( ꓃ ) Bir tek sen ol mutluluğumda

3.3K 189 324
                                    

Ve sona geldik...

"Dikkat." dedi Savaş, Esma'yı çok yavaş bir şekilde yatağa yatırırken. Bir şekilde yurttan izin alıp ameliyattan beş gün sonra Esma'yı evine getirmişti. "Rahat mısın?"

"Rahatım Savaş abi." dedi Esma gülerek. Nereye adım atsa Savaş her bir adımda iyi olup olmadığını soruyordu. "Sen de otur, sanki senin benden farkın var."

Bu sırada Umut girdi içeriye, elindeki bardağın bir tanesini Savaş'a diğerini Esma'ya uzattı. "İkinizin de bol bol su içmesi lazım, doktor tembihledi."

"Umut, sen burada dur. Ben ellerimi yıkayıp geliyorum hemen." Savaş, Umut'un yanağına hızlı bir öpücük bıraktıktan sonra odadan çıktı. Bacağındaki, sırtındaki yaralar artık geçmiş sayılırlardı fakat kaburgaları ve göğsü hâlâ aynı şekilde devam ettiği için çok hızlı yürümeyeye dikkat ediyordu.

Ellerini yıkadıktan sonra mutfağa gittiğinde kaşlarını şaşkınca havaya kaldırdı. "Melike Abla?"

"Yakışıklı kuzum." Umut'un annesi gülümseyerek yüzünü Savaş'a çevirdi ve sıkıca sarıldı. "Kusura bakma oğlum şimdi gelebildim. Önceden gelecektim ama iyice iyileşmeni beklemedim, belki fazlalık olursa mikrop kaparsın diye korktum."

"Hoş geldin." Savaş da kadına içtenlikle sarıldıktan sonra gülümseyerek geri çekildi. "Emre nerede? O da geldi mi?"

"Geldi, geldi. O da sizi arıyordu zaten."

"Yukarıya çıkmıştır o zaman." Savaş tezgaha yaslanıp ağırlığını kalçalarına verdi. "Nasılsın?"

"Ben iyiyim kuzum asıl seni sormalı. Yaraların nasıl oldu?"

"Gün geçtikçe iyileşiyorlar. Haftaya duruma göre bazı yerlerdeki dikişler alınacak."

"Kaburgaların nasıl oldu?"

"Onlar fena." dedi Savaş gülerek. "Üstüne yatınca ağrılar gidiyor kalkınca tekrar başlıyorlar. Nefes alasım gelmiyor."

"Kırığın ilacı bende." dedi kadın gülümseyerek ve poşetin içindeki tencereyi gösterdi. "Sana kelle paça getirdim."

Savaş'ın yüzü biraz ekşidi. "Kelle paça mı?"

"Hiç öyle bakma. İçine sarımsaklı sirke koydun mu seve seve içersin. Futbolcular bile içiyor oğlum."

"Emir büyük yerdense içeceğiz o zaman." diyerek kafa salladı Savaş.

"Aferin benim yakışıklı kuzum." Kadın elini Savaş'ın yanağına koyup hafifçe sıktı. "Bu arada ben size kırgınım."

Savaş hızla iki kaşını kaldırdı. "Neden?"

Kadın başı ile yukarı katı gösterdi. "Umut'umla sevgiliymişsiniz, neden söylemediniz."

Savaş rahatlasa mı yoksa daha da mı gerilse bilemedi. "Biliyorsunuz, ikimiz de erkek olunca ne kadar geciktirsek o kadar iyi olur diye düşündük. Gelecek tepkiler ne olur bilemedik."

"Anlıyorum kuzum." diye fısıldadı kadın gülümseyerek.

"Sen hastanede mi öğrendin?"

"Evet, Umut'u hastanede ilk gördüğüm anda bunun arkadaşlık olmadığını anladım. Bir arkadaş için fazla üzgündü. Sonrasında da sen komaya girdiğini üçüncü günü sinirleri bozuldu, kucağımda saatler ağlayıp 'sevdiğim adam benim yüzümden ölüyor anne' diye ağlayınca..." Kadın içine bir nefes çekti. "Barıştınız mı?"

"Barıştık." dedi Savaş. "Öyle aramızda ufak bir tartışmaydı, hallettik."

"Mütevazı davranıyorsun. Umut sinir krizi geçirecek kadar kendini suçladıysa ufak bir konu değildir. Çok mu kırdı seni?"

versace , GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin