5000 küsür kelime :) yazmalara doyamadığım bir bölüm oldu. Ne kadar yazarsam yazayım eksik gibi geldiğinden yayınlamak için bu kadar geciktim. Hepinizin affına sığınıyorum. Umarım beklemenize değmiştir.
Keyifle okuyun:)Seven, aşık olan bir insanın yaşayabileceği en güzel şey duygularını gizlemeden ve çekinmeden yaşayabilmesiydi Elif'e göre. Çok değil bundan iki ay önce kendisine bile şaşacak kadar aşık olacağını söyleseler gülüp geçmekten ziyade yüzünde buruk bir gülümseme olacağını biliyordu. Birine aşık olmak, bunu kabul etmek öylesine imkansızdı ki. Geriye kalan tüm ömrünü iki evladına adamış, onlar için yaşayan biriyken çok sevdiği sallanan koltuğunda oturmuş yüzünde tarifi imkansız bir gülümsemeyle yeni yetme gençler gibi elinde telefonla Alp Timur'a mesaj yazıyordu. Ya da yazmaya çalışıyordu. Oysa sadece çiçekler için teşekkür etmekti niyeti ama bir türlü ne yazacağına karar veremiyor yazıp yazıp siliyordu. Elif hayatının hiçbir evresinde bu tür şeyleri yapan ya da yaşayan biri asla olmamıştı. Şimdi içinde bulunduğu bu çerçeve, yaşadıkları, hissettikleri öylesine yabancıydı ki kendisine. Asla yapmam yapamam dediği şeyleri içindeki dizginleyemediği duyguları yüzünden yaşıyordu. Yürümeye yeni başlayan bebekler gibi atacağı her bir adımda içini kaplayan korkuya engel olamamasına rağmen yinede o adımı atmaktan çekinmiyordu. Dengesini buluncaya kadar düşeceğini de belki dizlerinin kanayacağını bile bile yapıyordu bunu üstelik. Aşk gerçekten böyle bir şey miydi? Kanatlarının olmadığını ve asla uçamayacağını bilmesine rağmen bir uçurumdan aşağı kendisini bırakmak kadar delice miydi yoksa? Bu sorulara şu anda verebileceği bir cevabı yoktu ama bildiği tek bir şey vardı. Elif'in Alp Timur'a olan aşkı korkularından çok daha büyüktü...
'Çiçekler için teşekkür ederim' yazdıktan sonra vazgeçmeden hemen gönder tuşuna basmış ve gece rahat uyumak içim mutfağına giderek kendisine bir fincan papatya çayı demlemişti. Odaya tekrar dönüp koltuğuna tekrar oturduğunda telefonun ışığının yandığını görüp eline aldığında ekranda Alp Timur yazısını gördü ve hemen açtı.
'Bazen bir çiçeğin yerinde olmak isteyebiliyormuş insan ne garip' yazısını okuduğunda derin bir nefes alma ihtiyacına engel olamamıştı. Elindeki telefona yüzündeki derin gülümsemeyle bakakalan Elif ne yazacağını düşünürken ekrana bir bildirim daha düşmüştü.
'Uyumadan sesini duymak gibi bir arzum var ama sesini duyarsam da sabaha kadar nefesinin büyüsüne kapılıp seni uykusuz bırakmaktan korkuyorum. Ahh Elif'im, güzeller güzelim sen Arafların en güzelisin. Neden hala uyumadın? Gerçi beni düşündüğün için uyuyamadığınla ilgili delice düşüncelerim var. Söz veriyorum seni fazla uykusuz bırakmayacağım ama bir sesini duysam, müsait misin? Arasam seni, duysam sesini?'
Elif, okuduğu her kelimeyle kalp atışların biraz daha hızlandığını, ellerinin terlediğini ve nefesinin hızlandığını hissediyordu. Bu adam aklına da, kalbine de zarardı ama öylesine güzeldi ki. Nasıl hayır diyebilirdi ki? Tam arayacakken bir anda vazgeçti ve aramayı görüntülüye çevirerek kalbi ağzında beklemeye başladı. Bunu yaptığına inanamıyordu ama konu Alp Timur olunca kendisine şaşırmamayı artık öğrenmesi gerekiyordu. ilk çalış bitmeden ekranda içini titreten o yüzü gördü. Tabi o can alıcı gamzeleriyle beraber.
'Sesimi duymuşken yüzümü de görmek istersin diye düşündüm ama müsaitsindir umarım'
Elif, merhaba ile başlayacağı konuşmaya yine ağzından çıkanlara engel olamayarak bambaşka bir giriş yapmıştı. Alp Timur ise gözlerini kapatmış yüzündeki o deli eden gülümsemesi ile tam karşısında duruyordu. Kısa biran sonra gözlerini yavaş yavaş açıp;
'Canıma kastın mı var senin Elif'im? Böyle aniden o güzel yüzünle karşımda beliriyorsun? Ben garip bir ademoğluyum, bendeki de can yani bu kadar acımasız olma. Sesini duymayı beklemek bile kalbimi deliler gibi çarptırırken, nasıl dayansın bu kalp seni görmeye?' dedikten sonra gerçekten de çaresiz bir anın içindeymiş gibi kafasını hafifçe yana eğmiş yardım dilenir gibi bakıyordu. Öyle bir bakıyordu ki, gözlerinden taşan aşk ekrandan çıkıp Elif'in tüm bedenini titretmeye yetmişti. O an Elif'te kısa biran gözlerini kapattıktan sonra açıp;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw