Merhaba yakışıklı azrail (final 1)

2.8K 178 488
                                    

Ve final (1) sahnesine geldik.

Bölüm şarkısı: Şebnem Ferah - Hoşçakal.

✷ bu işareti gördüğünüz yerlerde, arka planda bu şarkıyı açarsanız daha fazla eziyet çekersiniz. o yüzden size bırakıyorum

O zaman HERE WE GO AGAIN

İyi okumalar <3

Umut büyük bir evin önünde durduklarında kaşlarını çatarak Melih'e döndü. "Utku'nun evi, eğer bunun da altında bir şey yatıyorsa-"

"Utku yok, büyük ihtimalle şu an yurt dışına kaçmakla meşgul." Melih indiğinde Umut da inip onu takip etmeye başladı. Gözleri sadece Melih'i takip ediyordu. Sakinleş diyerek fısıldadı kendisine. Şimdi değil, sakinleş. Sakin adımlarla Melih ile beraber eve girdikleri anda boğuk bir nefes aldı. Koridorda ilerleyip bir odaya girdiklerinde ise birkaç saniye önce aldığı boğuk nefesi bile alamadı.

"Bunlar Savaş'ın tabloları."

"Bu tabloları satın alan Utku'ydu, ben de aradaki aracı." Melih kafası ile odanın içindeki diğer kapıyı gösterdi. "Sadece bununla da sınırlı değil." Bir saniye önce gösterdiği kapıya doğru ilerleyip açtı ve kenara çekildi. "Utku, Savaş'ı takıntı haline getirmişti Umut. 'Gururumu kırdı, beni annemle tehdit etti' diyerek başladı her şeye."

Umut içeriye baktığında Savaş'ın fotoğrafları ile karşılaştı. Yolda, spor salonunda, otelde, şirkette, hatta evin içinde bile. "Hayır."

"Bana geldi, yardım istedi. O benim kardeşimdi Umut, onu geri çeviremezdim."

"Engelleyebilirdin ama."

"Haklısın, yapabilirdim ama yapmak istemedim çünkü sana gerçekten de aşık oldum. Utku bunu fark ettiğinde bana bir teklifte bulundu. Planlarına göre sen bana aşık olacaktın, Savaş da ona. Eğer her şey yolunda gitseydi sen benim olacaktın, Savaş da onun."

"Lan mal mıyız biz?" Umut sert bir şekilde Melih'in yakasından tutup onu duvara vurdu. "Ne demek Savaş, Utku'nun olacaktı!?"

"Takmıştı kafayı Savaş'a. Tek istediği Savaş'ın kendisine deliler gibi aşık olmasıydı. En başta takıntısı sana diyordum ama hayır, Savaş'ı senden bile kıskanıyordu. Nefreti arzuya dönüştü, Savaş'ı deliler gibi arzuluyordu."

"Bekle, bekle." Umut'un elleri Melih'in yakasından düştü. "Oydu değil mi? Savaş'ı o evde bayıltıp yarasına dikiş atan Utku'ydu." Kalbi dehşetle çarparken bir kez daha tuttu Melih'in yakasından. "Bir şey yaptı mı ona!? O gece Savaş'a dokundu mu!?"

"Hayır, hayır. Hiçbir şey yapmadığını söyledi. Sabaha kadar başucunda oturmuş sadece. Saçlarını okşamaktan ileriye gitmemiş."

Bu bile yetmişti Umut için. "Onun o pis elleri benim sevgilimin bedeninde dolaştı!"

"Dediğim gibi, ileriye hiçbir zaman gitmedi. Onun istediği Savaş'ın kendi rızası ile ona gelmesiydi." İçine derin bir nefes çektikten sonra devam etti. "Bu yüzden ilk seni yakmak istedi. Çünkü biliyorduk ki sen Savaş'ı bırakmazdın ama Savaş seni bırakabilirdi. Şirkete bir adam soktum, belgeleri çaldı ve suçu sana attı. Planımıza göre Savaş seni suçlayacaktı ve sen de ondan ayrılayacaktın. Ben seni kendi şirketime çekerken Utku da Savaş'ı kendisine çekecekti fakat işler planladığımız gibi gitmedi. Herkes senin suçlu olduğunu kabul ederken bir tek Savaş etmedi ve işin peşini bırakmadı. Savaş sana inandı."

Umut kalbine bir sızının girdiğini hissetti. Derin, keskin, acı verici bir sızı. Bir kağıt yarası gibi.

"Baktık ki Savaş hiçbir şekilde seni bırakmıyor, her zaman senin arkanda bu sefer de Savaş'ı vurmak istedik. Açıkçası buna inancımız yoktu. Savaş bile Umut'u bırakmasaydı Umut hiç bırakmaz Savaş'ı dedik fakat bıraktın. Tutmaz dediğimiz plan senin sayende tutmuştu. Kendimi hem sana hem Sancar Bey'e sevdirdim. Savaş ile aranıza girdim her zaman. Savaş benden şüphelenmişti ama sen bana o kadar çok güveniyordun ki benim için Savaş'ı karşına aldın. Utku'nun gülleri işe yaradı. Planlarımız mükemmel gitti, siz istediğimiz gibi ayrıldınız. Berna ve Hazal son damgayı vurdular, her şey bitti dedik. Ama sonra... Sonra planlamadığımız bir şey oldu. Savaş'a araba çarptı."

versace , GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin