Elif, bu gece hiç olmadığı kadar gergin hissediyordu kendini. Dün olanlardan sonra Alp Timur'un nasıl davranacağını çok merak ediyordu. Mesaisi başlayalı iki saatten fazla olmuştu ve düşünmemek için hiç durmadan oradan oraya koşuşturuyordu. Sanki bedeni sürekli çalışır durmazsa aklı da duracak ne olanları ne de olacakları düşünemeyecekti. Nafile bir çaba içinde olduğunu çok iyi bilse de kendini kandırmaktan alıkoyamıyordu işte. Tüm bu yaşadıklarının bir rüya olmasını ve bir an önce uyanmayı diliyordu yalnızca.
Bundan bir ay öncesine, sakin hayatına geri dönmek istiyordu. Yaşadığı bu duygular çok ağır geliyordu, daha şimdiden nasıl baş edeceğini hiç bilmiyordu. Ne kadar inkar edip kaçsa da o adama karşı hissettikleri tüm benliğini ele geçirmişti. Sabah gözlerini açtığı andan itibaren aklına gelen ilk şey o olurken, gece uykuya dalmadan önce son düşündüğü şey yine o oluyordu. Oysa eskiden tek düşündüğü şey yalnızca çocukları olurdu. Onlar için yaşıyordu. Şu hayattan kendi için hiçbir beklentisi hayali yoktu. Tek dileği çocuklarıyla beraber huzurlu mutlu şekilde yaşayıp gitmekti. Ama hayat hiç beklemediği bir anda tüm hayatını deyim yerindeyse tepetaklak etmişti.
Dün gece uyumadan önce kısa çok kısa bir an kendini bıraksa ne olur diye sormaktan alıkoyamadı kendisini. Her şeyi herkesi bir kenara bırakıp Alp Timur'un uzattığı eli tutsa ve hiç bırakmasa ne olur acaba diye düşündü. O kısacık anda onunla birlikte olduğunu düşünmesi bile kalp atışlarının hızlanmasına yetmişti. Nefesinin göğsüne dar geldiğini hissetti bir an. Hayali bile kendisini bu kadar kolay ve çabuk etkiliyorsa gerçeğini düşünmek bile istemedi. Hayatı boyunca belki de ilk defa bu kadar güzel sevildiğini hissediyordu. Tamam. Levent'te kendisini her fırsatta çok sevdiğini söyler ve bunu hissettirirdi ama Alp Timur'un bakışları bile yetiyordu onu anlamasına. Öyle güzel öyle derin bakışları vardı ki, kelimelerle anlatmanın imkanı yoktu. Gözleri ne zaman onun gözleriyle buluşsa içinde depremler oluyordu sanki. Öyle tarifsizdi yaşadığı duygular. Ne zaman onu düşünse, kalbi deli gibi atmaya başlıyor nefesi hızlanıyordu. Ama onu yaşamak öyle zor öyle imkansızdı ki, kendisini çıkış yolu olmayan bir labirentin içinde gibi hissediyordu.
Çocukları hala bir gün babalarıyla barışmasının hayalini kurarken nasıl Alp Timur'un elinden tutup karşılarına çıkardı. Nasıl anlatırdı bunu onlara. Alp Timur için böyle bir duruma düşmek daha zor ve acı olurdu. Kendi yaşayacağı çaresizlikleri düşünmek bile istemiyordu. Yıllardır kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya kurduğu huzur yuvam dediği evi ne hale gelirdi ki bilir. Çocuklarını kaybedebilirdi bile. Böyle bir şeyi düşünmesi bile nefesinin kesilmesine sebep oluyordu. Kimse için böyle bir riski göze alamazdı. En iyisi hiç başlamadan bitirmekti. Sevmek yeri geldiğinde vazgeçebilmek değil miydi zaten. Elif'te vazgeçiyordu.
Masaların yavaş yavaş dolmasıyla, daldığı düşüncelerden uzaklaşarak ona en iyi gelen şeyi yaparak çalışmaya başladı. Kenan barın arkasında çalışırken Elif bu gece servise bakıyordu şimdilik. Masalar arasında gezinip siparişleri alırken bir gözüyle farkında olmadan sürekli barın kapısını kontrol ediyordu. Şimdiye kadar çoktan gelmiş olmaları lazımdı diye düşündü ister istemez. İlk siparişleri alıp servislerini yapıp bitirdiğinde, yine kapıya bakmış ve Alp Timur yine o tüm karizmasıyla kapıda görünmüştü. Kapkara olan gözlerini sanki daha da karartmak ister gibi tepeden tırnağa siyahlara bürünmüştü. Siyah kumaş pantolon, vücudunu sımsıkı saran siyah bir gömlek ve kemeriyle takım yine siyah ayakkabılar. Saatinin kordonu bile siyahtı bu gece. Sanki bir şeyin yasını tutar gibi giyinmiş olması Elif'in bilmediği bir sebepten içinden bir şeylerin titremesine sebep olmuştu. Arkasında görünen Selim ve Leyla ile beraber her zamanki gibi bara değil de masalardan birine oturmaları iyiden iyiye şaşırtmıştı onu. Derin bir nefes alarak hazır olan siparişleri almak için hızlı adımlarla yürüdü ve deskin önünde durarak tek tek tepsiye yerleştirdiği sırada o tanıdık sesi duydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw