PEKİ YA SONRA? 33.BÖLÜM

551 96 54
                                    




PEKİ YA SONRA? 33. BÖLÜM

Elif, Leyla'yı ilk defa böyle görmenin şaşkınlığını yaşarken bir anda kulağına gelen piyano sesi ile kafasını çevirdiğinde gözleri sanki bakacağı yeri biliyormuş gibi yüzündeki bilmiş ve muhteşem gülümsemesi ile kendisine bakan Alp Timur'un bakışları ile buluştu. O an tüm bedeninin titrediğini hissetmiş ama hiçbir tepki veremiyordu. O koca piyanonun başında o kadar eşsiz ve erişilmez görünüyordu ki bu görüntüyü sindirebilmek için ard arda yutkundu. Şarkının sözlerini duyması gözünden akan tek damla yaş ile aynı anda olmuştu. Çok iyi bildiği ve severek dinlediği şarkıyı aşık olduğu adam gözlerinin içine bakarak söylüyordu. O an ikisi hariç herkesin bulundukları ortamdan silindiğini hissetti. Şarkının her bir sözünde gözünden de yaşlar birer birer akıyor ama silmek ya da kendini durdurmak adına hiçbir şey yapmıyordu. Burası kendisi için son noktaydı artık. Öyle ki ne orada bulunan tüm gözlerin üzerinde olduğundan nede önünde oturan Leyla'nın Alp Timur'u videoya çektiğinin farkındaydı. Kilitlenip kalmış gibi adeta nefes almadan sadece şarkının sözlerine ve o güzel sesi dinliyordu. O an tek hissettiği şey kalbinin ta içinde hissettiği dayanılmaz acıydı ve bu daha çekeceği acıların sadece başlangıcıydı.

Şarkı bittiğinde Elif hala olduğu yerde kıpırdamadan duruyor, gözlerini kırpmadan Alp Timur'a bakıyordu. Çünkü şu an yaşadığı şeyin kesinlikle bir rüya olduğunu düşünüyordu. Öylesine eşsiz ve  değerli bir andı ki kendisi için gerçek olma ihtimali yoktu. Bir adam çıkacak kendisine aşık olacak ve gözlerinin içine bakarak şarkı söyleyecekti öyle mi? Yaşadığı anın verdiği duygu yoğunluyla tüm bedenin ürperdiğini hissettiğinde Alp Timur'un da yerinden kalktığını gördü. Bir an gözleri karşısında oturan kadınlara kaydığında ikisin de gözlerinin dolu dolu kendisine baktıklarını gördü ve oracıkta hıçkırarak ağlamamak için deksin altına indirdiği ellerini yumruk yapmış ve dişlerini tüm gücüyle canını acıtacak kadar sıkmıştı. Alp Timur'un masaya geldiğinde tüm erkeklerin de ayağa kaktığını ve Yiğit ile vedalaştıklarını gördü. Hepsi ile tek tek tokalaşan adam sıra Alp Timur'a geldiğinde ise kulağına bir şeyler söyledikten sonra kendisine dönerek ve anlam veremediği bir ses tonu ile 'iyi geceler Elif Hanım' demiş ve tekrar Alp Timur'a bakmış ve bardan çıkmıştı. Alp Timur giden adamın arkasından masada oturan adamlara yüzünde ukala denecek bir ifade ile hafif gülümseyerek bir şeyler demiş ve onların ne dediğini dinlemeden deske doğru yine o tüm heybeti ile ağır ağır yürüdüğü gördü.

Biraz önce yaşadığı anın etkisinden hala çıkamadığından yanaklarını ıslatan yaşları silmek aklına bile gelmiyordu. Öyle ki o an yiğit müdürün kendisine neden imalı gözlerle baktığını bile sorgulamak aklına gelmiyordu. Deske git gide yaklaşan Alp Timur'dan ayıramadığı gözlerini Leyla'nın sesi ile kendisine geldi ama ağzından çıkan her bir kelimesi sanki birer bıçak olmuş ve kalbine batıyordu. Tekrar Alp Timur'a baktığında deske bir iki adımının kaldığını ama o'nun olduğu yerde durmuş kaşlarını çatmış kendisine baktığını gördü. Büyük ihtimalle ağladığını fark etmişti ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ki bakışlarındaki endişe ağlama isteğini daha da körüklemişti. Şu an istediği en son şey neden ağladığını açıklamak olacağından hızla arka kapıdan çıkmış ve kapıyı kapatır kapatmaz olduğu yere çökmüş, ellerini sesi duyulmasın diye ağzına kapatarak ağlamaya başlamıştı. Leyla'nın söyledikleri içini o kadar çok acıtmıştı ki. Söylediklerini anlamak için alim olmaya gerek yoktu. O kendi korkuları ile savaşırken Alp Timur'un da kendi içinde yaşadıklarını az çok tahmin ediyordu. Ve en çok korktuğu şeyi yaşıyordu işte. Kendi çıkmazları Alp Timur'u da içine almış onu da hapsetmiş ve kim bilir o neyin korkularını yaşıyor diye düşündü. Düşündükçe daha beter çıkmazlara gireceğini bildiğinden derin derin nefesler alıp bir an önce kendine gelmesi gerektiğini biliyordu. Yoksa dışarıda oturanların içeriye girmeleri çokta imkansız değildi. Çöktüğü yerden kalkıp odada bulunan lavaboda elini yüzünü yıkayarak azda olsa kendine gelebilmeyi umuyordu. Ne çok isterdi şimdi evinde olup içi dışına çıkana kadar ağlamayı ama maalesef yüzleşmesi gereken gerçekleri ve veda etmesi gereken bir adam bir  vardı. Kapının arkasında kendisini hayatının belki de en büyük sınavı bekliyordu. Asla kazanamayacağını bildiği bir sınavdı hem de.

Peki Ya Sonra?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin