PEKİ YA SONRA? 45. BÖLÜM

537 90 52
                                    




     PEKİ YA SONRA? 45. BÖLÜM


Hiç beklenmedik bir anda, Elif'in en büyük gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalan Alp Timur Leyla'ya verdiği cevaptan sonra Elif ile tekrar kısacık bir an göz göze gelmişti. Onun uzaktan da olsa kendisine tedirgin bakan gözlerini görmek Alp Timur'un içini sızlatmıştı. İçindeki tüm duygu karmaşalarına ve nedenini bile bilmediği öfkeye rağmen, Elif'in huzursuz olmasını asla istemediği için zorda olsa göz kırparak küçük bir tebessüm gönderdikten sonra onun yüzünde gördüğü anlık rahatlama ile derin bir nefes almıştı. Tam arabaya doğru adım atacağı sırada Elif ve çocuklarla birlikte Levent'in de onlarla birlikte gittiğini gördüğünde içinde yükselen kıskançlıkla birlikte gözlerini kısa bir an kapamış ve derin bir nefes aldıktan sonra hızlı adımlarla arabanın şoför koltuğuna oturmuştu. Selim ve Leyla Alp Timur'un bu beklenmedik karşılaşmayla nasıl bir tepki vereceğini bilmediklerinden sessiz kalmışlardı ama o kısacık zaman diliminde de ister istemez gerilmişlerdi. Alp Timur'un Leyla'ya verdiği sert cevaptan sonra ikisi bir daha tek kelime etmeye cesaret edememiş ve Alp Timur'un anbean değişen yüz ifadesini üzülerek izlemişlerdi. Tek kelime etmeden ve onlarla göz göze gelmeden arabaya bindikten sonra kendisine tedirgin gözlerle bakan Leyla'ya diyecek bir şey bulamayan Selim kafasıyla hadi der gibi yapmış ve arabanın arka kapısını binmesi için açmıştı. Arabaya binen Leyla Alp Timur'a baktığında iki eli ile direksiyonu sıkmış ve dimdik karşıya baktığını gördü ve bir şey söylemeye cesaret edemeyerek sustu. Bazen söylenecek hiçbir şeyin bir anlam ifade etmeyeceği anlar olurdu ve o an tamda bu andı.

Yol boyu kimseden tek bir kelime dahi çıkmadan kısa yol bittiğinde otelin önünde duran Alp Timur, otele gelinceye kadar Selim'in de Leyla'nın da kaçamak bakışlarla kendisine baktığını fark etmişti ama sessiz kalmayı tercih etmişti. İkisin de kendisi için endişe ettiğini bildiğinden arabadan inmeden önce dikiz aynasından Leyla ile göz göze gelmiş daha sonra yanında oturan Selim'e baktıktan sonra;

'İyiyim ben, rahat olun ama biraz yalnız kalsam iyi olacak sanırım. Bu durumu kabullenmem gerek ama sandığım kadar kolay olmayacağı ile biraz erken bir yüzleşme oldu benim açımdan. Elif'im gelmeden kendime gelmem lazım. Ona en büyük korkusunu yaşatmak istemiyorum. Akşam yemekte görüşürüz' dedikten sonra onlardan bir cevap beklemeden arabadan inmişti. Otelin kapısından girip gözden kaybolduktan sonra Selim ve Leyla da arabadan inmişlerdi. Selim bir erkek olarak Alp Timur'un şu an neler hissettiğini çok iyi anlıyordu ama ne yazık ki onu rahatlatmanın hiçbir yolu olmadığını da biliyordu. Deliler gibi aşık olduğu kadını şartlar ve durum ne olursa hatta sadece çocukları için bile olsa eski eşiyle bir arada olması kolayca kabullenilecek bir şey değildi. Alp Timur bu yola girdiğinde elbette tüm bunları yaşayacağını biliyordu ama bilmekle yaşamak ne yazık ki aynı şeyler değildi işte. Çok zor gibi hatta imkansız olan olmuş Alp Timur sevdiği kadının elinden tutmuştu. Ama asıl hikaye şimdi başlıyordu. Bundan sonra nasıl olacağı hakkında ne Elif'in ne de Alp Timur'un en ufak bir fikirleri olmadığını düşünüyordu Selim. İkisinin de konuşması gereken o kadar çok şey vardı ki, düşündükçe Selim bile işin içinden çıkamıyordu. Alp Timur hayatı boyunca her zaman ve her konuda net bir insan olmuş, sürüncemede kalan hiçbir şeye tahammülü olmamıştı. Adı kadar biliyordu ki şu an hiçbir şeyi düşünmede Elif'in elinden tutup götürmek istiyordu. Elif'i seviyordu, deliler gibi aşıktı ve bundan sonraki tüm hayatını onunla yaşamalıydı. Ama bu sefer girdiği bu yolda bir yerde tüm iplerin ucu Elif'in ellerindeydi. Yapacağı tek ve en ufacık bir hata her ikisini de döndürülmez bir yola sokabilirdi. Böyle bir olası durumda Elif'in de altüst olacağını elbette biliyordu ama Alp Timur'un bir daha asla toplanamayacak şekilde dağılacağını çok iyi biliyordu. Kendi ailesi için en ufak bir çekincesi ve olumsuz bir düşüncesi yoktu elbette. Kahraman ailesinin tek istediği Alp Timur'un mutlu olmasıydı. Kiminle olduğunun onlar açısından hiçbir önemi yoktu. Alp Timur'un elinden tuttuğu kadın onlarında sorgusuz sualsiz başlarının tacı olurdu. Ama konu Elif ve onun ailesine, çevresine geldiği zaman hiçbir şeyin kolay olmayacağını dile getirmeseler de hepsi biliyordu. Öyle karışık ve birçok ucu olan bir yol vardı ki önlerinde yapacakları en ufak bir hata her ikisini de geri dönüşü olmayan bir yola sokabilirdi. Atacakları her adımı defalarca kez düşünüp ve birlikte atmalıydılar. Bunu yapabilmek içinde sandıklarından çok daha büyük bir sabra ve zamana ihtiyaçları vardı. Alp Timur'un konu sabır olduğunda ucu bucağı olmadığını en iyi kendisi bilirdi. Hatta bu huyuna hayran olduğunu ve onu bu konuda kıskandığını birçok kez dile getirmişliği bile vardı. Selim'i tedirgin eden tek şey konu Elif olduğu zaman Alp Timur bambaşka biri oluyordu. Şu saatten sonra tek dileği Alp Timur'un hayatı boyunca her konuda gösterdiği sabrı Elif içinde aşkı içinde göstermesiydi. Bundan ne kadar emindi, işte onu hiç bilmiyordu...

Peki Ya Sonra?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin