Barın büyük ahşap çift kanatlı kapılarını açan Elif, masaları kontrol edip tekrar içeriye girdi. Kapıları açmadan önce barın arka tarafında gece için hazırlık yaparlardı. Eksilen içecekleri, kuruyemişleri tamamlar büyük çay kazanında çay demlerlerdi. Alkollü içecek kadar çay kahve içen misafiri de çok oluyordu. Birazdan misafirlerin yavaş yavaş geleceğini biliyordu. Arkadaki işlerini bitirip ön tarafa geçen Elif kapıyı kapatıp arkasını döndüğünde dün gece boyu Burçin'le barda oturan, adının Selim olduğunu hatırladığı adamı deskte otururken gördü. Kırk-kırk beş yaşlarında olduğunu tahmin ettiği kumral fit bir vücuda sahip ela gözlü yapılı bir adamdı. Sinekkaydı cildi ile çok sevimli denebilecek bir yüze sahipti. Hani böyle ilk görüşte her anlamda kendinize yakın hissedebileceğiniz sıcak ve samimi insanlara benziyordu. Sol elinin parmağında bulunan kalın alyanstan adamın evli olduğunu da anlaşılıyordu.
"Hoş geldiniz Selim Bey. Ne alırsınız? Ne ikram edelim size? Dedi. Adamın yüzünde ani bir şaşırma ifadesi geçtiğini gördü Elif. Gece Burçin'in öyle seslendiğini duymuştu adama. Misafirler, adlarını bilen ve unutmayan çalışanları severdi. Elif'te bunu bildiğinden aklında tutabildiği kadar tutar unutmaz isimleri ile hitap ederdi. Büyük ihtimalle Selim beyde buna şaşırmıştı.
"Hoş buldum Elif Hanım" diye yüzünde içten bir gülümse ile cevap verdi Selim.
"Güzel sade bir kahvenizi alırım yanında soda ile"
"Tabi. Hemen hazırlıyorum. Nasıl beğendiniz mi otelimizi? " diye bir yandan kahveyi yaparken bir yandan da sohbet ediyordu.
"Çok beğendik hem de. Bundan sonra sık sık geleceğimizi biliyorum. Masörleriniz bir harika. Oteliniz tüm hizmetleri ile cidden çok güzel." Önüne bırakılan kahve ve sodanın yanında küçük bir tabak içinde değişik çeşitlerle lokum olan tabağı gördü.
"Biz, kahvenin yanında çikolata yerine lokum ikram ederiz. Çikolatadan daha çok yakışıyor emin olun. Bi tadın istedim. Otelimiz beğenmenize de çok sevindim. Afiyet olsun Selim Bey" diyerek uzaklaştı.
Kapıdan giren grubu görüp, Kenan'a eliyle "ben bakıyorum" jesti yapıp masaya yerleşen kızlı erkekli gruba yaklaştı. Her zamanki gibi gülen yüzü ile ilk defa gördüğü misafirlerden siparişlerini aldı. Bir şişe beyaz şarap istemişler ve özellikle " Kahraman" şaraplarından olmasını belirtmişlerdi. "Ağızlarının tadını biliyorlarmış" diye kendi kendine mırıldandı. Kahraman şarapları Kapadokya'nın büyük şarap üreticilerindendi. Yurt dışında da çok iyi bilinen ve satışı yapılan yerli şaraplar içinde yer alıyordu.
Bara geçerek önce beyaz şarap kadehlerini hazırladı. Daha sonra şarabın yanında aperatif olarak kuruyemiş ve ince dilimlenmiş ekşi elma, üzüm ve kavun dilimlerinden güzel bir meyve tabağı hazırladı. Şarabı arka dolaptan çıkarmadan önce kadehleri ve hazırladığı atıştırmalıkları masaya servis ederek geri döndü.
Şarabı dolaptan çıkarıp ön tarafa geçti. Şarap şişesini elinde gören barmen Kenan " ben açarım istersen" diye elinden aldı. Elif pek sevmezdi şarap açmayı. Mutlaka acıtırdı elini bir şekilde.
"Güzel seçim yapmışlar"
"Aynen. Bende dedim biliyorlarmış ağızlarının tadını diye"
"Öyle valla adamlar bu işte çok iyiler. Ülkemde böyle üreticileri görmek çok mutlu ediyor beni. Al bakalım servise hazır"
"Sağ ol kaptan" diye göz kırparak eline aldığı şarap şişesini buz doldurduğu bakır şarap kovasına güzelce hafif yan yatırarak yerleştirip kendisine bakan Kenan'a
"Sen yap istersen servisi. Çok içli içli baktın"
"Hiç teklif etmeyeceksin sandım. Seve seve yaparım ver bakalım" diye barın ön tarafına çıkıp Elif'in deskin üzerine bıraktığı kovayı aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw