"İyi misiniz hanımefendi?"
Diyen sesle kendine gelip bir adım geriye gitti.
"Ben çok özür dilerim, siz birden öyle karşıma çıkınca göremedim sizi. Tüh! Üzeriniz de mahvolmuş. İsterseniz yeni bir gömlek ya da tişört alabilirim. Nasıl oldu hiç anlamdım. Lütfen! Şuradaki mağazadan gidip hemen alabiliriz" diyerek eliyle yan taraftaki erkek mağazasını gösterirken, karşısındaki adamın kendisine gözlerini kısarak, yüzünde hafif bir tebessümle baktığını bile fark etmiyordu Elif.
Kendisini öyle mahcup hissediyordu ki, utancından ne yapacağını bilemiyormuş gibi, şaşkınca sürekli ellerini sallayarak konuştuğunun farkında değildi.
" Siz iyi misiniz?"
Diyen sesle kendine geldi.
"Bakın! Cidden çok özür dilerim. İşe geç kalıyorum. Bir an önce hatamı telafi etmek istiyorum. Gidelim ne isterseniz alalım. Yoksa içim rahat etmez.
"Gerek yok. Ben de dikkat etmedim. Sizin de üzeriniz kirlenmiş ayrıca" diyerek parmağıyla dondurma bulaşan üzerini gösterdi hafif bir tebessümle.
" Hiç önemli değil. Tamamen benim hatam. Elinde dondurması olan bendim. Benim dikkat etmem gerekiyordu. Rica ediyorum gidip alalım bende işime gideyim."
Mahcup gözlerle adamın yüzüne bakarken, içinden kendine saydırmakla meşguldü tabi.
"Gerek olmadığını söyledim. Kendim halledebilirim. Ama size tavsiyem bir daha dondurma yerken daha dikkatli olun ki kendinizi de suçlu hissetmeyin. Size iyi günler"
Elif'in bir şey söylemesine fırsat vermeden, Elif'in işaret ettiği mağazaya doğru giden adamın arkasından biraz şaşkın, biraz kızgın gözlerle baka kaldı Elif.
" Küstah adam. Tamam. Hata bende ama o da önüne baksaymış. Allah Allah ya. Ne var yani izin verseydin alsaydım içim rahat etseydi"
Diye söylenirken aklına gelen fikirle yüzüne yerleşen gülümseme ile koşarak adamın arkasından mağazaya girdi.
Elinde bir tişörtle, kabinlere doğru ilerleyen adamı görünce, kasaya doğru gidip kasiyere gülümseyerek;
"Merhaba. Az önce kabine giren arkadaşıma küçük bir sürpriz yapmak istiyorum. Rica etsem aldığı ürünün fiyatını öğrenip ödemeyi buradan alır mısınız?" Diyerek çantasından çıkardığı kartını uzattı.
Kasiyer bayan satış danışmanından aldığı ürünün fiyatını öğrenmiş ve Elif'in dediği gibi ödemeyi kabul etmişti. Ara ara arkasına bakarak adamı kontrol ediyordu Elif. Adam çıkmadan bir an önce halledip çıkması lazımdı buradan. Aklına gelen şeyle küçük bir not kâğıdı ve kalem istemiş aceleyle bir şeyler yazdıktan sonra notu da vermelerini rica ederek ödeme işlemini halledip teşekkür ederek mağazadan koşar adımlarla çıkmıştı.
İçi rahat ederek acele adımlarla, bir an önce otele giderken kendini tebrik etti. Sonra, aklına adamın dipsiz bir kuyuyu andıran kapkara gözleri geldi. O an istem dışı adımları yavaşladı. Tüm vücudunu bir ürperti sardı. Gözlerinden çok adamın bakışları öylesine garipti ki, etkilenmemek mümkün değildi. Ki kendisi bizzat resmen kalakalmıştı. Bir an sonra kendine kızmaya başladı.
"Salak Elif ne diye kitlendin kaldın elin adamının karşısında. Çocuk gibi neyine senin yalaya yalaya dondurma yemek. Rezil olduğuma mı yanayım yoksa üzerim mahvoldu ona mı yanayım acaba. Ödemeyi yapanın ben olduğumu anladığın da ve notu okuduğunda ne yapacaksın bakalım küstah adam?" otelin girişine geldiğinde yine adımlarını hızlandırdı koşarak içeri girdi. Soyunma odasına girip hemen üniformalarını giydikten sonra dağılan saçı başını toplayıp her zamanki hafif makyajını yaparak koşar adımlarla bir ay çalışacağı lokum bara çıkmak için personel asansörüne binip çıktı. Asansörden inip barın arka kapısından içeri girdiğinde şefinin ve barmen Kenan'ın geldiğini gördü. Arka kısımda yer alan içki raflarını kontrol ediyorlardı. "Kolay gelsin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peki Ya Sonra?
RomanceBenim gönlü güzel mavim Denizim... Gökyüzüm... Saçlarına cemreler düştüğünde ilk baharı getirenim... En güzel mevsimim... Elifim... https://youtube.com/channel/UCLuEnhBewpvxK67a_ttLiTw