( ꓃ ) Kendimi affettireceğim

2.6K 171 247
                                    

Merhaba!

Önceki final gerçek finaldi biliyorsunuz ki. Bu ise ekstra bir final.

O angst bitti. Üzücü ve yıkıcı bir finaldi ama bu sevindirici ve yapıcı bir final olacak.

Belki önceki final angst diye okumadan direkt bu finale geçenleriniz vardır aranızda ondan uyarı vermek istedim. Önceki bölümden "Hastanedeki 7. Gün" kısmına kadar okuyun sonrasında buraya gelin çünkü oradan devam edecek.

O zaman gidip Savaş'ın tatlı tatlı laf sokmalarını, triplerini okuyup eğlenelim.

İyi okumalar <3

Hastanedeki 7. Gün

Yedi gün.

Yedi acı dolu gün.

Dışardan bakan biri artık Umut'u tam olarak tanıyamazdı. Saçları ve sakalları birbirine karışmış vaziyetteydi, uzayan kıvırcık saçları yağlanmıştı ve kaslı vücudu neredeyse beş kilo vermişti. Hiçbir şey yemediği ve içmediği için. Tek yaptığı cüzdanındaki veya telefonundaki fotoğraflara, videolara bakıp yapabilirse biraz tebessüm etmek ve sonrasında saatlerce ağlamaktı.

Sancar Bey ise daha yaşlı olduğundan onunki Umut'tan da sancılı geçmişti. Günde en fazla bir saat zar zor uyuyabiliyor, yaşamına resmen serumla devam ediyordu. Mert birkaç kez bir şeyler yedirmeye başarsa da yeterli değildi hiçbiri.

Sancar Bey biraz nefes almak için dışarıya çıktığında Umut da onun peşinden gitti. Sessiz bir köşeye geçmişlerdi, fazla insanın olmadığı bir yer. "Bir şey mi oldu Umut?"

"Savaş haklıydı."

"Ne?"

"Melih konusunda." dedi Umut yutkunurken. Gözü yerdeki oval bir taşta sahipti. "Her şeyin altında Melih ve kardeşi varmış. O güller, bana ve Savaş'a atılan iftaralar, belgelerin çalınması. Her şey. Hepsi birer oyunmuş." Umut yaşla dolu olan gözlerini Sancar'a çevirdi. "Savaş her zaman haklıydı."

Sancar Bey arkasını dönüp eliyle ağzını sıkı sıkı kapattıktan sonra gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı. Son yedi gündür herkesten gizli gizli ağlıyordu fakat şimdi kimse umrunda değildi. "Oğluma bu elime vurdum." dedi tokat attığı elini kaldırıp bakarken. Sonrasında avucunun içini sertçe duvara vurmaya başladı. "Keşke kırılsaydı bu eller de onun canını yakmasaydım."

Umut halsiz elini Sancar Bey'in koluna koyup onu durdurmaya çalıştı ama bunu yapmak çok zordu. Hiç derman yoktu kollarında, zaten kendisini biraz bıraksa bayılıp düşecekti. "Yapmayın, bunu kendinize zarar verin diye söylemedim."

"Çok dedi, ona güvenmiyorum diye çok dedi Umut." Sancar Bey sırtını duvara yaslayıp kendisini yere bıraktı. "Her defasında azarladık."

Umut'un da dudaklarından bir hıçkırık çıktı. "En çok ben kırdım." diye fısıldadı acı bir sükun içinde. "En çok ben yaraladım onu." Ruhu bedeninden kopuyor gibi hissediyordu, sanki kızgın miller çekiyorlardı gözlerine. Ateşte dövülmüş bir şişi göğsüne bastırıyorlarmış gibi yanıyordu canı.

versace , GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin