PEKİ YA SONRA? 32. BÖLÜM

545 95 50
                                    


Bölümü şarkı ile dinlemenizi tavsiye ederim
Keyifle okuyun:)


Alp Timur'un söyledikleri ile bir an ne diyeceğini ya da nasıl bir tepki vereceğini düşünürken kapıdan giren Burçin'i ve eşini gördüğünde hem çok şaşırmış hem de onu içinde bulunduğu bu durumdan kurtardıkları için çok sevinmişti. Kendisine gülerek yaklaşan çifte, aynı onlar gibi gülümseyerek;

'sizi burada görmek ne kadar güzel hoş geldiniz' demesiyle, Elif'i kimim böyle gülümsettiğini merak eden üç çift göz onun baktığı yere baktıklarından onlarında tıpkı kendisi gibi şaşırdıklarını gördü. Burçin'in bara gelmesiyle hepsi ayağa kalkmış ve ilk konuşan Alp Timur olmuştu.

'Geleceğini neden söylemedin kardeşim, hoş geldiniz' demiş ve önce Burçin'le samimi şekilde tokalaşıp kucaklaşmış daha sonra ise Zeynep ile sarılmıştı. Selim ve Leyla'da aynı şekilde tepki verdikten sonra bara oturmuşlardı. Burçin;

'Sürpriz yapalım dedik kardeşim' dedi ve kısa bir an Selim ile göz göze geldi. Bugün sabah Alp Timur'u o halde gördükten sonra bir an ne yapacağını bilememiş ve yalnız kaldığı ilk an Burçin'i arayarak durumu anlatmıştı. Burçin'in Alp Timur'la olan dostlukları kadar Elif'e de ne kadar çok değer verdiğini bildiğinden bu gece onun burada olmasının hepsine iyi geleceğini düşünmüştü. Burçin ise Selim kendisine daha gelir misin diye sormadan akşam görüşürüz kardeşim demiş ve telefonu kapatmıştı. Kendisine bir şey demeden gülümseyerek bakan Elif'e bakan Burçin;

'Hoş bulduk Elif Hanım, sizi de görmek çok güzel' demişti ama kapıdan girdiği ilk andan itibaren karşısında gördüğü kadının neden bu kadar solgun göründüğünü çok merak etmişti tıpkı diğerleri gibi ama şimdilik o da sessiz kalmayı seçti. Zeynep ile de biraz sohbet eden Elif, hepinsin siparişlerini bu sefer herhangi bir gaf yapmadan almış ve bu kadar gergin olduğu bir gecede Burçin'i burada yanında görmek kendisini çok mutlu etmişti. Hepsi de geceye şarap isteyerek başladıklarından yeni bir şişeyi açmış ve tek tek servis ederek afiyet olsun demiş ve diğer gelen siparişleri hızlı hızlı hazırlıyordu. Burçin'in gelmesiyle o sessiz ve gergin ortam biraz olsun dağılmıştı ama Alp Timur'un her zamanki gibi yine kendisini izlediğini çok iyi biliyordu. Sırtı ona dönük olsa bile içinde hissettiği üpertiyle bunu anlayabiliyordu.

Bar bugün her zamankinden daha kalabalık ve çok daha gürültülüydü. Bu duruma bir yanı sevinirken bir yanı ise üzülüyordu. Alp Timur'un bu gecenin başında olduğu gibi sessiz kalmayacağını bildiğinden hem onunla konuşma fırsatının olmamasını istiyor ama bir yandan da son gecelerinde edebildiği kadar sohbet ederek onunla konuşmak istiyordu. Elindeki hazırlamış olduğu siparişleri Kenan'a veren Elif bu sefer kapıdan giren adamla daha da şaşırmıştı. Genel müdürleri Yiğit bey içeride gözlerini gezdirdikten sonra aradığını barda bulmuş ve bara doğru geliyordu. Onların tanıştıklarını hatırlamış ve veda etmeye geldiğini anlaması geç olmamıştı.

'İyi akşamlar' diyerek kendini belli eden Yiğit ile hepsinin kafaları ona dönmüş ve kalkmak istediklerinde ise 'Lütfen rahatsız olmayın2 diyerek kalkmalarına engel olmuştu. Son kalan boş koltuğa oturduktan sonra sohbet etmeye başlamışlardı. Tam da tahmin ettiği gibi yarın otelden ayrılacakarını bildiğinden kendilerini görmek istediğini söylemişti. Yiğit müdürün geldiği gören Kenan kaş göz yaparak onu göstermiş Elif, ise bilmiyorum der gibi omuzlarını kaldırıp indirmişti. Müdürünün siparişini almak için konuşmasının bitmesini bekleyen Elif, onun yüzünden de gürültüden ve kalabalıktan hiç hoşnut olmadığı anlamıştı. Kendisiyle göz göze geldiğinde Elif hemen;

'Hoş geldiniz müdürüm, ne ikram edeyim size?' sormuştu. Yiğit biraz şakacı bir tavırla;

'Hoş buldum Elif Hanım, varsa elinizde biraz sessizlik alabilirim, bu gece ne kadar kalabalık burası böyle' demiş ve yanında oturan Alp Timur'un omzuna dokunarak;

Peki Ya Sonra?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin