Her insanın öyle ya da böyle bir kırılma noktası vardır bu hayatta. Bişey olur ve ondan sonraki hayatın bir daha asla eskisi gibi olmaz. Deyim yerindeyse biri yaşadığınız yeri ayağınızın altından çeker ve tüm hayatınız tepe tepetaklak oluverir. Asıl önemli olanı da bundan sonra sana ne olduğudur aslında. Eğer şanslıysan, o tepetaklak olan hayatın sana yeni kapılar açar ve yepyeni bir hayata başlarsın ama eğer hani şu ne olursa olsun hayat ipinin ucunu bir türlü yakalayamayan, ne yaparsa yapsın bir türlü olduramayan insanlardansan eğer, o tepetaklak olan hayatın başına göçer sende o enkazın altında sıkışıp kalırsın. Alp Timur'un bir hafta sonunda Afyon'a döndüğü gün, Elif'in hayatının en büyük kırılma noktası olmuş ve bu kırılma Elif'in hayatının artık dönülmez bir yola girdiğininde başlangıcı olmuştu. Bundan sonra hiçbir şey asla eskisi gibi olmayacaktı.
Otele giriş yapan Alp Timur, büyük bir sabırsızlıkla Elif'in gelmesini bekliyordu. Olabilecek her şeyi göze alarak bu gece ne olursa olsun Elif'le mutlaka konuşacaktı. Evet, belki daha çok yeniydi ama onun bekleyecek sabrı yoktu. Onsuz geçen bu bir haftada her şeyi daha iyi anlamıştı. Alp Timur Elif'e âşıktı ve ondan asla vazgeçmeyecekti. Yeter ki ona aşkını anlatabilsindi. Ufacık bir karşılığı olduğunu hissederse eğer dağ olsa kimse önünde duramazdı onun. Elif'in korktuğu, çekindiği ne varsa her biriyle tek tek savaşmaya hazırdı. Yeter ki Elif ona inanıp güvensin ve elini tutup hiç bırakmasındı.
Selim ve Leyla'yla ile geldikten sonra konuşmuş, her ne kadar her gün arayıp Elif'i sorsa bile onsuz geçen bir haftada neler yaptıklarını sormuştu. Gevezelik konusunda tez yazacak kadar başarılı olan Leyla'da seve seve büyük bir şevkle, Elif'le yaptıkları tüm sohbetleri, kendi gözlemlerini tek tek anlatmıştı. Kendiside bu bir haftalık sürede Elif'le yaptıkları her sohbette ona Alp Timur gibi hayran olmuştu. Lise mezunu olmasına rağmen gerek genel kültür gerekse mesleği hakkında birçok bilgiye sahip olduğunu görmüştü. Özellikle şaraplara olan ilgisi, merakı ve bildikleriyle çoğu zaman Selim ve kendisini şaşırtmayı başarmıştı ama en çok anneliğine hayran kalmıştı. Kendiside bir anneydi ama Elif çok başka boyutlarda yaşıyordu anneliği. Sanki bu hayattaki tek yaşama sebebi iki evladıydı. Elif'in anneliğini ve evlatlarını hayatındaki her şeyden önce tutması Leyla'yı Alp Timur konusunda çok düşündürse de bundan bahsetmemeyi uygun görmüş o konulara hiç girmemişti.
Saatler geçip gitmiş ve sonunda Alp Timur'un beklediği an gelmişti. Bir an önce Elif'i görmek istedikçe işle ilgili yapması gereken bir sürü şey çıkmış, hem yurtiçi hem yurtdışıyla neredeyse saatlerce süren telefon görüşmeleri yapmak zorunda kalmıştı. Saat akşam sekizi gösterdiğinde Selim'in kendisini zorla götürdüğü restoranda akşam yemeğini yemiş Elif'in yanına gitmek için kendinden emin adımlarla bara doğru yürüyordu yanında Selim ve Leyla'yla birlikte. Tam kapıdan gireceği zaman cebinde çalan telefonunu çıkardığı anda ekranda gördüğü isimle ağzının içinden bir küfür mırıldanıp Selim'e siz geçin ben geliyorum der gibi hareket yapıp balkon tarafına doğru telefona cevap vererek yürüdü.
Selim'le Leyla her zaman ki yerlerine geçip oturduklarında barın içerisinde koşturup duran Elif'i gördüler. Alp Timur'un bugün geleceğinden ona bilhassa bahsetmemişlerdi. Onu ilk gördüğü andaki tepkilerini merak ediyordu ikiside. Geçen bir haftalık süreçte konu ne zaman Alp Timur'dan açılsa Elif'in yüzünün değiştiğine çoğu zaman şahit olmuşlardı çünkü. Leyla emindi. Elif'te Alp Timur'dan etkilenmişti. Kadın olarak bunu çok rahat anlamıştı. Elif'in kendilerini fark etmesiyle başları ile selam vermişler ve hiç değişmeyen o gülen yüzünü görmüşlerdi.
"Hoşgeldiniz. Geciktiniz bugün. Ne alırsınız?"
"İş trafiği bitmedi bir türlü. Ondan böyle oldu. Sende çok yoğun görünüyorsun. Bugün daha kalabalık sanki" dedi Leyla etrafına bakarak. Elif hoşnut olmadığını belli eden bir yüzle sesini alçaltarak cevap verdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomantizmBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw