"Yavrum ne gerek vardı hediyeye." dedi Melike Hanım gülümseyerek. "Ne kadar da güzelmiş." Kar küresini iki kez salladıktan sonra ilk başta Savaş'a daha sonra da Umut'a sarıldı. "Nazik oğullarım benim."
"Ben bunu kız arkadaşıma veririm." dedi Emre kendi kar küresine bakarken. "Tabii kız arkadaşım olduğunda."
"Ayıp oğlum ayıp." diyerek kardeşine baktı Umut. "Git yenisini al kıza."
"Çay içersiniz değil mi? Yemeğin üzerine iyi gider."
"İçeriz abla." dedi Savaş koltuğa tekrar otururken. "Yardımlık bir şey var mı?"
"Yok kuzum, çay koyup geleceğim."
Kadın mutfağa giderken Umut sevgilisinin yanına oturup elini bacağına koydu. "İşin yok değil mi? Bu gece burada kalır gibiyiz çünkü."
Savaş, Umut'un koluna girip başını Umut'un omuzuna koydu. "Hayır, herhangi bir işim yok."
Umut onun saçlarına bir öpücük bıraktığında Savaş kafasını çekip dik oturdu. Annesi her an içeriye girebilirdi, Umut'u zor durumda bırakmak istemiyordu. Tam da tahmin ettiği gibi olmuştu, birkaç dakika sonra Melike Hanım içeriye geldi ve Emre'nin yanına oturdu. "Savaş, Umut bana hiç anlatmıyor. Sen biliyorsundur, var mı Umut'un konuştuğu bir kız?"
Umut göz devirirken Savaş gülerek en başta Umut'a sonra kadına baktı. "Yok galiba, hiç görmedim onun yanında kız."
"Ne lisede kız arkadaşı oldu ve üniversitede." Kadın gözlerini oğluna çevirdi. "Artık elinde mesleğin var, bir kız bul artık oğlum."
"Anne." dedi Umut uyarıcı bir sesle. "Açma şu konuyu bana."
"Oğlum açmayacak ne var?" Gözlerini tekrardan Savaş'a çevirdi. "Senin var mı kuzum?"
"Var." dedi Savaş kafasını sallayarak. "Çok güzel giden bir ilişkim var. Büyük ihtimalle de yazın evleneceğiz."
Umut gülümsememek için dudağını ısırdı ve kafasını öne eğdi. Melike Hanım ise içtenlikle güldü. "Ne güzel, ne güzel. Artık yuva kurmanızın zamanı geldi. Bizim inatçı da bulsa kendisine keşke."
"Anne lütfen."
"Tamam, tamam. Ne zaman istersen." Kadın ayağa kalkıp mutfağı gösterdi. "Ben çaya bakacağım."
"Haklı annen." dedi Savaş fısıldayarak. "Şu kadına bir torun verelim artık."
Umut gülerek ona baktı. "Doğuracak olan sensen kabul."
"Tıp gelişti Umut."
"Bu kadar değil."
"Birkaç seneye o da olur."
Umut mutfağa baktıktan sonra Savaş'ı iki kolunun arasına sıkıştırıp üstüne eğildi. "Doğurmayı kabul ediyorsun yani?"
"Benim için hava hoş, acı çekecek olsan sensin."
Umut kaşlarını çattı. "Nasıl yani?"
"Naz yaparım, hem de çok fazla. Gece geç saatlerde aşeririm, gecenin üçünde seni erik, çilek, karpuz, dut ya da herhangi bir mevsimi olmayan meyve bulmaya yollarım. E tabii mide bulantıları var, sen ağzımı yüzümü silmek zorunda kalacaksın. Duygusallık, ister istemez olacak. Ben ağlayınca sen de duygulanacaksın. Tripler de yanında promosyon. Yani olan sana olacak."
Her bir cümlede Umut'un yüzü dehşete kapılmıştı fakat sonra onları hayal ettiğinde gülümsedi. "Olsun." dedi burnunu onun burnuna sürterken. "Çok tatlı olursun. Karnın şiş, haraketlerin sevimli bir bebek gibi."
![](https://img.wattpad.com/cover/283302194-288-k57103.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
versace , GAY
General Fiction"Benden nefret etmen umrumda değil," Sarışın adam alayla gülerek alt dudağını ısırdı. "Ben de sizin gibilerden nefret ediyorum. Unutma, sen sadece babam için çalışan bir avukatsın. Seni kovdurtmak dudağımdan çıkacak kelimelere bakar sadece, Umut Özt...