"Kahvaltı yapmaya gidecek miyiz?"
"Evet, sahil kenarına gidelim mi?" Savaş gözlerini birkaç saniye Melis'e çevirirken sordu.
"Geçen gittiğimiz restoranta gidelim. Çok nezih bir yerdi."
"Pekala, nasıl istersen." Savaş arabayı sahil yolunun tersine sürüp Melis'in istediği restoranta ilerlemeye başladı.
"Baban neler dedi?"
"Her zamanki şeyler." Savaş alaycıl tavrıyla omzunu silkti. "Beni ne kadar çok sevdiğini anlattı durdu."
"Eminim öyledir." Melis küçük bir kahkaha atarak rujunu çantasının içine koydu. "Girmen ve çıkman bir oldu. Senden bir şey istemediğine emin misin?"
"Beni kovdu diyebilirim. Çık git dedi. Büyük ihtimalle bir şeyler planlıyor."
"Sancar Bey zeki bir adam."
Savaş bu sefer sessiz kalmayı tercih etti. Bu bildiği bir gerçekti. Babası hem zeki hem kurnaz bir iş adamıydı. "Aslında benim sinirlerimi bozan babam değil. O Umut denen herif." Her bir kelimesini tıslayarak ve üstüne vurgulayarak söyledi.
"Baban onu senden daha çok seviyor diye kıskanıyor musun?"
"Ne?" Savaş büyük bir kahkaha atarak kız arkadaşına baktı. "Benden daha çok sevmek mi? Onun gerçek oğlu benim, Umut değil."
"Birini birinden daha fazla sevmek için arada kan bağının olması şart değil. Dayımla aramda kan bağı var fakat komşumuz Salih amcayı daha fazla seviyorum."
"Dayı ve çocuk bir değildir. Ben Sancar Kara'nın öz oğluyum. Sevdiği kadın doğurdu beni. Dayınla kıyaslama, ayrıca dayını kendi çocukları bile sevmiyor. Uyuz herifin teki."
"Belki babanın gözünde sen de öylesindir?"
"Sevgililer birbirlerine destek olurlar, Melis. Daha çok gömmezler."
"Bu acı gerçekleri birinin sana söylemesi şarttı." Melis, Savaş'ın yanağını hafifçe okşadı. "Umut senin için büyük bir tehlike, sevgilim."
Savaş arabayı restorantın garajına kadar kendi sürmeyi tercih etti.
"Bunu sen de biliyorsun Savaş. O avukat-"
"Ne yapmamı bekliyorsun Melis?" Savaş arabayı durdurup sarışın kıza baktı. "Gidip babama o adamı kov diye ısrar mı etmeliyim? Babam da beni dinleyip kesin kovar zaten."
"Kovdurtma zaten. Bu basit hamle. Senin yerinde olsam onun istifa etmesini sağlardım."
Savaş emniyet kemerini çözdükten sonra tek kaşını kaldırdı. "Onun istifa etmesini mi? İyi de bunu nasıl yapacağım?"
"O adam hakkında neler biliyorsun? Gerekirse araştırma yap, onu köşeye sıkıştır ve bitir oyunu."
Aslında bunu istese rahatça yapardı Savaş. 7 ay önce öğrendiği bir gerçekle Umut'u köşeye sıkıştırır ve onun hayatını bitirirdi.
Ama hayır.
Bu, bu çok şerefsizce bir haraket olurdu.
Savaş kafasını iki yana sallayarak arabasından indi ve Melis için diğer kapıyı açtı.
"Mersi, bebeğim."
Savaş gülümseyerek kapıyı kapattıktan sonra kolunu kız arkadaşına uzattı ve girişe doğru adımlamaya başladılar.
.
"Gitti değil mi o?" Sancar Bey sinirle kapısını kapatıp sekreterinin önünden geçerken sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
versace , GAY
General Fiction"Benden nefret etmen umrumda değil," Sarışın adam alayla gülerek alt dudağını ısırdı. "Ben de sizin gibilerden nefret ediyorum. Unutma, sen sadece babam için çalışan bir avukatsın. Seni kovdurtmak dudağımdan çıkacak kelimelere bakar sadece, Umut Özt...