Umut küveti ılık su ile doldurduktan sonra ile kendisi girdi, hemen sonra da Savaş onun göğsüne doğru ilerledi ve Umut'un iki bacağı arasına girip kafasını Umut'un omuzuna koydu. "Cennet gibi."
Umut gülümseyerek ellerini Savaş'ın karnında kenetledi, Savaş da kendi ellerini Umut'un ellerinin üzerine koyup gözlerini kapattı.
"Cennet gibi olan sensin." diye fısıldadı Umut yüzünü Savaş'ın saçlarına sokarken. "Kokunu çok seviyorum."
"Umut." dedi Savaş gözlerini açarken. "Daha önce seks yaptığını belli, kiminleydi?" Umut derin bir iç çektiğinde Savaş da onun göğsüyle beraber kalkıp inmişti. "Ama eğer anlatmak istemediğin bir şey ise önemli değil."
"Üniversitedeyken." dedi Umut tek eliyle Savaş'ın saçlarını okşamaya başlarken ama gözü desenli siyah fayansa dalıp gitmişti. "Babam için hasteneye gidip gelirken okuldaki bir çocuğun dikkatini çekmiştim, zengindi. Annesi okuldaki profesörlerden biri, babası da dünyaca ünlü bir avukat. Bu birkaç defa benimle konuştu fakat ben onunla konuşacak çok fazla vakit bulamıyordum. Babam öldükten sonra bir hafta okula gitmedim, gittiğimde ise bu çıktı karşıma. Zaten bitik bir haldeydim, kantinde biraz konuştuk. Zamanla daha da yakınlaşmaya başladık ve bir gece ikimiz..."
Saçındaki eller her saniye daha fazla sertleşmeye başlamıştı Savaş'ın. Biraz canı yanıyordu fakat ses çıkarmadan hatta kıpırdamadan Umut'u dinlemeye devam etti.
"İkimiz seviştik. Bu benim ilkimdi ve çok özel olduğunu düşünüyordum. Sonra devam etti. Bir, iki, üç. Beş aylık bir ilişki yaşadım onunla. Devamlı sevişiyorduk birbirimizi ile. Sonra bir gün bunun beni her yerden engellediğini gördüm. Okula gittiğimde onu bir köşeye çekip neler olduğunu sordum ve bana güldü. 'seninle sadece eğlendim, kullandım ve attım. gerçekten de kendini benim için değerli mi sandın?' sadece bu kadardı. Zaten sonra da yurt dışına taşınıp hayatını orada yaşamaya devam etti."
Umut, Savaş'ın saçlarını ne kadar sert bir şekilde okşadığını fark ettiğinde hızla elini çekti. "Savaş'ım canını mı yaktım? Neden söylemiyorsun?"
"Yakmadın." diye fısıldadı Savaş. "Çıkalım mı artık? Su zaten soğumaya başladı."
Umut hafifçe Savaş'ı göğsünden iteledikten sonra küvetten çıkıp iki havlu getirdi ve birini kendi beline sardı. Diğerini de Savaş ayağa kalktığında onun beline doladı. "Gel hadi, çarşafları değiştirdikten sonra uyuyalım."
Umut çarşafları değiştirirken Savaş gözünü kırpmadan onu seyrediyordu. Şu ana kadar sorunun tamamen kendisinde olduğunu sanıyordu ama anlamıştı ki değildi. Umut'un güven problemleri üniversitedeki o iğrenç ilişkisine dayanıyordu. Adımlarını Umut'a çevirip arkasından ona sarıldı ve alnını Umut'un çıplak sırtına dayadı. "Umut, seni çok seviyorum."
Umut içtenlikle tebessüm etti. Yavaşça gerisine dönüp kollarını Savaş'ın bedenine doladı. "Ben de seni seviyorum Savaş'ım."
Savaş kafasını kaldırıp dudaklarını Umut'un dudaklarına bastırdı. Onu yavaş yavaş öptü, tadını çıkara çıkara. Sonra gülümseyenler geriye çekildi. "Hiç sevmedim bu duyguyu."
Umut tek kaşını kaldırdı. "Hangi duyguyu?"
"Seni görünce kalbimi hızlandıran, beni terleten, durmadan seni öpmemi isteyen duyguyu. Kendime sana yapıştırmak istiyorum. Yanından bir dakika bile ayrılmak istemiyorum."
"Kısadan aşk deseydin yeterdi." Umut gülerek onun alnına yapışmış saçlarını geriye iteledi. "Alışırsın zamanla."
"Daha sıkı sarıl bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
versace , GAY
General Fiction"Benden nefret etmen umrumda değil," Sarışın adam alayla gülerek alt dudağını ısırdı. "Ben de sizin gibilerden nefret ediyorum. Unutma, sen sadece babam için çalışan bir avukatsın. Seni kovdurtmak dudağımdan çıkacak kelimelere bakar sadece, Umut Özt...