Peki Ya Sonra?

Peki Ya Sonra? 17. Bölüm

"Nasıl yani, öyle pat diye sana aşığım mı dedi? Konuştu, konuştu sana aşığım dedi, senden vazgeçmeyeceğim dedi yani öylemi? Vay arkadaş adamdaki cesarete bak."

Diye elleri yüzünde hayretler içinde Elif'in dün gece olanları anlattıktan sonra ilk tepkiyi veren Özlem olmuştu.

Çocukları okula gönderdikten sonra düşünmemek için tüm evi temiz olmasına rağmen dip köşe temizlemiş, çocuklar için akşam yemeği yapmış kendine türlü işler bulmuş ama yine de içine düştüğü bu çıkmazı düşünmekten alamamıştı. En sonunda kızlarla ortak gruplarına acil olarak gelmelerini yazmıştı. Tüm kızlar hem biraz korku, hem de ne olmuş olabileceği merakıyla hepsi de apar topar Elif'e gelmişlerdi. İlk gelen karşı dairesinde oturan Özlem olmuş diğerleri de en fazla on dakika içinde gelmişler salonda merakla Elif'in ne anlatacağını bekliyorlardı. Hepsi mutfaktaki masanın etrafında oturmuş yüzü allak bullak olan ve garip davranan arkadaşlarını izliyorlardı.

İçlerinde en sabırsızı olan Bahar en sonunda dayanamamış ve lafa girmişti.

"Ne diye topladın bizi buraya? Ne oldu anlat artık" diye yarı kızgın yarı şakayla sormuştu. Elif Nursel'in sorusuyla kıvranmaktan vazgeçip her şeyi en başından başlayarak dün gece olanları tek tek anlatmıştı. Kızlarla son bir haftadır yüz yüze görüşemedikleri için Alp Timur'un otelden ayrıldığından falan haberleri yoktu. O yokken yaşadığı duygu karmaşalarını kâh ağlayarak kâh düşünceli halde anlatmış, en sonunda da gece söylediği şarkıyı ve itirafını anlatmıştı.

İlk birkaç dakika kimseden çıt sesi dahi çıkmamış, hepsi ciddi anlamda çok şaşırmışlardı duydukları için. Ve ilk tepki de Özlem'den gelmiş sonrasında ise Bahar devam etmişti.

"Ona cesaret değil taşak denir canım dedi." Kızların hepsi istemsizce onun bu cevabına gülmüşlerdi.

"Ne gülüyorsunuz? Yalan mı? Taşak değil de ne bu? Hangi adam iki tane çocuğu olduğu bildiği kadına ki bence hakkında çok daha fazlasını biliyordur. Bunu bilmek için âlim olmaya gerek yok.

Sen demedin mi Burçin abiyle çok yakın arkadaşlar diye. Senin hakkında bilmesi gereken her şeyi bizzat ondan öğrenmiştir. Kötü anlamda demiyorum, sadece sana âşık olduğunu söylüyorsa neyle karşı karşıya olduğunu bilmek ve öğrenmek için sorup öğrenmiştir ki senin karşına çıkıp ilanı aşk edebilsin.

Burçin senin ne kadar zor biri olduğunu, çocuklarını hayatta her şeyden önce tuttuğunu ve en önemlisi böyle aşk meşk işlerine hayatında yeri olmadığını kesin anlatmıştır. E bu adam da bunca şeye rağmen karşına geçip gözlerinin içine baka baka önce alev alev yanıyorum desin sonra kaçma desin ve bom! Aşk itirafı gelsin. İşte bu yüzden dedim adam taşaklıymış diye. Valla ben görmeden tuttum bu adamı. Şuna bak ne hale getirmiş seni. Aferin ona" dedikten sonra dikkatle Elif'e bakmaya başladı. Çünkü karşısında oturan Elif şok olmuş bir ifadeyle kendisine bakıyordu. Diğer kızlara da baktı onlarında Elif'ten farkları yoktu.

"Ne öyle bakıyorsunuz yüzüme şeytan görmüş gibi. Ne düşündüysem onu söyledim. Valla çok merak ettim şu adamı ne yapsak bu gece otele mi gitsek. Ne zamandır çıkmıyoruz zaten bize de bahane olur. Bir masaya oturup adamı izleriz uzaktan uzaktan. Bence süper fikir. Ahhh ben ve bu süper zekâm olmasa sizler ne yapacaksınız acaba ama iyi ki varım işte. Hem bir bakalım kızımıza uygun mu? Hatta olmadı gider tanışırız. Sahipsiz sanmasın kızımızı" diye kendi kendine gazı almış giderken Elif'in bağırmasıyla kendine geldi.

"Allah aşkına bir sussana sen. İki dakikada ne senaryolar yazdın be. Nasıl bir hayal gücün var kızım senin? Adamdan girdin Burçin'den çıktın. Adamın işi yok benim hakkımda bir şeyler öğrenmek için Burçin'i arayacak öyle mi. Ben sana bir şey söyleyeyim mi? Sen var ya bu kafayla nasıl koca bulamadın şaşıyorum ben. Mümkün değil yani. Sen adama ayaküstü neler yaparsın da adamın ruhu duymaz. Allah erkek ırkını senden korusun." Diye söylenerek kalkıp çayları yenileyip, Nursel'e sert olduğunu düşündüğü bakışları atarak yerine otururken hala söyleniyordu.