"Bekleyin!" diyerek polisleri durdurmaya çalışıyordu Savaş. Özellikle Umut'u elleri kelepçeli bir şekilde şirket dışına çıkarmak istemiyordu. "Kendi isteğiyle, zorluk çıkarmadan geliyor işte! Ne gerek var bunu takmayı!?" Fakat polisler onu duymamazlıktan geldiğinde Savaş babasına döndü. "Baba, bir şeyler yap."
Sancar Bey'in yüzündeki ifade farklıydı. Daha önce Savaş'ın hiç görmediği bir ifadeydi bu. Sinir, hayal kırıklığı, sorgulama, üzüntü, kızgınlık her şeyden bol bol vardı. Polislere götürmesini işaret ettiğinde polisler ellerinde kelepçe ile Umut'u odadan çıkardı. "Hayır!" dedi Savaş, Umut'un kolunu sıkı sıkı tutarken. "Zaten kendisi bir avukat-"
"Savaş." diyerek sakince gözlerini sevgilisine çevirdi Umut. "Bırak adamlar işini yapsınlar, panik yapma."
"Ama-"
"Sorun yok, gerçekler ortaya çıkacak. Çekil şimdi."
Savaş istemeyerek de olsa Umut'un kolunu bıraktığında polisler onu odadan çıkarmışlardı. Savaş ise hızla babasının yanına gitti. "Baba, Umut'u götürüyorlar. O yapmaz de!"
Sancar Bey sonunda kendisine yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Elindeki çıktıyı masanın üzerine sertçe koyup Savaş'a çevirdi. "Al bak! Önümdeki çıktı aynı şeyi söylemiyor!"
"Bir yanlışlık olmalı!"
"Gel benimle o zaman." Sancar Bey sertçe Savaş'ın kolundan tutup onu dışarıya çıkardı. Herkes toplanmış, giden polislere bakıyorlardı. Sancar ve Savaş'ı gördüklerinde yerlerine geçmeye çalışarak etrafta koşuşturup durdular. Sancar Bey ise onları görmemezlikten gelerek güvenlik odasına girdi ve Savaş'ın kolunu iteleyerek bırakıp güvenliğe döndü. "Aç görüntüleri."
Güvenlik görüntüleri açtığında Savaş tüm dikkatini ekrana verdi. Umut elinde bir dosya ile giriyordu odaya, dolabın önüne gidip cebinden anahtarı çıkardıktan sonra dolabı açtı ve elindeki dosyayı oraya bıraktı. O dosyayı bıraktıktan sonra odadan çıkmadı, dolabın en altındaki kırmızı bir dosyayı çekip çıkardı ve elinde aldıktan sonra kamera en başta bulandı sonrasında tamamen görüntü yok oldu.
"Gördün mü!?" diye bağırdı Sancar Bey, Savaş'a dönerek. "Dosyayı alıyor ve sonrasında kameraları devre dışı bırakıyor fakat hatalı bırakmış!" Güvenliğin kalktığını sandalyeye oturup gömleğinin düğmelerini açtı. "Artık kendisini ne kadar paraya sattıysa."
"Hayır." dedi Savaş kafasını iki yana sallayarak. Gözlerini ekrandan çevirip babasına döndü. "Umut'tan bahsediyoruz baba, yapma bunu."
"Savaş, söz konusu para ise eğer insan en ağır pislik olabilir. Herkesi kendin sanma."
"Baba Umut'tan bahsediyoruz Umut'tan!" diyerek bağırdı bir kez daha Savaş. "4 yıldır burada çalışan adamdan! Bir kez olsun tek yanlış bir hareketini gördün mü sen onun!?"
"Haklı çıktın." dedi Sancar Bey sakin bir sesle. "O gece yemekte Umut'a hiç güvenmediği, hikayenin sonunda kötü karakter olarak çıkacağını söylemiştin." Sancar Bey gözlerini oğluna çevirdi. "Haklıymışsın."
Savaş sertçe iki eliyle saçlarını geriye doğru çekti. "O üç ay önceki bir şeydi baba. O zamanlar nefret ediyordum ondan, dediklerimde samimi bile değildim!'
"Sesini yükseltme bana!" Sancar Bey bir hışım oturduğu sandalyeden kalkıp güvenliği dışarıya çıkardı. "Daha çok toysun, insanların para için neler yapabileceğini bilmiyorsun!"
"Baba gözünü seveyim yapma." dedi Savaş daha sakin bir sesle, babasını şu an için daha fazla sinirlendirmek istemiyordu. "Eğer bu durum beş altı ay önce olsaydı o zaman bile Umut'un yaptığına inanmazdım. Gerçekten de onun yapmış olmasını isterdim ama yapmadığını bilirdim. Sen onu benden daha iyi tanıyorsun, Umut böyle bir insan değil. Para için satmaz şerefini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
versace , GAY
Fiksi Umum"Benden nefret etmen umrumda değil," Sarışın adam alayla gülerek alt dudağını ısırdı. "Ben de sizin gibilerden nefret ediyorum. Unutma, sen sadece babam için çalışan bir avukatsın. Seni kovdurtmak dudağımdan çıkacak kelimelere bakar sadece, Umut Özt...