PEKİ YA SONRA? 39. BÖLÜM
Herkese iyi akşamlar güzel can okurlar. Hiç hesapta olmayan gecikme yüzünden hepinizden ayrı ayrı özür diliyorum. Önce bilgisayarımın azizliğine uğradım sonra çok başka sıkıntılar yaşadım ama sonunda buradayız işte.
Keyifle okuyun...
Alp Timur, hiç hesaba katmadığı bir şekilde ve istemeden tüm duygularını daha ilk günden hatta ilk saatlerde açık etmenin verdiği şaşkınlığını yaşıyordu. Elif ile nasıl bir yola gireceğini, girdiği yolda nasıl yürüyeceğini bilmeden ailesinden kimseye bir şey söylememeye kararlıydı. Elbette bunu onlardan olumsuz bir tepki alacağını düşündüğü için değildi bu kararı. Aksine en az kendisinin üzüldüğü kadar ailesinin her bir ferdinin üzüleceğini de, kendisinin mutluluğu için her türlü şeyi yapacaklarını da adı gibi biliyordu. Elif'i bir tanıdıkları gün sorgusuz sualsiz bağırlarına basacaklarından hiç şüphesi yoktu. O sadece her şeyi yola koyduktan sonra ki bunu başarabilmeyi her şeyden daha çok istiyordu, Elif'i elinden tutup karşılarına sevdiğim kadını size getirdim demek istemişti. Ama kader yine kendi yolunda kendi doğruları ile ilerliyordu demek ki. Beklenmedik bu durum beklediği gibi kendisini huzursuz ya da tedirgin etmemiş aksine içinde adını koyamadığı bir rahatlama ve huzur yaşamasına sebep olmuş gibi hissediyordu. Öyle güzel, öylesine değerli bir aileye sahipti ki Rabbi'ne ne kadar şükür etse azdı. Tek dileği bu eşsiz güzel ailesine bu dünyada tanıdığı en eşsiz, güzel kadını da dahil etmek ona ve çocuklarına da aile olabilmekti.
Yüzünde silemediği gülümsemeyi konağın büyük avlusuna indiklerinde ilk fak eden tabi ki annesi Ahu Hanım olmuştu. Alp Timur'un geldiği andan itibaren davranışları ve gözlerinin derinlerinde gizlemeye çalıştığı o hüzün Ahu Hanımı içini yakmış kavurmuştu. Tüm evlatları canının parçasıydı ama Alp Timur gözünün bebeğiydi hem onun hem de tüm ailesinin. Yıllar önce yaşadığı kalp kırıklığının Alp Timur'u nasıl üzdüğünü ve etkilediğini görmüş ama sandığının aksine çok çabuk toparlanmış ve hayatına devam etmişti. O zaman çok korkmuştu oğlu için ya unutamazda hayatını terk edilmenin acısıyla yaşar diye. Oysa zaman geçip de Alp Timur'un iyi olduğunu gördükçe oğlunun gerçek aşkla daha tanışmadığını da anlamıştı. Bu durum içten içe sevindirse de kendisini, zaman geçtikçe o kadından sonra hayatına kimseyi almayışı en başta kendisi olmak üzere tüm ailesini çok üzüyordu. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Alp Timur evliliğe dair tek bir kelime bile etmiyor, konuyu oraya getirenleri de incitmeden kapatıyordu. Bir anne olarak tel dileği diğer evlatları gibi Alp Timur'un da kalbinin diğer yarısını bulmasıydı. Sevmediği, aşık olmadığı biriyle adı sırf evli olsun diye evlenmesini asla istemiyordu elbet ama anne yüreği de onu böyle görmeye dayanmıyordu.
Alp Timur yukarıya çıktığından beri gözlerindeki hüznün ne olabileceğini düşünüp durmuştu. İçinde bir yerlerin aklına gelen düşüncelerle titremesine engel olamıyordu. Eğer düşündüğü gibi oğlu aşk ateşine düştüyse, o zaman gözlerinde gördüğü o hüznün sebebi neydi diye düşünmekten alamıyordu kendisini. Eğer aşık olduysa gözlerinin içinin gülmesi gerekmez miydi? İçinden hayırlara çıkar Allah'ım diye dua ederken merdivenlerden inenleri görünce tüm dikkatini Alp Timur'un üzerine vermişti. İlk geldiği zamandaki halinin aksine yüzünde keyifli bir gülümseme yerleşmişti. O an derin bir nefes aldığının farkında bile değildi Ahu Hanım. Gözleri kısa bir an hemen oğlunun arkasında kendisine bakan Demir Beyle kesiştiğinde onunda tıpkı oğlu gibi gülümsediğini gördü. Kendisinin yaşadığı endişenin aynısını eşinin yaşadığını çok iyi biliyordu. Onlar evlatlarının bir bakışından neyi olduğunu anlayacak kadar iyi tanırlardı evlatlarını. O kısa bakışmayla az da olsa rahatlayan Ahu Hanım Alp Timur'un elinde ahşap bir tablo tuttuğunu ve kendisine doğru geldiğini gördü. Ön yüzünü göremediği için ne olduğunu anlamamıştı ama dedesinin oyma yaptığı tablolardan biri olduğunu tahmin ediyordu. Elindeki tabloyu bırakmadan annesine doğru eğilmiş ve başına koklayarak bir öpücük kondurmuştu. Kafasını kaldırmadan sessiz bir şekilde;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw