En kötü an bile onunla eğlenceli

2.8K 241 202
                                    

Savaş'ın alarmı çaldığında gözlerini aralayıp alarmı kapattı ve ayağa kalktı. Dört saatte uykusunu iyi almıştı. Bir duşa girip uykusunu tamamen açtı ve saçlarını kurulayıp banyodan çıktı. Çantanın içinden bir tane baksır aldı. "Düşünceli çocuk, baksır bile koymuş." diye fısıldadı baksırın bir tanesini alıp giyerken. O sırada kapısı çaldı ve Umut'un sesi geldi. "Savaş, benim. Uyanık misin?"

Savaş kapıyı gidip açtığında Umut'un çoktan hazırlamış olduğunu gördü. Umut ise Savaş'ın çıplak olduğunu görünce onu omuzundan hafifçe iterek içeriye soktu ve kapıyı kapattı. "Giyin de çıkalım, mekan açılmıştır."

Savaş tekrardan çantanın yanına gitti ve bir gömlek ile pantolon çıkardı. Pantolonu girerken gözlerini Umut'a çevirdi. Umut, Savaş dışında her yere bakıyordu. Savaş pantolonunu giydikten sonra gömleği içine soktu ve ceketini giydi. "Hadi çıkalım."

"Saçlarını iyi kuraladın değil mi? Hava serin."

"Evet, iyi kuruladım." Savaş cüzdanını ve telefonunu alıp cebine koydu ve Umut'a baktı. Saçlarını bu sefer fön çekmemişti, doğal haliyle bırakmıştı. "Beğendim."

Umut gülümseyerek kapıyı açtı. Beraber asansöre gidip garaja indiler. Savaş sağ koltuğa geçip telefonundan mekanın konumunu açtı, Umut da arabayı sürmeye başladı. "Buraya yakın değil mi?"

"Yakın, yakın. Bilerek bu oteli seçtim." Savaş kafasını kaldırıp ön camdan dışarıya baktı. "Şu kavşaktan dön, 70 metre ileride."

Umut onun dediğini yaptı, kavşaktan dönüp 70 metre gittiğinde sonunda mekanı buldular.

"Puşta bak." diye mırıldandı Savaş. "Paraya kıymış."

İlk Savaş indi arabadan, hemen ardından da Umut. Savaş hızlı adımlarla bara girerken Umut dışarıdan daha sakin gözüküyordu fakat iç içini yiyordu sinirden. Sinirle yumruklarını sıkarak bodyguard ile konuşan Savaş'ın yanına gitti. Savaş bodyguarda her ne dediyse adam kafasını öne eğerek kenara çekilmişti.

Barın içine girdiklerinde ikisi de tek bir kişiyi aradılar.

Utku Çaparoğlu .

"Piçi buldum." diye tısladı Savaş ve bir saniye bile beklemeden Utku'nun yanına gidip adamın yakasından tuttu ve güldü. "Merhaba bebeğim, beni özledin mi?" Ve hiç beklemeden kafasını Utku'nun kafasına geçirdi.

Utku yere yığıldığında bodyguardın bir tanesini Savaş'ın üzerine doğru koşmuştu ki Umut bodyguardın kolundan tutup durdurdu. "Eğer ona dokunursan elini kırarım."

Utku düştüğü yerden kalkıp kafasını hızlı hızlı iki yana salladı ve elini kanayan kaşına götürdü. "Yine mi sen?"

"Lan ben seni uyarmadım mı?" Savaş sinirli bir adım atarak Utku'ya yaklaştı. "Ne diye hâlâ Emre'nin peşindesin?"

"Ne diyorsun sen? O günden sonra bir daha gelmedi barıma."

"O sana gelmedi zaten." Savaş cebinden telefonunu çıkarıp galerisini açtı ve Utku'ya çevirdi. "Sen ona gittin. Ne söyledin çocuğa?"

"Sen beni mi takip ediyorsun?"

"Etmiyorum, ettirtiyorum." Savaş'ın dudakları zevkle yukarıya doğru kıvrıldı. "Senin hakkında neler öğrendim Utku, bir bilsen."

Utku geriledi fakat gardını indirmedi. "Ne öğrenmiş olabilirsin? Boş blöf atıyorsun."

"Mesala." dedi Savaş ellerini cebine sokarken. "Annen seni hakkıyla iş yapan bir öğretmen olarak biliyor değil mi? Barın olduğunu ve o barda uyuşturucu sattığını öğrense kadıncağız ne kadar çok üzülür."

versace , GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin