Binbir duygu ile kah gülerek kah gözlerim dolarak yazdığım bir bölüm oldu. Alp Timur ve Elif'i hiçbir zaman düşünerek yazmadım. Bilgisayarın başına oturduğumda parmaklarım klavye ile buluştuğunda onlar kendi hikayelerini kendileri yazdırıyorlar bana. Yani o an içimden ne geliyorsa onu yazıyorum. Sizlerden aldığım tüm olumlu yorumlardan da doğru yaptığımı görüyorum.
Ben çok keyif alarak yazdım sizde keyif alarak okuyun.
Sizler yeni bölümü nasıl heyecanla bekliyorsanız bende em büyük motivem olan o güzel yorumlarınızı bekliyorum lütfen bunu unutmayın.Ve bölüm sonunda lütfen bana çok kızmamaya çalışın olur mu🙈
PEKİ YASONRA? 49. BÖLÜM'Buradayım sevgilim'
Alp Timur, içini titreten o sesi duyduğunda arkasına doğru dönmüş, karşısında tüm güzelliğine eş olarak kocaman gülümsemesiyle Elif'i ona bakıyordu. O kısacak anda o kadar çok duyguyu aynı anda yaşadı ki önce hangi tepkiyi vereceğini bilmiyordu. Elif'in küçük adımlarla kendisine yaklaştığını fark ettiğinde şaşkınlığını bir kenara bıraktı ve ona olan özlem duygusu hepsinden ağır basmasıyla kollarının arasına dünyaları sığdıracak kadar kocaman açarak iki koca adımda Elif'ini kollarının arasına almıştı. Tam o an dünya dursun istedi Alp Timur. Dünya dursun ve burnunun içinden ciğerlerine süzülen o koku, kollarının arasındaki küçücük kadının sıcaklığı ile hep bu anda kalmak istedi. Açık olan saçlarına burnunu dayayarak aldığı her nefesi sanki son nefesiymiş gibi alıyordu. Nefesi içine ne kadar çabuk ve hızlı çekiyorsa, geri verirken de bir o kadar yavaş ve sakindi. Sanki o koku içinde ne kadar çok kalırsa Elif'in varlığını o kadar çok hissedecekti. Kollarının arasında sıkıca sardığı kadının varlığını kendisine ispat etmek istercesine kulağına 'buradasın' diye fısıldadıktan sonra kafasını geriye doğru çekmişti.
'Elif'im sen nasıl, Allah'ım aklımı oynatacağım. Sabah konuştuk daha, neden hiçbir şey söylemedin?' Elif, Alp Timur'un gülen yüzüne bakıp;
'Sürpriz yapmak istedim, işlerinin ne kadar yoğun olduğunu biliyorum. E sen gelemiyordun ben geleyim sevgilimi göreyim dedim fenamı yaptım?'
Alp Timur'un ne kadar mutlu olduğunu hem gözlerinden hem de hal ve hareketlerinden anlıyordu ama şaşkınlığı ve kendisine ulaşamamasının onu ne kadar merak ettirdiğinin de farkındaydı. Tam bir şeyler söyleyeceği sırada Alp Timur tekrardan sıkıca sarılmış;
' Dur şimdi, bana biraz izin ver lütfen. Sevdiğimle arama girme. Şu an ona olan özlemim, saatlerdir ona ulaşamamanın verdiği korkudan daha çok. Hasretim bir dinsin kokusuna doyayım sonra bunun hesabını soracağım merak etme. Aklınla işim yok dedin ama onu da aldın haberin var mı? Ahh Elif'im. Aynı anda bu kadar çok duyguyu nasıl yaşatabiliyorsun bana sen? Sana ulaşamadıkça aldığım her nefes zehir oldu. Seni burada yanımda görmek beni nasıl mutlu etti tahmin edemezsin. Sen bana geldin Elif. Allah'ım şükürler olsun' dedikten sonra bir süre sadece sarılmış ve artık müptelası olduğu o kokuyu derin derin solumuştu. Bir süre sonra tekrar yüz yüze gelmiş ve gözlerindeki parıltılarla;
'Hoş geldin sevgilim, hoş geldin güzeller güzelim. Evime, yurduma hoş geldin' demiş ve tekrardan sarılmıştı. Elif Alp Timur'un kendisini gördüğünde sevineceğini biliyordu ama gözlerinin dolacak kadar mutlu olacağını asla tahmin etmemişti. Yaşadığı duygu yoğunluğu kendisinin de boğazına bir yumru oturmuş ve daha sıkı sarılarak 'hoş buldum sevgilim, çok hoş buldum' demiş ve kollarından çıkmıştı.
'Nasıl oldu bu, neden hiçbir şey söylemedin ki bana? Öyle beklenmedik ki gelişin. Gerçi senin bana gelişlerin hep beklenmedik müjdeler gibi oluyor. Dediğin gibi işlerim o kadar yoğun ama biliyorum bunların hiçbiri gelmemem için bahane değil. Sana gelemedikçe artan özlemime birde mahcubiyetim eklendi ama inan çok istedim gelmeyi' dedikten sonra gözlerini kapatarak kısa bir an durdu. Elif'in buraya gelmesi elbette delicesine mutlu olmasına sebep olmuştu ama Alp Timur'un hissettikleri çok daha derin çok daha anlamlıydı. Bunu kelimelerle nasıl anlatsın bilmiyordu. Elif bilerek ya da bilmeyerek aralarındaki en kalın duvarlardan birini yıkmıştı. Bahar ile konuştuklarında Elif hakkında söylediği her şey şimdi daha da anlamlı hale gelmişti. Elif, her ne kadar elini tutup kendisi ile bir yola çıksa da Elif ile nasıl yol alacaklarını ne kadar düşünürse düşünsün işin içinden çıkamıyordu çoğu zaman. Evet. Elif hayatında olduğu müddetçe onu son nefesine kadar sabırla beklerdi. Bundan da hiç gocunmazdı ama içinde bir türlü o susturamadığı sesleri de yok sayamıyordu. Her şey için daha çok erkendi bunu çok iyi biliyordu. Elif onun her anlamda artık hayatındaydı ama o Elif'in hayatında ne kadarında vardı? Bu soru sinsi bir ur gibi yayılıyordu tüm ruhuna. Elif'in sevgisinden yana en ufak bir şüphesi hiçbir zaman olmamıştı. Deli gibi inkar ettiği zamanlarda bile gözlerindeki o derin sevgiyi görmüş ve buna tutunarak vazgeçmemişti. Şimdi burada kollarında olan bu kadın delirmesine sebep olacak kadar mutlu etmişti onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw