B-27-

339 22 2
                                    

Selam...

Nasılsınız, Temas ailesi?

Keyifli okumalar...

Telefonu kapattıktan sonra arkadaşlarının bulunduğu alana doğru adımlarken, sıkıntı terleri döküyordu vücudu. Öyle ki her köşeden peşinde olan adam çıkıverecekmiş gibi hissediyordu. Çevresinde duyduğu her hışırtıdan irkiliyor yüreği ağzına geliyordu. Korku ve endişenin verdiği tedirginlik midesinin kasılmasına neden olurken, akabinde bulantılar başlıyordu...

Şakası yoktu bu işin bir kere yaşamış ölümden dönmüştü. Bir defa daha aynı şeyleri yaşamamanın adam, yakalanmadıkça garantisi yoktu. Oval alnından şakaklarına doğru dökülen ter damlacıklarını elinin tersiyle silerken kendi görüntüsüne çeki düzen vermeye çalıştı, ama bozulan moralini saniyeler içinde düzeltmek hiç de kolay olmayacaktı.

Birkaç defa burnundan nefes alarak ağzından verdi. Yaptığı nefes egzersizi bir nebze olsun işe yaramıştı ama tedirginliğini ört bas etmeye yetmemişti. Elinde değildi hiç yoktan yaşadığı şeyler yaşam enerjisini ister istemez düşürüyordu.

Başını kaldırıp gökyüzüne çevirdi, gözündeki perdeyi kapatıp açtı. Gökyüzünün derinliğinde kaybolmak istedi. Eline kocaman bir silgi alıp hafızasını silmek istedi. Pamuk yığınları gibi bir araya toplanmış bulutların üstünde olmak yeryüzüne hiç inmemek istedi. Keşke bu imkanlara sahip olsaydı ama ayakları yere basıyordu ve gökyüzünün özgürlüğü kendinden epey uzaktaydı.

Bütün bunları düşünüp hayal etmek bile yüreğinin yükünü hafifletmeye yetmişti. Gülümsedi. Gülümserken yanağıyla dudaklarının birleştiği alanda minicik bir gamze oluştu. Oluşan gamzede bir tomurcuk gül açtı. Şimdi arkadaşlarının yanına daha rahat gidebilirdi. "Merhaba arkadaşlar, konuşmam biraz uzadı kusura bakmayın. İki de bir sohbetinizi yarıda kesip telefonla konuşmak zorunda kalıyorum ama bu maalesef benim isteğim dışında gelişiyor."

Zarife Hanım, "Arayan kimdi kızım?" diye sordu.

"İlker'di anneciğim. Biliyorsun daha önce aradığında telefonun şarjı bittiği için konuşamamıştık ya. Şimdi merak etmeyin diye aramış. Herkese selamı var!"

Konuyu kısaca özetlemiş herkesin merakını gidermişti İlkem. Yerde serili olan kilimin üzerinden kendine yer beğenip otururken, "Evet arkadaşlar nerede kalmıştık?" dedi.

Songül, sırıtarak gülümsedi. "Nerede kaldığımızı ben biliyorum. Kim anlatacak kısmında kalmıştık."

"Aferin kız, sende zehir gibi hafıza var he!" He he he! Gülüştüler.

Zarife Hanım, gözlerini süzerek baygın bir bakış atarken ortaya, "Ben hepinizin büyüğüyüm ben kime söz verirsem o konuşacak." dedi.

"Zarife'ciğim bakıyordum sende gençlerin rüzgârına kapılmışsın?" dedi İlkem.

Kızının şakasına karşılık süzgün göz kapaklarını birkaç kez açıp kapatarak kırpıştırdı Zarife Hanım. "Ne yapayım kızım, gençlerin arasında kaldıkça bende sizlere benzedim," derken.

Zarife Hanım açısından bakılacak olunursa bu iyi bir gelişmeydi; demek ki solgun ruhu canlanmaya başlamıştı. "Tamam, Zarife'ciğim. Hadi seç bakalım kimi seçeceksen?" dedi İlkem.

SICAK TEMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin