordu. Dizlerinin üzerine gelen toprak rengi keten şortunu, üzerine kalın beyaz askılı badisini giyip, kullanmayı çok sevdiği boncuklu fularını saçına bağlayarak aynasının karşısına geçti. Makyaj yapmayı zaten sevmeyen Elif, vanilyalı yağ karışımdan boynuna sürüp sadece saatini takarak heybe tarzındaki çantasını alıp odasından çıktı.

Annesini odada tv karşısında bulan Elif yanına giderek

"Ben çıkıyorum annem, en fazla bir saate gider gelirim merak etme" diyip yanaklarından öpüp çıkacakken annesinin "Elif biraz konuşalım mı annem"? Demesi üzerine geri dönüp soran gözlerini annesine çevirdi.

"Biliyorum kızacaksın ama hemen kestirip atmasan, tanımaya çalışıp şans versen olmazı"? Diye çekinerek Elif'in ne cevap vereceğini bekledi. Annesinin bu teklifine şaşırıp kalan Elif; "anne iyi misin sen ne diyorsun Allah aşkına ne şansı ne tanımasından söz ediyorsun?" diyerek oflayıp annesinin yüzüne baktı.

Böyle bir cevabı bekleyen Sevda Hanım, Elif'in yüzüne buruk bir tebessümle baktı. Biliyordu Elif'in neden böyle tepki verdiğini. İçinde bulundukları maddi zorluklar yüzünden okuldan mezun olur olmaz hemen işe başladığı için böyle şeylere ayıracak vaktinin olmadığını düşünüyordu. Elif'in ablasının düğününden sonra artan borçları daha da çıkmaza sokmuştu her şeyi.

Elif, bu konuda konuşmak istemediği için uzatmadan " ben gidip geleceğim" diyerek evden çıktı. Kafasının içindeki onlarca sesleri susturmak için telefonuna kulaklığını takarak kendisini Adagio'nun eşsiz müziğine bırakarak sözleştikleri kafeye doğru yürümeye başladı. Levent'in " seni araba ile gelip alayım, yürüme boşuna"  teklifini kabul etmediği için tebrik etti kendini. Annesinin söylediklerinden sonra yalnız kalmak iyi gelecekti Elif'e. Yoksa nedendir bilmediği gerginliği ile hiç istemeden kırabilirdi Levent'i.

Elif âşık olmak istiyordu. Belki acı çekecek, belki çok gözyaşı dökecek hatta belki imkânsızı yaşamak isteyecekti ama istiyordu işte. Yüzyıllardır insanları hem mutluluktan uçuran, hemde dipsiz kuyulara atıp nefesini kesen o ilahi duyguyu yaşamak istiyordu. Tepeden tırnağa duyguları ile yaşayan Elif için başka türlüsü imkânsız gibi geliyordu ona. Bir ömür birlikte nefes alacağı insanı sadece sevmek, yeterli değildi ki onun için. Herkesin kendi hayatıydı ama şu "mantık evliliği" denen şeyi hiçbir zaman anlamayacaktı galiba. Çevresi "yuvam olsun, rahat edeyim sevgi, aşk boş işler. Nasılsa hepsi bitecek bir gün, önemli olan yaşayacağım hayat boyunca rahat olayım maddi sıkıntı çekmeyeyim" diyerek tanımadıkları, ortak hiçbir noktaları olmayan insanların evlilikleri ile doluydu.

Peki Ya Sonra?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin