PEKİ YA SONRA?Çok uzun yıllardan sonra, yaşadığı tüm endişelerine rağmen kendisini ilk defa bu kadar mutlu hissediyordu Elif. Yanı başında olan çocukları, kardeşten öte dediği dostları, ne olursa olsun ailesi ile de elbette mutluydu ne kadar eksik ve yarım olarak hissetse de. Ama şu iki gündür yaşadığı mutluluğu tarif etmeye kelimeleri yetmiyordu. İçi içine sığmıyor, kendisini sürekli gülümserken buluyor hatta kahkahalar atarak dans etmek istiyordu. İçinde bulunduğu tüm karmaşaya bilinmezliklere rağmen yaşadığı tüm güzel duyguları iliklerine kadar hissediyordu. Bu zamana kadar yaşadığı mutluluksa şu an hissettiği duygunun adı neydi bilmiyordu. Bu çok başka, bambaşka bir şeydi. Kendisini sonsuza kadar sürmesini istediği bir rüyanın içinde yaşıyordu ve bu rüyadan uyanmaktan ölesiye korkuyordu. Sonra bir an yaşadığı her şeyin gerçek olduğunu kalbinin artan ritminden anlıyordu ve o an aldığı nefesin ciğerlerine yetmediğini anlıyordu. Ve bu duyguyu son bir saattir gülen gözlerini bir an olsun üzerinden çekmeyen Alp Timur sayesinde çok daha yoğun olarak yaşıyordu. Öyle güzel bakıyordu ki gözleri, ne zaman bakışları kesişse Elif o gözlerde gördüğü yoğunluktan kısacık bir hareketsiz kalıyordu. Sadece tek bir bakışından bu kadar etkilenmesi normal değildi. Olmamalıydı da. Ama zaten bu adama ilk yenilgisinin de bakışları olduğunu hatırladığında diyecek söz bulamıyordu. Elif, bu bakışların mağlubu olmuştu onca büyük konuşmasına rağmen. Peki pişman mıydı? Asla!
Alp Timur, Elif ile olan kısa ama kendisinde deli duygular uyandıran o görüşmelerinden sonra zorda olsa oradan ayrılmış ve Selim ve Leyla ile oturup sohbet etikten sonra akşam yemeği için restoran kısmına geçmişlerdi. İşten, evdekilerden ve tabi ki Elif ile ilgili pek çok konuda konuşurken yemeklerini koyu bir sohbet içinde geçiriyorlardı. Alp Timur'un gözü sık sık kolundaki saatine gidiyor ve bir an önce Elif'in yanına gitmek, onu görmek ve artık sevgilisi olan kadını doya doya izlemek istiyordu. Alp Timur'un yüzünden bir an olsun eksik olmayan gülümsemesi ve keyifli hali Selim ve Leyla'nın elbette dikkatlerini çekiyor ve onu yıllar sonra bu kadar mutlu görmekten onlarda çok mutlu oluyorlardı. Ama bu duruma Alp Timur kadar mutlu olan hiç kuşkusuz tabi ki Leyla'dan başkası değildi. O gece barda ettikleri dans, Elif'in söylediği şarkı ve daha sonra Alp Timur'un tıpkı Elif gibi gözlerinin içine bakarak söylediği şarkıdan sonra bardan el ele ayrılmaları onlar görmese de arkalarından gözyaşları ile bakmıştı Leyla. Öz abisi kadar çok sevdiği Alp Timur ve daha yeni tanısa da çok sevdiği Elif'i içlerinde bulundukları tüm çıkmazlara rağmen bir arada görmek o an için mutluluğunu ağlayarak göstermiş ve içinden hep mutlu olmaları için dualar etmişti. Bugün bile geçirdikleri zaman içinde Alp Timur'un içi içine sığamıyormuş gibi halleri, Elif'in yanındayken attığı kahkahalar ve ona olan kelimelerle anlatamayacak kadar yoğun olan duygu dolu bakışları aklına geldiğinde Alp Timur'a gülerek bakarken bakışları kesişti ve Alp Timur büyüyen gülümsemesiyle göz kırparak 'ne oldu' der gibi bir mimik yapmıştı.
'Gözlerinin içi gülüyor abi ve ben seni böyle gördüğüm için o kadar mutluyum ki. Senin Elif'e olan aşkının ne kadar büyük olduğunu, göze aldığın her şeyi çok iyi biliyorum. En karamsar anlarında bile içindeki o aşka inandın ve ne olursa olsun asla vazgeçmeyeceğim dedin. Elif'in sana karşı olan tüm karşı çıkmalarını, aranızda dağ gibi görünen gerçekleri, sana vazgeç diyen herkese sağır olman ve inatla aşkına sahip çıkman öyle saygı duyulası ki. Sana olan sevgimi zaten biliyorsun ama bunu da söylemek istedim. Sen çok zor hatta hepimize imkansız gibi görünen bir şey başardın abi. Hem de Elif'e rağmen. Onu uzaktan da olsa kırmadan, incitmeden, zorlamadan öyle güzel sevdin ki. Tüm bu çaban, vazgeçmeyişin çok şükür karşılıksız kalmadı. Senin gözlerinde gördüğüm ışıltıların aynısını Elif'in gözlerinde de gördüm. Elif'in kendi içinde yaşadığı tüm çıkmazları hepimiz çok iyi biliyoruz ve asla haksız da değil. Bir kadın ve bir anne olarak onu o kadar iyi anlıyorum ve hak veriyorum ki. Ama ikiniz de içinde olduğunuz tüm bilinmezliklere rağmen birbirinizin elini tuttunuz. Öyle beklenmedik bir anda oldu ve ben hala o kadar şaşkınım ki. Ama bir o kadar da ikiniz için öyle mutluyum ki. Tüm kalbimle inanıyorum ben, siz çok mutlu olacaksınız' son sözlerini gözleri dolu dolu söyleyen Leyla'ya karşısında oturan iki adamda gözlerinden taşan saf sevgiyle bakıyordu. Selim Leyla'nın dolan gözlerini gördüğünde yüreği böylesine güzel bir eşi olduğu için ne kadar şanslı bir adam olduğunu düşündü. onun bu haline dayanamayıp yerinden kalkarak Leyla'nın yanındaki sandalyeye oturup 'Leyla'm'demiş ve hemen kollarının arasına almıştı. Leyla'nın Alp Timur için ne kadar üzüldüğünü hatta kendi aralarında konuştuklarında 'nasıl olacak böyle Selim? Ben ikisi içinde çok üzülüyorum. Böyle eli kolu bağlı oturup, onlar için bir şey yapamamak beni kahrediyor' diyerek gözyaşları döküyordu. Şimdi ağlamasını sebebi ise tamamen mutluluktandı. Kafasını kaldırıp Alp Timur'a baktığında göz göze geldiler ve Leyla'nın sözlerinin Alp Timur'u ne kadar etkilediğini gördü. Gamzelerinin görünmesine sebep olacak kadar büyük bir gülümsemesiyle Selim'e göz kırptıktan sonra ortamdaki duygusallığı dağıtmak için;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw