Güzel okurlara iyi geceler:)
Öncelikle gecikme için yine ve yine hepinizden özür diliyorum. 15 gündür mutasyona uğramış domuz gribi ile resmen süründüm. Hayatım da bu kadar ağır grip olmadım ben. Covid bile oldum ama bu çok başkaydı. Düşmeyen ateş, titremeler, deli bir boğaz ağrısı, kemik ağrıları ve ciğer söken bir öksürük beni mahvetti. Ki öksürüğüm hala geçmedi. İçim içimi yedi bölüm yazmak için ama bir hafta değil bilgisayarı açmak parmağımı kaldıramadım.
İlk defa bir bölümü yazarken bu kadar zorlandım. Defalarca yazdım sildim. Sonunda bitirdim ve hemen paylaşıyorum. Umarım keyifle okursunuz;)PEKİ YA SONRA? 52. BÖLÜM
'Kimsin sen?'
İki kelimelik bu soru çok sıradan olabilirdi Alp Timur için. Eğer bu soruyu soran gözbebeğim dediği, ömrüm dediği kadın tarafından sorulmamış olsaydı. Bir an, kısacık bir an acaba yanlış mı anlıyorum diye düşünse de karşısında kendisine bakan bakışları gördüğünde yumruk yemiş gibi kalakalmış, ne tepki vereceğin bilemeden öylece bakıyordu. Tam neden böyle konuştuğunu soracakken Elif, biraz öncekinden daha yüksek sesle devam etti konuşmasına.
'Böyle bir şeyi nasıl yaparsın sen ya? Ne düşündün Allah aşkına bana bir anlatır mısın? Alayım bir ev dayayıp döşeyeyim, çocuklarda çok seviyormuş zaten çiftlik hayatını. Ohh mis gibi yaşar gideriz diye mi düşündün. Eğer öyleyse gerçekten hayal dünyana hayran olmamak elde değil. Ben daha cesaret edip senin hayatımdaki yerinden bahsedemedim, seni öyle sıradan arkadaşım sanıyorlar. Her şeyi düşünmüşsün ya, eminim bunu da düşünmüşsündür sen. Burası için ne demeyi düşündün? Benim çok param var, annenizi de çok seviyorum, siz mutlu olun diye burayı size aldım. İstediğiniz gibi oynayın mı diyeceksin? Her şeyi geçtim sen beni hiç mi tanımadın? Benim burayı öylece kabul edeceğimi sana düşündüren ne? Ne sandın ki? Sevinçten delirip boynuna atlayacağımı, toz pembe hayaller kuracağımı falan mı sandın? İnanamıyorum sana Alp Timur. Gerçekten nasıl bir akıl tutulmasıdır bu? Çiftlik almak nedir ya? Düşündükçe delireceğim ya! Kim bilir ne kadar para harcadın? Hem de ne için? Elif'in çocukları mutlu olsun diye. Sizde nasıl bilmiyorum ama benim çocuklarım çok daha küçük şeylerden mutlu olabiliyorlar. Normal insanlar gibi. daha fazlasına hiçbir zaman ihtiyaç duymadık ne ben ne de babaları.' Dedi ve konuştukça daha da öfkelendiğini hissediyordu. Aslında bir dursa, karşısında ona tüm sevgisine rağmen Alp Timur'un gözlerine hayal kırıklığı ile baktığını görecekti ama öfkesi şu an tüm algılarını kapatmış durumdaydı. Ağzından çıkan her bir sözün nasıl yaralar açtığının farkında olmadan devam etti. Alp Timur ise Elif konuştukça içinde yavaş yavaş kaynamaya başlayan öfkenin esiri olmamak için tüm iradesini kullanıyor, ağzından yanlış bir şey çıkmaması ve geri dönüiü olmayan bir yola girmemek için kendisiye savaş veriyordu.
'Benim nasıl bir hayat yaşadığımı, nelerle mücadele ettiğimi, korkularımın dağ gibi omuzlarımda olduğunu bildiğin halde nasıl böyle bir şeye cesaret ettin sen? Burada gözlerde uzak, gizli saklı aşk yaşayacağımızı falan mı düşündün? Ne düşündün Allah aşkına? Ben korkularım yüzünden senin elini tutup, memleketim dediğim yerde gezemiyorum daha. Evime bile götüremedim ben seni. Neden diye hiç düşündün mü diye soracağım ama boşuna zaman kaybı olacak. Sizin oralarda nasıl oluyor bu işler bilmiyorum ama buralarda o kadar kolay değil. Hele ki benim için hiç değil. ben bu zamana kadar çocuklarımın yüzüne utanmadan, başım dik olarak yaşamak için nelerle mücadele ettim biliyor musun sen? Biri görse, duysa ne derim, nasıl bir duruma düşerim düşüne biliyor musun? Ben sana söyleyeyim. Ne namuzsuzluğum kalır, ne ahlaksızlığım. Kimsenin yüzüne bakamam, ölürüm utancımdan' diye nefes almadan konuşurken Alp Timur'dan yükselen Elif sesiyle, gözlerine baktığında ateş çıkan bakışları susmasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw